Kriz nasıl çözüldü? Akşener anlattı!
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Fatih Altaylı'nın Teke Tek programında açıklamalarda bulundu.
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda ittifak üyeleriyle anlaşmazlık yaşayan ve masadan kalkan ardından anlaşmazlıkların çözülmesiyle masaya geri dönen İYİ Parti lideri Akşener krizin nasıl çözüldüğünü anlattı.
Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar;
Samimi söylüyorum, o paltolu olarak, üzerimde palto varken Temel Bey'in yaptığı konuşma ve Kemal Bey'in esnasında yaptığı konuşmaya baktığınızda tuhaf bir ışık gelmiş. Dolayısıyla sonra paltomu çıkarmışım, hepimiz dizilmişim, orada bir sorun yok ışıkta. Ben aslında herhangi bir mutsuz vesaire durum yok. İmza koymuşum ben. Öyle şey olur mu?
Bu dünyada eşim dahil, oğlum hariç, hiç kimse zorla bir şey yaptıramaz. Bir gece evvel hiç uyumadım. Müzakere sebebiyle, insanlar geldi gitti evime. İki belediye başkanımız Mansur Bey ve Ekrem Bey geldi gitti. 02.15 gibi bizim evde oldular.
İstanbul'dan çıkmış gelmiş Ekrem Bey. Sıfır uyku uyudum. Uykusuzlukta biraz hareketleriniz ağırlaşıyor. O masada bir müzakere oldu, uzlaşı ve mutabakat sağlandı. İki metnin altına 6 genel başkan imza attık. Bununla ilgili mutsuzluk söz konusu değil. Doğru bulmadığınız bir kararın altına niye imza atasınız. Gerçekten arkadaşlar baksınlar, paltolu olanda yüzüme gelen ışık şöyle. Bir de deprem oldu, kahkaha atmaya çekiniyoruz.
"TOPLANTILARIMIZ ŞÖYLE GEÇİYOR..."
Biz Kemal Bey'le buluşmadık. O toplantılar şöyle geçiyor; ev sahibi benim diyelim ki, o toplantının önce gündemini yazıyoruz arkadaşlarla. Sonra diğer genel başkanları dolaşıyorum, ekleme ve çıkarmalar yapılıyor. Ondan sonra kendi arkadaşlarımızla basına söyleyeceklerimizi planlıyoruz. Ondan sonra yazılan metni bütün siyasi partilere gönderiyoruz. O metin eklemelerle geri dönüyor, yeni baştan düzenleme yapılıyor, o masada tekrar gözden geçiriliyor.
Perşembe günkü toplantıda başkanlık konuşmasını birazcık öne alma konusunda katkım olduğunu düşünüyorum. En azından yöntemini konuşalım diye. Gerçekten daha önce konuşmadık. Aniden aday konuşulduğu takdirde önce farklılıklar ortaya çıkar. Parlamenter sisteme geçişle ilgili olarak yol haritasını, parlamenter sistemden ne anladığımızı yazdık. Ona bağlı olarak kanun ve anayasa değişikliklerinin ne olduğunu yazdık. Daha da enteresan, şimdi bizim adayımızın elinde her şeyi var. Mutabakat metni kamuoyuyla paylaşıldı. Anayasa değişikliği, güçlendirilmiş parlamenter sistem önerileri.
İSİM KONUŞMADIK
isim asla konuşmadık. Biz hep bir şey dedik, sayın Erdoğan ve arkadaşlarına. Bize soru soranlara 'seçim tarihini açıkla adayımızı açıklayacağız'. Ve öyle oldu. Dün sayın Erdoğan 10 Mart'ta seçim tarihini açıklayacağını 14 Mayıs'ı ilan edeceğini ilan etti, biz de adayımızı açıkladık.
Ben aday olmadığımı ilan etmiştim. Hiç pişman olmadım. Bugün sizin karşınızda ferah ferah oturuyorsam, her ne kadar Perşembe'den Pazar'a sürekli taş yağmuruna tutulduysam da önemi yok. Kendine bir şey yontuyor duygusunun olmamasını sağlamaya çalıştım. Seçiliriz, seçilemeyiz herkesin Cumhurbaşkanı olmaya hakkı var.
