Neden Darbecilerin Yıkılışı Yakındır?
Mısırda halkın meşru yönetimine yapılan askeri darbenin hazırlıkları, 25 Ocakta Mübarekin devrilmesinin ardından başlamıştır.
Mısır’da halkın meşru yönetimine yapılan askeri darbenin hazırlıkları, 25 Ocak’ta Mübarek’in devrilmesinin ardından başlamıştır. Mısır’da olayları takip edenler, darbeyi yapan komutanların devrimin kazanımlarını heba ettiklerini ve devrimcileri alaşağı etmede acele etiklerini göreceklerdir.
Askeri darbeye destek veren şaşkınlar, askerin yaptığı plan ve stratejinin arkasında durarak kendilerince strateji uzmanı oldukları ve yapacakları darbenin ardından her şeyi göze almış oldukları halde, Müslümanların meydanlarda darbeye karşı gösterdikleri mütevazı direniş karşısında sersemleşmiş durumdalar. Onlar kesinlikle Mısır gibi büyük bir ülkeyi darbeyle yönetemeyecekler.
Çöküşleri ve yaklaşan başarısızlık belirtileri şöyle açıklanabilir:
İlk olarak: İflas etmiş devletin politikalarını izlemek
Öyle görünüyor ki asker, ya gözleri önünde devrilen Mübarek rejiminin niye düşürüldüğünü daha anlayamamış ya da yönetimi ellerine geçirme arzularından dolayı vakıayı doğru bir siyasetle okuyamıyorlar. Darbe karşıtlarına karşı şu yolları izliyor:
Tutuklamalar ve gasplar
Basın yoluyla saptırma ve gerçeği gizleme
Ülkenin güvenliğini polis ve baltacılar(çapulcular)’da arama
Emirle mahkeme kurma ve hüküm verdirme
Bütün bunlarla amaçlanan hedef, darbe karşıtlarının kalbine korku salmak ve böylece rejime karşı dirençlerini kırmaktır. Ancak onlar, Mısır halkının korku duvarlarının hepsini 25 Ocak devriminde yıktıklarını unutuyorlar.
Darbeyle beraber yapılan tutuklamalar ve gasplar, darbecilerin sadece karşıtlarından korktuğunun bir göstergesidir. Başka bir şey değildir. Halkın yeniden Mübarek döneminde sabit ve değişmeyen baskı politikalarını kabullenmesi imkânsızdır. Devrim nesilleri, kesinlikle bekçi köpeklerinin evlerine bir daha saldırmasına izin vermeyeceklerdir. Devrimi yöneten bu neslin baskı politikalarına karşı tutumu ve gösterdikleri direniş, darbecileri şaşkına çevirecektir. Ve onların bu politikaları, onların devrilmesinin sebebi olacaktır.
Öte yandan Mısır’ın bağımsız olmayan yargısının, komplolarla insanların gözü önünde gerçekleşen hakikatleri saptırması... Yine Abdülmecid Mahmut’un başsavcılığa getirilmesi... Darbecilerin yaptıkları herhangi bir katliamın ardından çıkardıkları komik kararlar… Müslüman liderlerin tutuklanmaları ve mal varlıklarına el konulması… Meydanlarda tutuklananların avukatlar tarafından savunulmalarına izin verilmemesi… Bütün bunlar darbenin zaten başarısız olacağını gösteriyor.
İkincisi: Askeri komutanların kafalarının karışıklığı ve huzursuzluğu
Ordu tarafından yapılan açıklamalarda yalan haberlerin verilmesi, ardından kendilerine bağlı basının bu yalan haberleri yayınlaması önemli olmadığı gibi bir başarı da değildir. Ancak önemli olan darbe karşıtlarının ordunun yalan haberler verdiğini bilmesidir. Askerin yalan haberler vermesi, darbecilerin zayıf olduğunu ve kafalarının karışık olduğunu gösteriyor.
