Kemalist mi, FETÖ'cü mü, PKK'lı mı? Kim bu İsmail Saymaz?
Manipülatif yazı ve söylemleriyle gündeme gelmeye çalışan İsmail Saymaz kim? Kemalist mi FETÖ'cü mü PKK'lı mı yoksa bir DHKP-C militanı mı? Kim bu İsmail Saymaz?
Sosyal medyada yayılan bir videoda ''gazeteci'' İsmail Saymaz'ın çizdiği profil ele alındı. Çeşitli örgütlerin adeta sözcülüğünü yapan, İslam'a ve Müslümanlara yönelik provakatif söylemleriyle bilinen Saymaz'a ilişkin şu ifadeler kullanıldı;
''İster satılık kalem deyin, ister tetikçi ister yalancı ister kullanışlı bir aparat. Her kalıba girebilen her şekle bürünebilme yeteneğine sahip biri. Kim im bu dersiniz? Hemen herkesin ismen tanıdığı ama iç yüzünü çoğu kimsenin bilmediği İsmail Saymaz. Aslında kendisi pek de gazeteci sayılmaz. Hayatını yalana, iftiraya, manipülasyona adamış bir tetikçi.
Onu bir gün solcu bir televizyon kanalında diğer gün sağcı bir kanalda görürsünüz. Çıktığı TV'lerde laf salatası yaparak bilgisi olmadığı halde her konuda fikri olan herçokolog. Gazeteci kimliği ile perdelediği hayatı çok renkli ve değişken. Onu yakalayabilmek çok zor. Gittiği yolda tehlikeler belirince nasıl oluyorsa her defasında sıçramayı başarabilen sözde gazeteci.
Savcı Mehmet Selim Kiraz'ı katleden DHKP-C militanları ile görüşme gerçekleştirdiğinde Radikal gazetesinde henüz çömezdi. Ama gazetede onca kıdemli gazeteci varken İsmail nasıl bir yetkiye sahipse savcıyı rehin alan teröristlerle direkt görüşebiliyor. Görüşme sonrasında Savcı Selim Kiraz katledildiği halde güvenlik güçleri 'durun bir dakika bu İsmail katillerle ne konuştu?, neden İsmail Saymaz konuştu?' diye dönüp ifadesine başvurdu mu? Mesela savcıyı öldürme kararını sorumlulardan katillere ileten İsmail olabilir mi? Bu şüphe bile İsmail'in ifadeye çağrılması için yeterli değil mi? Ama tahmin edin ne oldu? Güvenlik güçleri İsmail'in ifadesine ihtiyaç bile duymadı. Neden? Yoksa güçlü bir el tarafından mı korundu? Gün geldi PKK'nin sözcülüğüne soyundu. PKK'nin katlettiği binlerce masum vatandaşa rağmen güvenlik güçleri katledilirken bile PKK'ye desteğini sürdürdü.
Ama nedense kimse dokunamadı ona. Hatta bütün PKK seviciliğine rağmen milliyetçi olarak konumlanmış siyasetçilerin en sevilen ismi ve bilgi kaynağı oldu. Gün geldi İslam'ı ve öğretilerini dışladı ama İslami konularda fetva vermekten de geri durmadı. Gün geldi FETÖ'ye övgüler dizdi yanlışlarını savundu ama sözde darbe karşıtı muhalif partilerin yanında soluğu aldı. Gün geldi muhalefeti eleştireyim dedi kendini yine yan muhalefetin kucağında buldu. Peki her konuda herkese ilişen bu kişiye kimsenin ilişmemesi sizce de tuhaf değil mi?
Kimse ona sen kimsin demiyor. Bu gün biz diyoruz. İsmail gerçekte kimsin? Bir DHKP-C militanı mı, bir Atatürkçü mü, bir FETÖ'cü mü, bir PKK'li mi? Seni dokunulmaz kılan ve her şeyden sıyrılmanı sağlayan güçler kim? ''