ERSAN ŞEN
Ersan Bey'i çok severim, huzurunuzda aracılığınızda teşekkür ederim. Kendisini evimde ağırlamak isterim. En fazla taş atıldığı zaman kendimi şeytan taşlamasında hissettim. Ben hacca gitmiş insanım. O gün Ersan hoca, sizin kanalınızda bizimle ilgili çok kolay değildi o sözleri söyleyebilmek. Benim için çok kolay değildi o sözleri söylemek. Ben kendisinin fikirlerini almak istedim, konuşacaktım kendisiyle, daha müzakere sona ermediği için. Çok insan tarafından saygınlığı olan hocamız. Evimde yemekte ağırlayıp fikirlerinden faydalanacağım.
NE DÜŞÜNÜYORSAM ONU YAZDIM
Evet sertti! Sert olmalıydı; ben ne düşünüyorsam. O metni kendim yazdım. Ben tarihçiyim neticede, sosyal bilinciyim. 28 yıldır aktif politika yapıyorum. Bir siyasi partinin mutfağını yönettim. Sert olarak algılanabilir; ama aslında net olmasına dikkat ettim. Aşırı netlikler genel olarak sinir bozar. Bu 'hayır biz beşimiz böyle düşünüyoruz, senin önerilerin herhangi bir takdire uygun değil' gibi tutum alınırsa, o zaman net olursunuz. Çünkü siz, kendimden bahsediyorum, kişisel olarak hiçbir şeyin talibi değilim.
Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda 1,5 evvel vazgeçmemiş olsaydım. 5 erkeğin arasında tek kadınım ben. Belki bana gelirdi top. Bugünkü sistemi oluşturabilmek için gayretim oldu. Şu anda sayın Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayı. Elbette liderlerle bir sorunumuz yok, başından beri destekleyeceğiz çıkan adayı. Popülaritesi yüksek milletin hadi hadi dediği 2 büyükşehir belediye başkanını da onun koşu partneri haline getirdi o masa. Bunu değerli biliyorum. Millet İttifakı'nın adayı sayın Kılıçdaroğlu onlarla birlikte koşacak. Koşu partneri üçü birden. En önde sayın Kılıçdaroğlu'nu elbette seçtirmek üzere.
Dengemi kaybetmiş değildim. Nettim Ben. Ben kalbi açık insanım, hesabım kitabım yok. O masada uzunca dönem geçtikten sonra aday işine doğru yavaş yavaş gittik ama, alan sıkıştığı andan itibaren şunlar konuşmaya başlandı; Meral Akşener birinci başkan yardımcısı olmak istiyor, kazanacak aday onun için diyor. Bu külliyen yalan. Başta sayın Kılıçdaroğlu olmak üzere, diğer 4 arkadaş dahil olmak üzere bir kişiyle buna dair tek bir harf konuşmuşsam, bu arkadaşlar derlerse ki Meral Hanım bununla bizimle konuştu derlerse, şu programdan hemen çıkışta, politikayı bırakmaya hazırım.
KAZANACAK FORMÜLÜ DÜŞÜNDÜM
Siz kazandığınız zaman x, y, z oy almanın elbette Meclis için önemi vardır. Ama önemli olan Cumhurbaşkanlığını kazanmaktır. Bu ülkede bir şekilde siyasi olarak sağ kalmış kadın politikacıyım. Burada herhangi bir menfaat söz konusu değildi. Müzakere tıkanınca sizi aradım, 'Pazartesi gelemeyeceğim' demiştim. Sizin de sorumlu olduğunuz insanlar var. Ben buyum. Burada size söylerken kişisel menfaatim var mı? Ben bu milletin, bu ucube sistemden, burada özne de sayın Erdoğan değil, bizim bu ucube sistemden kurtulmamız lazım, bunun için kazanacak formülü düşündüm. Tartışılması gereken, müzakere edilmesi gereken durumdu. Başardık çok şükür. Hepimiz bir adım attık.
Saat 02.15'te her iki belediye başkanı geldi. Ekrem Bey beni aradı, 22.30 gibi. 'Yola çıktım, Mansur Bey'i de alacağım, gelebilir miyim' dedi. 'Hayhay' dedim bir tek şey sordum; Kemal Bey'in bilgisi var mı dedim. Ben insanlara dikkat ederim. Sitenin girişine tembih etmiştim. Sonra haber çıktı. Beni değil iki belediye başkanını rencide eden haber. Kendileri talep etti, kendileri iptal etti. Gece soru sordum; siz bunu Kemal Bey'de izinli mi yapıyorsunuz, evet dediler.
