"Doğu Anadolu Fay Hattı Depremleri: Tespitler ve Öneriler" yayınını güncellendi
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), "Doğu Anadolu Fay Hattı Depremleri: Tespitler ve Öneriler" yayınını İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), üniversiteler ve yerel idarelerden alınan son verilerle güncelledi.
Akademiden yapılan yazılı açıklamaya göre, Doğu Anadolu Fay Hattı Depremleri Toplantısı, 23 üniversiteden, 20'nin üzerinde farklı bilim disiplininden 50'ye yakın bilim insanını tespit, öneri ve çözüm için bir araya getirdi.
Doğu Anadolu Fay Hattı Depremleri Raporu ile yer bilimleri ve depremlere yönelik teknik analizlere ek olarak, depremlerin afet yönetimi, eğitim, ekoloji ve çevre, tarım ve hayvancılık, kriz yönetimi ve iletişim, şehir planlaması, psikoloji, sosyoloji, hukuk ve halk sağlığı gibi konular çerçevesinde çok boyutlu ve geniş kapsamlı bir değerlendirmesi yapıldı.
Açıklamada görüşlerine yer verilen TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, şunları kaydetti:
"Deneyimler bize göstermiştir ki gerek hukuki anlamda gerekse teknik anlamda izlenemeyen mevzuatların yanı sıra katı ve realistik olmayan planlar ve stratejiler ile uygulanamayan cezai müeyyideler ve denetleme zafiyeti olan kanunlar pratikte anlam ifade etmiyor. Geçmiş deneyimler ve özellikle 1999 depreminden çıkarılan ders çerçevesinde, dünya standartlarının üstünde mükemmele yakın kurallar ve tedbirler içeren güncellenmiş mevcut mevzuatımızın uygulamada karşılaşılan aksamalar nedeniyle ortaya çıkan tabloda gerçekçi bir değerlendirme ile tekrar ele alınması gerekiyor."
Prof. Dr. Şeker, profesyonel veya gönüllü olmak üzere nitelikli insan gücünün oluşturulması konusunda yükseköğretim müfredatında zorunlu sertifikasyon eğitimlerinin planlanması gerektiğini ve depremin yıkıcı etkilerinin azaltılması için çok boyutlu ve multidisipliner çalışmalara ihtiyaç duyulduğunu bildirdi.
Mevcut yapı stokunun, imara açılması planlanan alanların zemin etütlerinin yetkinliği ve sorumluluğu sertifikalandırılmış birimlerce yürütülmesinin önemine işaret eden Şeker, binaların depreme dayanaklı ve aynı zamanda coğrafya ile iklim koşulları dikkate alınarak estetik ve kültürel değerlere uygun şekilde dönüşümünün sağlanması gerektiğinin altını çizdi.
Prof. Dr. Şeker, "Yapı ve inşaat süreçlerinin denetim mekanizmasının revizyon aşamaları, yerel ve siyasi etkileşimler ile menfaat çatışmalarından arındırılarak sağlanmalı." ifadesini kullandı.