ŞIRNAK - Cizre`de bu yıl başörtü mücadelesi vererek, ilköğretimden mezun olan Zeynep Dündar, başörtüsü nedeniyle yaşadığı sıkıntıları anlattı.

Okula başörtülü olarak girdiği ilk günden itibaren başörtüsünün çıkarılmak istendiğini ifade eden Dündar, tüm haksızlıklara rağmen başörtüsü konusunda kararlı davrandığını belirterek, "Dersten çıkarmak istediler, çıkmadım. Tutanak yazdılar aldırmadım. En sonunda okuldan atmak istediler, dilekçe yazdım. Okul birincisi olduğum için beni sürgün edemediler. Her gün okula giderken, öğretmenlerim ve okul yöneticileri beni bakışlarıyla ve imalı sözleriyle tehdit ediyorlardı. Çünkü başörtülü olan tek öğrenci bendim. Derse katılmak istediğimde öğretmenlerim beni tahtaya kaldırmıyorlardı. Fakat ben hem derslerimde hem de başörtüsünde direndim ve Allah`ın izniyle başardım" dedi.

Müdür odası ikna odası olmuştu
Kararlılığı sonucunda birinci dönem sonunda okuldaki başörtülü sayısının 7`ye çıktığını ifade eden Dündar, "4 kişi kendi sınıfımda, 3 kişinin de ayrı sınıflarda başörtülü olmalarının önün açtım. Öğretmenlerim bunun benden dolayı olduğunu görünce her teneffüs beni müdür odasına alıp,1-2 bazen 3 öğretmenle beni ikna etmeye çalıştılar. Bir nevi ikna odası oldu müdür odası... Kararlılığımdan vazgeçmeyince "bundan önce bana "tüm dersler" kitabı alan ve bana hep canım diye hitap eden bayan öğretmenim beni görünce sanki karşısında babasının katilini görürmüşçesine sinirli bir şekilde bakıyordu. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi sene sonunda takdir belgesi ve üstün başarı belgesini hak etmeme rağmen hak ettiklerimden mahrum bırakıldım. Karne günü Milli eğitim müdürü, okulumuza gelip, başarılı öğrencilere hediyelerini takdim ettiğinde beni platforma çağırıp hediyemi vermeye bile tenezzül etmedi. Bunun sebebi Başörtülü olmamdı" şeklinde konuştu.

Başörtü ve eğitim hakkımızdan vazgeçmeyiz
"Kitap Dostu Projesinde" 80 kitapla toplamda 12 bin sayfa okuyup birinci olmasına rağmen bunun ne okula duyurulduğunu ne de kendisine ödül verildiğini dile getiren Dündar, Türkiye`de yıllar önceden günümüze kadar laiklik ilkesi adına mukaddeslerimize saldırıp bizim imanımızla savaşılıyor. Buna karşı çıkıldıkça cezalandırılıyoruz. Ve en tabii temel hakkımız olan eğitim hakkından mahrum bırakılıyoruz. Biz Müslümanlar da bu gaddar uygulamalara karşı iki temel hakkımızı öne sürüyoruz.

Birincisi: Allah`ın farz kıldığı, bilfiil emrettiği üzerimizde Allah`ın hakkı olan başörtümüzdür. Bunu söylerken ve talep ederken de hiçbir örf, adet ve dünyevi maslahatı engel tanımadan dini bir emir olarak inanıyor ve kabul ediyoruz.

İkincisi: Eğitim hakkımızdır. Bunu da talep ederken, başörtü hakkımızı feda etmeden ilköğretim düzeyinden ta üniversiteye kadar ki, eğitim hakkımızdır. Binlerce başörtülü kız eğitim hakkından mahrum bırakıldılar, binlerce üniversiteli ablalarım üniversite mezunu sayılmadılar. Ve fakülte kapılarında diplomalarını vermeden geri çevirdiler. Diplomasını alan da kamusal alan yasaklarıyla devlet dairelerine alınmadı. Hatta bu zulümler okullarla sınırlı kalmayıp yobaz ve gericilik damgalarıyla İslami kıyafet olan çarşafa saldırıldı. Daha da ileri giderek tıpkı Beni Kaynuka Yahudileri gibi fiili olarak İslami kıyafetimizle alay ettiler. Artık bu zulmü görmek ve yüzleşmek lazım, Allah`ın emri olan başörtümüzden asla taviz vermeyeceğimizi herkesin bilmesi gerekir. Örtü emri Allah`ın emridir. Allah`tan başka hiç kimse Müslümanların kıyafetlerine karışamaz ve sınırlarını belirleyemez" ifadelerini kullandı.

Son olarak hükümete seslenen Dündar, başörtü konusunda her düzey okulda ve resmi dairelerdeki tüm engellerin kaldırmasını istedi.

Tahirhan Osal - İLKHA