2 BELEDİYE BAŞKANIMIZIN POPÜLARİTESİ BENDEN FAZLA
Sonra dedim ki, ne olur ne olmaz size bir arkadaşımı göndereyim, onların arabasıyla gelin, en azından görünmeyin ne olur ne olmaz. Benim amacım bu ülkenin feraha çıkması. Geldiler, bazı seçenekler ileri sürdüler. İzin almadığım için söyleyemem. Kazanmaya odaklandığım için, bu iki arkadaşımızın popülaritesi benden fazla, doğrusunu konuşalım. Dolayısıyla bu arkadaşlarımızın mutlaka o süreçte aktif olmaları gerekiyor. Belediye başkanı görevi üzerinden yardım başka bir şey, ama bu işin içinde bu kampanyada ve sonrasında, kazanma halinden sonra taşın altına ellerini, gövdelerini koyacaklarının da ispatı lazımdı. Orada uzlaştık. Önce üçümüz uzlaştık.
Bu konuşurken ortaya çıkan bir şeydi. Ancak bu kadar anlatabilirim. Dolayısıyla onlar gittiler Kemal Bey'e. Yanlış anlaşılmasın, onlar Kemal Bey'in bilgisi dahilinde geldiler. Sonra saat 21.30'da Kemal Bey beni aradı. İki arkadaşımız sizi ziyaret edecekler, bilginiz olsun, dediler. Ben de dedim ki, dün iki belediye başkanımız, sizin bilginiz dahilinde geldiler, konuşma yaptık. Bazı şeyleri yazıya döküyorum, belli süre geçince insanlar unutabiliyor. Yazı haline döktüm ve her iki arkadaşımıza gönderdim dedim.
Bu bilgiler size geldi mi dedim, evet bana geldi dedi. Benim görüşlerimi getirecekler dedi. Yeniden geldiler ve el sıkıştık. Partiye gittim sonra. Buna kimse inanamıyor. Başarı öyküsü olan yöneticilerden bir kadromuz var bizim. Enteresan bir yapıyız. Ben kendimi sadece operasyonu yöneten bir kişi gibiyim. Orkestra şefi diyebilirsiniz. Habire imza atmak gerektiği zaman, o tür imzalar için yetki alıyorum, gerisini vallahi almadım bugüne kadar.
Perşembe günü şu kişileri şöyle getir bana dendi. Söz kesmem, başlangıçta fikrimi söylemem, herkes fikrini söyler, ben de GİK'te son sözlerimi söylerim. Oylamaya katılmam. Evet çıkar, hayır çıkar. Masadan kalkma gibi kavram yok, orada önerimizin arkasında durma kararı çıktı. Tekrar gidip yetki almam gerekiyordu. Jet hızıyla giyinip, genel merkeze gittim. Bütün arkadaşlar milletvekilleri, GİK üyeleri, divan üyelerini topladık. GİK'le zoom üzerinden kayda alınmak kaydıyla genel sekreterimiz görevlendirildi. Bu yetkiyi bana aldı.
Bunu nasıl kamuoyuyla paylaşacağız. İki belediye başkanımız geldiler, son durum oldu. Sonra ben masaya katılacağımı ilan ettim Kürşad Zorlu Beyefendi üzerinden. Amma uzun şeyler yaşamışız, kalbim yoruldu anlatırken. Hakkını helal etsin herkes, iyi bir şey oldu.
TAYYİP BEY İLE GİZLİ SAKLI HİÇBİR GÖRÜŞMEM OLMADI
Para işine dönersek... Eğer ben Tayyip Erdoğan'ın çevresinden ve veya başka bir şekilde bir Allah'ın kulundan bu tarz bir konuyla ilgili 1 lira, 5 lira adını ne koyarsanız, almışsam, ispat etmesi çok zor ama, dünyanın en şerefsiz insanıyım. İstanbul'da oturduğum ev belli. 5 dönem milletvekilliği yapmışım. Eşimin babası, İzmit'in ekonomik durumu iyi bir aileydi. Biz onun üstüne bir şey koyamamışız. Maaşımın dışında hiçbir gelirim olmadı benim. Koray Bey iş adamı. Bunu iddia eden ispatlayamazsa şerefsizdir dedi. Koray Bey evini satar koyar partiye. Trabzonlu, burnu düşse yerden almaz.
