İş yapmadan nasıl yönetilir? KILIÇDAROĞLU VE YİĞİTLERİ
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğru gidilirken heybelerde neler varsa ortaya dökülüyor.
Doğruhaber
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bedava doğalgaz müjdesi veriyor, Çevre Bakanı Kurum, büyük kentsel dönüşüm projesinden söz ediyor, Altay tankı seri üretime hazırlanıyor, deprem sonrası köy evlerinden bir kısmı bu kadar kısa sürede teslim ediliyor.
Kılıçdaroğlu ise “300 milyar temiz parayı” tefeciliğin merkezi İngiltere’den temin edeceğini söylüyor, yardımcısı sultanların geleneğinde olduğu gibi herkese hazineden altın vereceğini söylüyor, diğer ortaklarının hepsi ise HÜDA PAR’a iftiralar atarak siyaset yaptıklarını zannediyorlar.
Kılıçdaroğlu, ekibiyle videolar çekiyor ve hazırız mesajları veriyor.
Sağına ve soluna iki belediye başkanını alıyor ve “Yiğitlerim” diyor.
Bakın nasıl tanıtıyor yiğitlerini…
“Türkiye’yi afetlere hazırlamak ve kentlerimizin dirençliliğini artırmak istiyorum. Bu görevi en iyi kim yapar? Tabii Ekrem Başkan yapar. İstanbul’da ve dünya tarihinde 10 metroyu aynı anda yapan bir kişi var, bu görevi ona vereceğiz. Bu berbat şehirleşmeyi bitirecek olan yiğit odur.”
Ve diğeri…
“Türkiye’yi geliştirecek ve güçlendirecek teknolojik atılımları tarımsal kalkınmayı hayata geçirmemiz lazım. Bu görevi hangi yiğit yapar? Doğal olarak onu da Mansur başkanımız yapar. Bu konuda Ankara’da devraldığı kötü yönetimi halkçı politikalarla hızla bambaşka bir yere taşıyan peşi sıra etkili projelere imza atan Mansur başkanıma güvenirim.”
Ya Kılıçdaroğlu hayal aleminde yaşıyor ya da halkı tümden keriz yerine koyuyor.
Başka açıklaması yok!
Daha kısa süre öncesi metro inşaatlarını durdurup kapatan, bitmek üzere olan metroları sahiplenen, yeni hiçbir projeyi tamamlamayan, kentsel dönüşüm için yüz yıl gerekir diyen bir “yiğit” görevi devralacak öyle mi?
Deprem bütçesini kısıp belediyenin parasını kendi reklamı için kullanan birini ne kadar da cilalasan parlamıyor, çünkü kabuğun altı çürük!
Yavaş’ın parlamasına da imkan yok, çünkü tabiatı itibariyle soğuk, mat ve durgun…
Doğrudur, Yavaş, İmamoğlu gibi tatillere çıkmadı; ama hiçbir şey yapmadığı için gündem de olmadı.
Kılıçdaroğlu vizyonsuzluğu ise Türkiye siyasi tarihinin en ilginç örneklerinden biridir.
Öyle ya “yaptıkları yapacaklarının teminatı olan” ama aslında hiçbir şey yapmamış olan 2 kişiyi halkın karşısına çıkarıyor ve onlar üzerinden halktan yetki istiyor.