Başörtüsü Eylemleri`nde Bu Hafta
ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU`NUN 27 TEMMUZ 2013 TARİHLİ 390. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI
Değerli basın mensupları ve sevgili misafirler! Basın açıklamamıza hoş geldiniz.28 Şubat Müslüman Anadolu insanını kendi ruh kökünden kopartmak için emperyalizm ve siyonizmin desteğiyle yapılmış bir darbeydi. Bu ülkede, Anadolu insanı ne zaman kendine gelmeye kalksa, ne zaman kendi iradesini ele almak istese elinde gücü bulunduran ve asla bu ülkenin unsurlarından olmayan zihniyet tarafından önü kesilmiş ve darbelerle, engellenmiştir.28 Şubat döneminde de yapılan bu olmuştur. Başörtüsü zulmünden, sokaklarda cadı avlar gibi müslüman avlamaya, hatta hastanelerde başı örtülü diye Müslüman kadınları ölüme terk etmeye kadar bir çok vahşi hadiseler vuku bulmuş, bütün temel ve hak ve özgürlükler askıya alınmış, Müslümanlar kılıfına uydurularak işkencelerden geçirilmiş ve cezaevlerine atılmış, Müslümanlar, kendi vatanlarında parya haline getirilmek istenmiştir. 28 Şubat darbesinin üzerinden 17 sene geçti ve biz o dönemde alınan hukuku katleden yargı kararlarının iptal edilmesi için yine malesef meydandayız. 28 Şubat bitmemiştir. Bu gün burada, 28 Şubatçı zihniyetin cezaevine koyduğu, başta fikir adamı Salih Mirzabeyoğlu olmak üzere, bir çok Müslümanın bulunduğu Bolu F Tipi cezaevinin önünde, onlara destek olmak için bulunuyoruz. Ve soruyoruz;28 Şubatı gerçekleştirdikleri bilinen darbeci generallerin cezaevinde oldukları ve yargılandıklarıbir zamanda, aradan bunca sene geçmesine rağmen hala inançlarından dolayı içerde yatan Müslümanların olması; darbeciler içerdeyken, darbecilerin içeri attıklarının da içerde olmasındaki çelişki, bu hükümetin dikkatini ne zaman çekecek...?Soruyoruz.28 Şubat döneminde, Müslümanların hedefe konduğu, çeşitli örgütler ve suçlar üretilerek işkencelerden geçirildiği, tiyatrovari mahkemelerde, ordu evlerinden talimat alan yargıçlar tarafından, adil yargılanma hakkının tamamen ihlal edildiği yargılama süreçleri sonunda idam cezaları verilip cezaevlerine atıldığı artık sokaktaki insanlar tarafından bile bilinirken, bu iktidarın bu hukuksuzluğu gidermesinin önündeki engel nedir..?Soruyoruz.İddianamesinde ve idam verilen gerekçeli kararında "herhangi bir eylem, eylem talimatı ve görüşme tesbit edilememişse de, yazdığı kitaplarla örgüt üyelerini etkilediği"... diyerek sadece fikirlerinden dolayı idam cezası verilen Salih Mirzabeyoğlu`nun, fikirlerinden dolayı 11 yılı tecrit altında olamak üzere 15 yıldır cezaevinde tutulmasına "yazdıklarından dolayı cezaevinde tutulan bir kişi gösterin özür dileyip elini öpeyim" diyen "Hükümet yetkilileri" ne düşünmekteler..?58 eser telif etmiş, hayatı boyunca fikrini eserleştirip o yolda yaşamış bir fikir adamının darbeciler tarafından yargılanıp cezaevine atılması; başta adil yargılanma hakkı, ifade özgürlüğü ve kişi hürriyeti olmak üzere bütün bir hukukun ihlalidir ve Türk hukuk tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Bunun yanında bu fikir adamının 15 yıllık cezaevi hayatının 11 yılını, iktidarda olan AKP hükümeti zamanında, hem de türlü işkencelerle geçiriyor olması, iktidar oldukları dönemde zulmü engellemeyip o zulme ortak oldukları için, AKP hükümetinin alnına sürülmüş kara bir leke olarak değerlendirilmeyecek midir? Salih Mirzabeyoğlu 28 Şubat zulmünün sembolleşmiş bir isimdir. Sadece fikirlerinden dolayı idam cezası verilmiş, başta Salih Mirzabeyoğlu olmak üzere, Fahri Memur, İsmail Uysal, Zekeriya Şengöz, Gazeteci Şükrü Sak, Cihat özbolat , Can Özbilen, Ethem Köylü, Rıdvan Çağrıcı ve daha isimlerini saymadığımız yüzlerce Müslüman, İslam ve insanlık düşmanı 28 Şubatçı zihniyet tarafından hukuksuz yargılamalar yoluyla içeri atıldı ve senelerdir içerde. Bu hukuksuzluğun düzeltilmesi gerekmektedir. 28 Şubat mağdurları için af beklemiyoruz. Hukuksuzluğun hakim olduğu zamanda alınan hukuka aykırı kararların düzeltilmesini, 28 Şubat yargı kararlarının iptal edilip, cezaevinde olanların serbest bırakılıp haksız şekilde mağdur edilenlere tazminat verilmesini ve özür dilenmesini istiyoruz. 28 Şubat yargı kararları tüm sonuçlarıyla iptal edilmeden 28 Şubatın bittiğini söylemek anlamsızdır. Geçen her gün bu zulme ortak olan iktidar, bu vebalden kurtulmak için gereken adımı bir an önce atmalıdır. "Zulme rıza zulümdür" ölçüsünü şiar edinen bizler, bu zulme sessiz kalmayacağızı ve sessiz kalanlara karşı tavrımızı her zaman her yerde dile getireceğizi göstermek için Salih Mirzabeyoğlu`na özgürlük kampına destek olmak için buradayız. . Sayın Başbakan da dahil bir çok yetkilinin, 28 Şubat mağduru olduğunu söylediğini hepimiz biliyoruz. Ve diyoruz ki, sizi mağdur edenler, sizin gibi bir çok insanı da mağdur ettiler. Şimdi yetki sizde, şimdi bu zulümleri durdurma iradesi sizde. 28 Şubat mazlumlarının mağduriyetini gidermek veya 28 Şubatçılar gibi zalim olmak arasında duruyorsunuz. Bu zulümler artık son bulsun.Bütün insanların akıl, nesil, can, mal ve din emniyetlerinin sağlandığı bir dünyada buluşmak temennisiyle, katılımlarınız için teşekkür ederiz.
ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU