ABD'den F-16 alım sürecinde son durum ne?
Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye'nin ABD'den F-16 alım sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu.
HAMZA DURMAZ- F-16 alım sürecine ilişkin konuşan Sözcü Kalın, "Onay sürecine doğru gidiyoruz. Finlandiya alındıktan sonra o süreç daha da hızlandı." dedi.
Dış politikaya ilişkin de açıklamalarda bulunan Kalın, ''Mısır’da bir askeri darbe oldu, bunun yarattığı büyük bir travma oldu. Bu bir iklim oluşturuyor ve o iklim içerisinde tepkiler veriyorsunuz. Burada temel ilke, kendi milli menfaatlerinizi korumaktır. İlkesel olarak kavga etmemeliyiz fakat coğrafyanın bize getirdiği, tarihin bize yüklediği birtakım yükler var. O sorunları çözmeden ileriye dönük adım atamıyorsunuz. Birinci ilkemiz müttefiklerimizin bu konuda Türkiye’nin yanında durması. NATO bir güvenlik ittifakı, son 10 yıldır devam eden yoğun çabalarımızdan sonra NATO’nun öncelikli tehditlerinden bir tanesinin terörle mücadele olduğunu NATO müktesebatına dahil ettirdik. Bu dönemde hiç kimseden icazet almadan, İstihbarat Başkanlığı’mızın, Milli Savunma Bakanlığı’mızın, Dışişleri Bakanlığı’mızın, İçişleri’mizin bütün ilgili birimlerinin yaptığı değerlendirme sonucunda harekete geçer vururuz, daha önce yaptık. Anlaşabildiğimiz yerde anlaşırız, anlaşamadığımız yerde de kendi inandığımız, bildiğimiz politikayı uygularız. Esastan asla taviz vermeyiz, usulen de biz bunu anlatırız. ABD’nin PYD ve YPG’ye verdiği desteğin yanlış olduğunu defalarca anlattık.
İsveç’te PKK yapılanmasıyla ilgili bir aydınlanma yaşadılar. Mevkidaşım Oscar Bey ile sürekli konuşuyoruz. Kendileri ‘PKK’nın İsveç’e bu kadar nüfuz ettiğini bilmiyorduk’ dediler. Onların mantığı şu; İsveç’e saldırmayan bir örgüt terör örgütü değildir. Onlara dedim ki ‘Biz sizden hukuk dışı, teamüllere aykırı bir şey istemiyoruz, biz sadece ülkenizdeki terör mensuplarından kurtulun’ diyoruz. Bu istediğimiz şey çok zor bir şey değil. Onların yaptığı çok daha zor bir şey.
Suriye’de üç tane önceliğimiz var; Birincisi sınır güvenliğimizin sağlanması ve terörle mücadele. İkincisi mültecilerin geri dönmeleri ama bunun gönüllü, istekli, onurlu ve güvenli şekilde yapılması. Şartlar olgunlaştığında dönüşler olacaktır. Üçüncü olarak da bu siyasi sürecin yürütülebilmesi.'' ifadelerini kullandı.