Her şeyim açıktır. Bugüne kadar Tayyip Bey benimle konuşmak için hiçbir şey yapmadı. Benim de Tayyip Bey'le gizli saklı hiçbir görüşmem olmadı. Hatta deprem zamanında nasıl görüşme yaptığımı televizyondan anlattım. Bugünün dijital dünyasında gizli bir şey olabilir mi? Olsa söylerim. Böyle bir karar verdim derim, peşimden gelen olur, gelmeyen olur. Tayyip Bey'e de ayıp! en ufak bir görüşme inanın yok. Sanki ben göz kırpıyorum, Tayyip Bey koşuyor, böyle bir durum yok. Hatta en sert kavgayı ikimiz yapıyoruz. Rize'de başıma neler geldi benim. 31 Mart'ta 'tutuklattıracağım seni, dokunulmazlığın da yok' dedi. Hala hakkımda ifademin alınmadığı, hatta duyduğumuz PKK muhbirinin olduğu iddia edilen FETÖ'cülükle ilgili isnadın mahkemesi var, ama bana bilgi veren yok. Bu ülkede en çirkin şey biri PKK'cı, iki FETÖ'cü deniyor. Bu eğer korkutmak içinse, demoklesin kılıcı ise ben o demoklesin kılıcı ile kendi boğazımı keserim.
5 GENEL BAŞKAN MİLLETVEKİLİ OLMAYACAK
Benim 1. Cumhurbaşkanı Yardımcısı olma istediğim dedikodusu ilk çıkmadı. Sayın Davutoğlu, Babacan, Karamollaoğlu, Uysal şahididir. Kendimle ilgili teklif gelse reddedeceğimi söyledim. Böyle bir teklif gelemezdi. Bizim metinde, hepimizin cumhurbaşkanı yardımcısı olacağımız var. Ama biz aynı zamanda bir siyasi partinin genel başkanıyız. Türkiye koalisyonu unuttuğu için. Ben iki koalisyonun içinde yer almıştım. Refahyol'un bakanı oldum. Koalisyonun özelliği şuydu. Tansu Hanım hem Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı ve parti genel başkanıydı.
Buradaki sistem yeni olduğu için. O dönemlerde unutulduğu için. Bir de Meclis'te çalışacağız. Sayın Kılıçdaroğlu ve iki belediye başkanı aynı tartıda koşu partneri olarak öncelikleri Cumhurbaşkanlığı meselesi olacak.
Şu anda biz Cumhurbaşkanı yardımcısı olacağımızı söyledik, dolayısıyla milletvekili olmayacağız. Ben kendi adıma söyleyeyim, milletvekili adayı olmaya kalksam bu işe inanmıyorum demektir. Sayın Mansur Yavaş ve sayın Ekrem İmamoğlu'nun yaptığı iş bizden biraz daha farklı. Başkan yardımcılığını sayın Kılıçdaroğlu atayacak. Burada iddialı olduğumuzu ileri sürmenin yolu biz milletvekili adayı değiliz.
HER PARTİ DİĞER PARTİLERİN BİRBİRİYLE İLİŞKİSİNE SAYGI DUYMALI
Samimiyetle söyleyeyim; Türkiye'de siyasi partilerin birbirleriyle ilişkilerine her bir siyasi parti saygı duymak zorundadır. Biz bugüne kadar buna saygı duyduk. x partisinin y partisiyle ahbaplığına, tutumuna, görüşmemesine saygı duyduk. Kurumsal sistem üzerinden ne AK Parti'yi niçin görüştün demedik, diğer partilere de...
Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu hem MHP hem CHP'nin adayıydı. Onun otobüsünün üstünde konuşmalar yaptım. Selahattin Demirtaş da adaydı. Bir başka Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş'a kendi bütçesinden yardım etmişti. Burada 2014'ün Türkiyesinde MHP'nin adayı olan İhsanoğlu'nun tutumuna kimse bir şey demedi. Herkesin hakkına hukukuna saygı, vatanın birliğine bütünlüğüne saygı, hukukun üstünlüğüne saygı, anayasanın ilk dört maddesine saygı ve Türkiye'deki birlik ve beraberlik vurgusuna saygı.
