• DOLAR 34.639
  • EURO 36.352
  • ALTIN 2921.565
  • ...
TBMM Deprem Komisyonu Raporu açıklandı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili ve Deprem Araştırma Komisyonu Başkanı Veysel Eroğlu, Komisyon tarafından hazırlanan raporu açıkladı.

Komisyonun kısa sürede 13 toplantı gerçekleştirdiğini ifade eden Eroğlu, kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum teşkilatları, dernekler, üniversitelerden akademisyenleri dinleyerek Kahramanmaraş depremlerini en ince ayrıntılarına kadar incelediğini kaydetti.

Eroğlu, raporun birinci bölümünde Kahramanmaraş depremlerinin bütün yönleriyle ele alındığını, bölgenin zemin yapısından bina stokunun durumuna kadar, deprem sırasında yapılan arama kurtarma çalışmalarından deprem sonrası yürütülen faaliyetlere kadar, çadır ve konteyner kentlerden kalıcı konutların inşasına kadar bütün detaylara raporda yer verildiğini aktardı.

İkinci bölümde Türkiye'nin depremler konusundaki hukuki ve kurumsal yapısının ele alındığını belirten Eroğlu, "Raporun üçüncü bölümünde Türkiye’nin mevcut yapı stoku etraflıca ele alınarak depreme dirençli şehirlerin kurulması için gerekenler sıralanmıştır. Dördüncü bölümde kentsel dönüşüm uygulamaları, beşinci bölümde ise afet yönetim sistemi ele alınmıştır." dedi.

Araştırma Komisyonunun en önemli kısmını altıncı ve son bölümün oluşturduğunu ifade eden Eroğlu, bu bölümde Kahramanmaraş depremleri başta olmak üzere genel olarak depremlerin afete dönüşmemesi için gerekli tespitlerin yapıldığını, bu tespitlere göre teklif ve tavsiyeler geliştirildiğini belirtti.

"Toplam 165 ciddi tespitte bulunuldu"

Her bir teklif ve tavsiyeden doğrudan mesul kurum ve kuruluş ile koordinasyon gerektiren kurum ve kuruluşların belirlendiğini kaydeden Eroğlu, "Komisyonumuz hazırlamış olduğu raporda, depremlerin sebepleri ve alınması gereken tedbirlere dair adeta iğneyle kuyu kazar gibi çalışmış ve çok önemli tespitlerde bulunmuştur. Ortaya konulan tespitlerin her birinin çözümüne dair teklif ve tavsiyelere de raporda yer verilmiştir.  Toplam 165 ciddi tespitte bulunularak bu tespitlerin çözümüne dair 295 teklif geliştirilmiştir." ifadelerini kullandı.

Tespitler iki ayrı başlık altında toplandı

Tespitlerin, "Hukuki ve Mevzuat Düzenlemesi Gerektiren Hususlar" ve "Kurum ve Kuruluşlarca Yapılması Gereken Düzenlemeler" olarak iki ayrı başlıkta toplandığını aktaran Eroğlu, "Mevzuat düzenlemesi gerektiren hususlarla alakalı 52 tespit yapılmış ve 94 ayrı teklif sunulmuştur. Kurumların yapması gereken hususlar için 113 tespit ve 201 teklifte bulunulmuştur." dedi.

Eroğlu, rapordaki tespit ve tekliflerini söyle sıraladı:

1.     AFAD Başkanlığı yapılanmasında sahada daha etkin ve hızlı karar alınarak kaynakların doğru yönetilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu sebeple yetkilerin en alt müdür/grup başkanı seviyesinde dağıtılması sağlanarak afet yönetiminin sürekliliği sağlanmalıdır.

2.     Bütün Bakanlıklarda Afet ve Acil Durum Yönetimi Dairesi Başkanlığı kurulmalıdır.

3.     Büyükşehir ve il belediyelerinde Afet ve Risk Azaltma Daire Başkanlığı ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı kurulmalıdır. İlçe belediyelerinde ise Afet ve Risk Azaltma ve Kentsel Yenileme Şube Müdürlükleri kurulmalıdır.

4.     1985 yılında, takriben 38 yıl önce, yürürlüğe 3194 sayılı İmar Kanunu günümüz şehircilik, planlama, yapı üretim ve denetim hizmet ihtiyaçlarına cevap veremez ve ulusal afet mevzuatıyla da kopuk bir durumdadır. Afet, koruma ve çevre gibi konularda politika ve ilmi gelişmeler ile uyumlu olan yeni bir mekânsal planlama anlayışının oluşturulan yeni bir İmar Kanunu hazırlanmalıdır.

5.     Depreme hazırlık ve deprem ile alakalı çalışmaların il esasında ele alınması için illerde Valilikler riyasetinde bir “Üst Kurul” teşkil edilmelidir. Bu kurulda belediyeler de dahil olmak üzere ilin ilgili kurumları yer almalıdır. Bu üst kurulların oluşturulması için bir Cumhurbaşkanlığı Genelgesi çıkarılmalıdır.

6.     Kentsel Dönüşüm uygulamasında riskli bölgelerin tespit edilerek, yapılacak uygulamanın bu risk durumuna göre öncelik sıralaması yapılmalıdır.

7.     Kentsel Dönüşümün en önemli bileşeni olan müteahhitlik sektörünün disipline edilmesi gerekmektedir.

8.     6306 sayılı Kanun kapsamında kentsel dönüşümün teşvik edilmesi gayesiyle mülk sahiplerine verilen faiz desteği oranı ile kredi miktarının artırılması ve kredi vadesinin uzatılması yerinde olacaktır.