Bu yalanlarından son bir tanesi, Abbasiye’yle ilgili yayınladıkları bir videoda ortaya çıktı. Asker, Abbasiye ile ilgili videoyu “Cumhuriyet Muhafızları Karargâhı Katliamı” diye basına verdi. Ancak yalanları ortaya çıkınca özür dilediler. Bu defa da
özürleri kabahatlerinden büyüktü. Çünkü bu utanç verici katliamı yapanları, yalanlarla temize çıkarmaya çalışıyorlardı.
Aynı şekilde Sisi’nin çıkıp kendisi için “Ben hain değilim” demesi, kendisini birilerine kabul ettirme çabası olarak görüldü. Çünkü o, ordunun içinde darbeye karşı olanların ve kendisini karışıklıktan sorumlu görenlerin olduğunu biliyor. Mursi ve taraftarlarının hak olan tarafta olduğunu, kendisi ve adamlarının da delalet tarafı olduğunun farkındadır.
Yine askerler halkın içinde yaşıyor ve çoğunun korumalara ihtiyacı yoktur. Yaptıkları katliamdan sonra halktan korktuklarından dolayı halkın arasına çıkamıyorlar. Bu durum onları huzursuz ediyor.
Üçüncüsü: Yeni siyasi durumun hayata geçirilmesinde acele edilmesi
Mısır’da asker siyasetten anlamıyor. Bunun için atamış geçici Cumhurbaşkanından aceleyle anayasayı ve hükümeti oluşturup duyurmasını istiyor. Böylece Mursi taraftarlarını hezimete uğratmayı amaçlıyorlar. Ancak bu şekilde aceleyle çıkarılan bir anayasa eksikliklerle dolu olur. Ardından halk, onların hükümetini ve Mursi’nin hükümetini birbirleriyle kıyaslayıp eksikliklerini ortaya çıkaracaktır. Aceleyle darbeyi yürürlüğe koyma girişimleri onların yalanlarını da aceleyle ortaya çıkaracaktır.
Dördüncüsü: ABD’nin kaostan korkması
İngiliz düşünür Robert Fisk yaptığı açıklamada, Mısır’da yaşanan olayların ve halka yapılan baskıların asker içinde patlamalara sebep olacağını belirterek orduyu üstesinden gelemeyecek karışıklıklara karşı uyardı. Fisk, açıklamasının sonunda ordudan birçok komutanın istifa ettiğini, ancak Sisi’nin bu istifaları gizlediğini açıkladı.
En önemlisi de askere darbeyi yaptıran ABD’nin hesaplarının tutmamasıdır. ABD temiz, hızlı ve başarılı bir darbe bekliyordu. Ancak Mursi taraftarlarının sebatı onların hesaplarını karıştırdı. Kaosun çıkmasıyla da ilk zarar edecek olan Amerika olacaktır. Çünkü Amerika, kaos ortamında göstericilerin kendi çıkarlarına zarar vereceğini tahmin ettiği için darbecilere sınırsız destek veriyor.
Beşincisi: Mursi taraftarlarının efsanevi sebatı
Meşruiyeti destekleyen koalisyonun bazı yetkileri, ordunun göstericilere binden fazla saldırı tehdidi yaptığını bana haber verdi. Bu şekilde onları korkutmak istiyorlar. Ancak göstericiler onların tehditlerini hafife alıp ilgilenmiyorlar. Mısır askerleri, şimdiye kadar ciddi bir savaşa girmedikleri için yaralı kardeşlerini sırtlayıp akan kanları üzerlerinde hissetmenin manasını bilmiyorlar. Aksine kardeşlerinin kanları kendi ellerine bulaştığı gibi bir daha geri adım atılmayacağının da şuurunda değiller. Sisi, yaptığı bu darbeyle kendini bir çıkmaza soktu. Çünkü devirdiğini sandığı halk, ölümü göze alıp hiçbir şekilde geri adım atmayacak ve boyun eğmeyecektir. Bu darbenin bir geleceği olmaz. Gelecek, vatan ve din içindir.
Kaynak: İkhwanonline
Yazan: Muhammed Kemal
Çeviren: Mücahid Temel