Atatürk'le insanların derdi olmayacak. HDP'nin yöneticilerinin de, diğer insanların, partilerin düşünmesi gereken o. 2014'de MHP'nin adayı Selahattin Demirtaş'ın bütçesine sembolik yardım yapmışsa, buna sayın Bahçeli dair herkes saygı duymuşsa burada bir şey var demektir. Bugün niye böyle? Türkiye'de siyasi partiler üzerinden ayrışma yerine etnik ayrıştırma oluşturuldu.
CHP HDP İLE GÖRÜŞEBİLİR, AMA..
Bir Abdullah Uçar vardı. İçim yanıyor. Kemal Bey'le ortak mitingler yaptım. Bursa'dan aday göstermişiz. Abdullah'ı çağırdım, mitinge çıkaracağım. Kemal Bey de yanımda. Başka arkadaşlar da var. 'Abdullah ne diyeceksin oğlum' dedim. 'Abla diyeceğim ki, Kürdüm amma PKK'lı değilim' dedi gözleri dolu. 'PKK ile nasıl mücadele ettiğimi dünya alem bilir' dedim. Dün ile bugün arasındaki fark bu. Abdullah diyor ki, 'Kürdüm amma PKK'lı değilim'. Bu dilin düzeltilmesi lazım. Bu dili başlatan sayın Erdoğan. Bu ucube sistemden kurtulacaksak, herkes bu gerçekliğin farkında olmalı.
Dün kavga edilmeyen konuda görüşme bile problem yaratıyorsa herkesin dikkat edilmesi lazım. O masada defalarca iddia edildiği gibi, o masada HDP yok. Mithat Hoca'nın söylediğine göre kendileri de ikrar ediyor. Zaman zaman HDP yöneticilerinden farklı söylemler oldu. Ben o söylemlerin her birini bu ucube sistem ateşine odun atmaktır dedim. Bu sağduyunun devam etmesi ve derinleşmesi gerekiyor. Bakanlık gibi alışveriş olması mümkün değil. Diyalog başka bir şeydir, CHP diyebilir, anlayışla karşılardım. 'Sizin oy oranınızla HDP'nin oyu farklı hadi size güle güle' deselerdi o masadan kalkardık. Alengirli işe karşıyım, dürüstlük ve açıklıktan yanayım. CHP, HDP ile görüşebilir bu net. Ama bize asla getiremez
KILIÇDAROĞLU AYAĞA KALKMADI
Hayır niye kopsun! Ama kopabilirdi de! Kazanılmayacağını düşündüğüm sistemden bahsediyorum. Burada özne sayın Kılıçdaroğlu değil. Bizim bu işi kazanmamız lazım. Bu kazanmaya dair tartışmamız lazım. Sonra buna gerek yok gibi bir şey ortaya çıkınca, sonra benim iddialı cümlem vardı, Noterler Birliği bana kızmış ama, herkesin birbirini ikna etmeye çalışması lazımdı.
Temel Bey öyle bir şey demedi. O yaş grubu sabır konusunda uzman, geldiği gelenek var. Kemal Bey'i de sabırlı insan olarak tanıyorum. Erkekler birbirine karşı inanılmaz saygılı. Sizin bam diye söylediğiniz söz. Kadınlar daha açık. Kimse ayağa kalkmadı. Ben açık net fikirlerimi söyledim. Bir gerginlik yaşandı. Sayın Davutoğlu ve sayın Babacan devreye girip usulet ve suhuletle pazartesiye bırakılma nedeni öyle oldu. 5 kişi imzaladı, ilan edilmesine de gidilebilirdi, sonra hep beraber nefes alalım oldu. Sonra geldim arkadaşlarımla konuştuk. Sonra mutlaka kazanma konusunda sonuç çıktı. Aynı yerde kalabilirlerdi. Orada da ben o vebali alamazdım. Dolayısıyla çok iyi oldu. Meral Akşener adına değil bu, herkes adına çok iyi oldu.