9.     Binaların inşasında deprem ivmesinin sabit bir değer olarak alındığı görülmektedir. Ancak bu ivme zeminin yapısına göre değişmektedir. Sağlam zeminlerde yapılacak inşaatlarda bu değer daha düşük alınabilir. Bu sebepten dolayı mikro bölgeleme çalışmaları yapılmalıdır.

10.  Zemin taşıma gücü zayıf olan bölgelerde zemin iyileştirme çalışması yapılması şarttır. Bu çalışma hem zemin sıvılaşma riskini ortadan kaldıracak hem de binanın çökme riskini asgariye indirecektir.

11.  Binalarda dükkân katı olarak kullanılan yerlerde depremin etkisi farklı olmaktadır. Dolayısıyla konutların altı mümkün mertebe dükkân ve mağaza olarak kullanılmamalıdır. Dükkân ve mağazalar ayrı bir proje olarak değerlendirilmelidir.

12.  Bazı belediyelerde yeterli sayıda teknik eleman olmamasına rağmen yüksek katlı binaların projeleri onaylanabilmektedir. Yeterli sayı ve yetkinlikte teknik personeli olmayan belediyelerden ruhsat verme işlemi, personel sayısını tamamlayana kadar askıya alınmalıdır.

13.  Binaların özellikle bodrum katlarında kaliteli bir su tecridi yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde başta demir olmak üzere binada kullanılan yapı malzemelerinde erozyon ve tahribat meydana gelmektedir.

14.  Bazı binalarda inşaat sırasında farklı mimari uygulamalar yapılarak sarkma ve çıkıntılar kullanılmaktadır. Bu da muhtemel depremlerde ayrıca bir risk oluşturmaktadır. Dolayısıyla bu tür uygulamaların sınırlandırılması veya yasak hale getirilmesi gerekmektedir.

15.  Yetkin Mühendislik uygulamasının başlatılması gerekmektedir.

16.  Binaların periyodik muayenesine yönelik mevzuatın hazırlanmalı, bu kapsamda yapı denetime tabi yapıların 5 yıl içerisinde, yapı denetime tabi olmayan yapıların 2 yıl içerisinde periyodik muayenesinin yapılması gerekmektedir. Muayene şartlarını sağlamayan yapılar güçlendirilmeli veya yıkılmalıdır.

17.  Depreme dayanıklı bina inşasının en önemli unsuru olan usta, kalıpçı, betoncu, demirci gibi ara elemanların bir eğitime tabi tutulup bu eğitim neticesinde sertifika verilmesi çok faydalı olacaktır.

18.  İllerin risk ve risksizlik durumuna göre birbirleriyle eşleştirilmesi ve muhtemel bir afet durumunda diğer ilin afet olan ile hızlı bir şekilde müdahale etmesi. Bunun için 81 ilin birbiriyle veya gruplar halinde eşleştirmesinin yapılması gerekmektedir.

19.  Deprem bölgelerine koordinatör olarak vazifelendirilen Valilerin, daha önce o bölgede Valilik yapmış ve bölgeyi bilen kişilerden seçilmelidir. (Bu Valiler hâlihazırda farklı bir ilde Vali veya Merkez Valisi olabilir)

20.  Afetlerden sonra bölgede arama, kurtarma ve benzer faaliyetlerde bulunacak ekiplerin, kendi ihtiyaçlarını kendileri karşılayacak şekilde donanımlı ve hazır hale getirilmesi gerekmektedir.

21.  Afet durumunda AFAD’ın depolarındaki malzemelere ilave olarak yurtiçi ve yurtdışında vatandaşlar, şirketler, STK’lar, dernekler, vakıflar afetzedelere destek olmak gayesiyle ayni yardım göndermektedir.

Doğru cins ve doğru miktarda yardımın, ihtiyaç noktalarına sevk edilmesi gerekmektedir. Bunu yapabilmek için afet koordinasyon merkezinin bir Barkod Sistemi geliştirmesi gerekmektedir. Bu sistemle; toplanan yardımların cins ve miktarını, depoda ve sevk halinde olan yardımların cins ve miktarını dağıtılan yardımların cinsini ve miktarını gerçek zamanlı olarak izlemesi gerekmektedir.

"Ülkemiz adına bir yol haritası olacağını düşünüyorum"

Eroğlu, şunları söyledi:

Bütün tespit ve teklifleri tek tek saymak mümkün değil ancak deprem ile alakalı aklınıza gelebilecek her konu ve alanda çok önemli tekliflerimizin olduğu bir rapor ortaya çıkmıştır. Toplam 935 sayfalık bu raporun depremlerin afete dönüşmemesi için ülkemiz adına bir yol haritası olacağını düşünüyorum. Bu raporu ilgili bütün kamu kurum ve kuruluşlarına, üniversitelere ve STK’lara göndereceğiz. İnşallah Meclis Başkanlığımız da raporun uygulanması konusunda bir çalışma yapacaktır.  Sözlerimi burada tamamlarken Meclis Araştırma Komisyonumuzun her bir üyesine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Raporun yazım safhasında kurumlarımızdan gelen uzmanlara teşekkür ediyorum. Araştırma Komisyonumuza bizzat gelerek veya çevirim içi olarak katılıp katkı sunan Kamu Kurum ve Kuruluş temsilcilerine, STK’lara ve üniversitelerimizin değerli ilim insanlarına gönülden teşekkür ediyorum."

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir