• DOLAR 34.564
  • EURO 36.234
  • ALTIN 2962.49
  • ...
Felaketlerin oluşturduğu travmayı atlatmak için neler yapılmalı?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Şanlıurfa’da yaşanan deprem ve sel felaketinin ardından insanlarda korku, endişe, kaygı, panik gibi duyguların hissedilmeye başlandı.

Travmatik deneyimler, kişilerin psikolojik yapısını derinden etkileyerek, kişiyi olumsuz ruh hali içine sokabiliyor. Bununla birlikte yaşamı olumsuz etkileyen bu durumlarla başa çıkmanın farklı yolları var. Ruhsal travma; profesyonel yardım, sosyal çevre desteği ve uygun ilaç tedavileriyle iyileşebilen bir durumdur.

"Travma sonrası insanlarda ruhsal belirtilerin ortaya çıkması genel olarak beklenen bir şeydir"

Doktor Abdullah Karataş

Ruhsal travmaların günümüzün en büyük sorunlarından olduğunu dile getiren Karataş, "Bugün günümüzün en önemli konusu deprem ve benzer afetler sonrası çocuklarda görülen ruhsal belirtiler ve travmalardır. Öncelikle travma temelde insanın güvende olduğu algısının tehlikeye düştüğü olaylara genel olarak verilen bir isim. Travma sonrası insanlarda ruhsal belirtilerin ortaya çıkması genel olarak beklenen bir şeydir. Özellikle şimdiki yaşadığımız deprem gibi çok büyük afetlerde veya yakın zamanda yaşadığımız sel gibi afetlerden sonra bu türlü belirtiler oldukça ortaya sık çıkmaktadır. Böylesi büyük bir travmadan sonra kişilerde tabii ki korku, endişe, kaygı, bu türlü belirtiler neredeyse yüzde 90-95 oranında görülmekte. Travmayı hatırlatan travma ile ilgili yerlerden çekinme, kaçınma, eve girmeme, eve girmekten korkma, tek başına kalmaktan korkma şeklinde çeşitli belirtiler ortaya çıkabilir. Bununla birlikte yine uyku, iştah sorunları şeklinde çeşitli belirtiler görmekteyiz. Özellikle küçük çocuk yaş grubunda daha önceden kazanılan becerilerin geriye dönmesi şeklinde belirtiler olabilmekte." dedi

"Travmanın en iyileştirici tedavisi aslında rutinlere tekrar dönebilmektir"

Travmanın çocuklarda neden olduğu sonuçlara dikkat çeken Karataş, "Örneğin tuvalet eğitimini almış bir çocuk bu dönemde altını ıslatabilmekte veya kaka kaçırabilmekte. Travma yaşandıktan ilk bir ay içerisinde oluşan korku, kaygı ve demin bahsettiğim geri çekilme belirtileri normal olarak değerlendiriliyor. Bu belirtilerin özellikle çocuğun ders başarısında düşmeye, kişilerarası iletişiminde bozulmaya neden oluyorsa işlevsellik denilen durumunu bozuyorsa bu durum bir psikiyatrik bozukluk olarak adlandırılabilir ve bu durumda yardım aramak gerekir. Özellikle ebeveynlerin dikkat etmesi gereken temel noktalara baktığımızda travma sonrasında ilk birinci basamak tabii ki genel güvenliğin sağlanması. Uyku beslenme, uygun bir ortam hazırlanması, fiziksel şartların uygun hale getirilmesi ilk temel basamak olarak değerlendiriliyor. Bunlar yerine getirildikten sonra çocuklarla yaşadıkları duygular hakkında konuşmak, onlarla bu duygularını anlatmak istedikleri zaman sakince dinlemek, onlara net kısa cevaplar vermek, çok ayrıntılı öğüt cevaplara çok girmemek veya çocuk duygusunu ifade ederken onu anında kestirip atmamak, şeklinde yaklaşım gerekiyor. Travmanın en iyileştirici tedavisi aslında rutinlere tekrar dönebilmektir. Travma sonrası belirtilerin bir aydan uzun ve çok şiddetli devam ettiği durumlarda en yakın çocuk psikiyatrisi polikliniğe başvurmaları önem teşkil etmektedir." diye belirtti. (İLKHA)





Bu haberler de ilginizi çekebilir