Şanlıurfa İl Müftü Yardımcısı Aslan: Kişinin kardeşine bir bardak suyu ikram etmesi de bir itikâftır
Ramazan’ın son 10 gününde yapılan itikâf sünnetiyle ilgili açıklamalarda bulunan Şanlıurfa İl Müftü Yardımcısı İbrahim Halil Aslan, Peygamberin özellikle Ramazan ayının son 10 gününde evine bitişik olan Mescid-i Nebevi'de itikâfa girdiğini söyledi.
Bir kişinin mescide girdiğinde 'İtikâfa girmeye niyet ediyorum.' dediği takdirde bir namaz vakti dahi kalsa itikâfa girmiş sayıldığını söyleyen Şanlıurfa İl Müftü Yardımcısı İbrahim Halil Aslan kişinin kardeşine bir bardak suyu ikram etmesinin de itikafdır olduğunu kaydetti.
İbrahim Halil Aslan Hazreti Peygamber'in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) önemli sünnetlerinden olan itikâf sünnetinin ihya edilebilmesi için merkez ve ilçelerdeki camiler için bölgedeki müftülüklere cami ismini beyan ederek dilekçe verilmesi gerektiğini kaydetti.
"Vahyin üzerine yükselen semavi dinlerde itikâf ibadeti mevcuttur"
İtikâfın kişinin kendini nefsanî ve şehvani arzulardan da uzak tutmak olduğuna değinen Aslan, "İtikâf kelimesi (Akefe) kelimesinden türemektedir. Akefe'nin manası kişinin kendisini bir yerle sınırlandırması. Hapsetmesi veya kendisini zorunlu olarak bir yerde ikame ettirmesi manasına gelir. Kur'an-ı Kerim'de bu ve benzeri kelimeler yer almaktadır. İtikâf terim olarak bir kişinin ibadet niyetiyle 5 vakit namazın eda edildiği mekânlarda; kişinin kendini diğer şeylerden alıkoyarak nefsanî ve şehvani arzulardan da uzak durarak günlük hayatta helal olan şeylerden kendini uzak tutmak suretiyle kendisi ve Rabbinin bir arada ve baş başa kalması demektir. Peygamberimizin (Sallallahu Aleyhi Vesellem) hayatına baktığımız zaman özellikle Ramazan ayının son 10 gününde evine bitişik olan mescidi nebevi de itikâfa girdiği bizlere aktarılmaktadır." şeklinde konuştu.
İtikâfa girmenin kendini Allah'a vakf etmek demek olduğunu keydeden Aslan, "Vahyin üzerine yükselen semavi dinlerde itikâf ibadeti mevcuttur. Burada kişinin kendisini kontrol etmesi, muhasebeye çekmesi, Rabbiyle olan ilişkisini tekrar gözden geçirmesi ve bir ihmalkârlığı varsa bu ihmalkârlığın düzeltilmesi için kişinin kendini Allah'a vakf etmesi demektir. İtikâfa katılabilmek için kişinin yapması gereken husus şu, hangi camide itikâfa katılacaksa o caminin ismini zikrederek müftülüklere başvurup belirli camilerde itikâfa girebilirler. Normalde Peygamber'imizin (Sallallahu Aleyhi Vesellem) uygulaması oruçta olduğu için özellikle bazı mezheplerde itikâf oruçla beraber olması gerekmektedir." ifadelerini kullandı.
"İtikâfın da kendisine göre bazı kural ve kaideleri var"
İtikâfın da kendine göre bazı kural ve kaideleri olduğunu dile getiren Aslan, "Ramazan ayının dışında itikâfa girme niyetinde olan birinin o gününü oruçlu geçirmesi gerekir diyen fakihlerimiz var. Bazı fakihlerimiz normal vakit namazlarında camiye gittiğiniz zaman 'Niyet ettim Allah rızası için itikâfa' dediğiniz zaman orada durduğunuz süre zarfınca ibadet sevabı yazılır, çünkü siz itikâfa niyet ederek girdiniz. İtikâfa girdiği zaman kişinin dikkat etmesi gereken hususlar var çünkü itikâfı bozan bazı durumlar var. Rutin olarak helal olan şeyleri artık yapamaz bunlar yemek, içmek, konuşmak, şakalaşmak gibi. Namaz içerisinde nasıl yapamıyorsak itikâfında kendisine göre bazı kural ve kaideleri var. İhtiyaç dışı caminin dışına çıkamaz." diye konuştu.
Kişinin camiyle alakası olmayan şeyleri itikâftayken yapmaması gerektiğini vurgulayan Aslan, "İtikâfta olan kişi kendi acziyetini düşünecek. Kendisinin sahip olduğu bütün nimetlerin asıl sahibinin Allah olduğu düşüncesi ile hareket ederek Allah'a karşı olan mahcubiyetini ve ihmalkârlığını bu şekilde hatırlayarak bir nefis muhasebesi yapması lazım. Camiyle alakası olmayan şeyler özellikle ticari ilişkiler ve pazarlıklar caminin adabına uymayan şeyleri itikâflı birinin yapması doğru değildir. Kişi mademki kendisini ibadete vermiş ve nefsini alıkoymuş ise o zaman o niyete göre hareket etmek gerekir. Bir diğer husus bizim anayasamız olan Kur'an-ı Kerim'i bu Ramazan ayında tekrar gözden geçirmesi lazım. Müslümanların derdiyle dertlenebilmesi lazım. Müslümanların içerisinde bulunduğu sıkıntıların çözümleri olabilir." dedi.
"Peygamberimiz 'insanların en hayırlısı insanlara en çok faydası dokunandır.' buyurmuştur"
İtikâfa katılan kişinin camide yapılan ibadetlere olabildiğince katılması gerektiğini dile getiren Aslan, "Peygamber'imiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) 'insanların en hayırlısı insanlara en çok faydası dokunandır.' buyurmuştur. Böyle bir ortamda duyguların yoğunlaşması söz konusudur. Kişinin Müslümanların sorunlarına çözüm üretme noktasında daha fazla katkı sağlar düşüncesindeyiz. Camide yapılan ibadetlere olabildiğince katılabilmeli. Cemaatle namaz, mukabele ve hatimle teravih kıldıran camii varsa hatimle teravih. Sahur vaktinde itikâfta olanlara sahurluk veya iftar vaktinde oruçlu olanlara iftarlık verebilmeli. Bizim kastımız olan iftarlıklar devasa sofralar değildir. Kişinin kardeşine bir bardak suyu ikram etmesi de bir iftarlıktır." şeklinde konuştu.
Aslan son olarak sözlerine şunları ekledi, "Kişi birine bir yardımda bulunduğu zaman veya birisine bir hayrı gösterdiği zaman o hayrın yapılması için verilen fikir olsun emek olsun bir fiil olduğu gibi dolaylı olarak katkı sağlayanların sevabı mükâfatı aynıdır. Allah (Celle Celaluhu) itikâfa giren bütün Müslümanların itikâfını kabul etsin bizlere de itikâf şuurunda bir Ramazan geçirmeyi nasip etsin."(İLKHA)