• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...
EYT sonrası bankalar promosyon yarışına girdi. Peki, promosyon caiz midir?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Doğruhaber - Mesut Tunce

Fetva Kurulunun yayınladığı fetvanın detayları şöyle:

İş sahipleri veya devlete bağlı resmi kurumlar, personellerinin maaşlarını banka üzerinden kendilerine ulaştırıyorlar. Bankalar memurlara ait olan bu maaşlardan bir an dahi olsa faydalanıyor ve bunu kendi faiz çarkları için büyük kazanç olarak görüyorlar. Sonrasında ise kazandıkları haram paranın bir kısmını, iş sahipleriyle veya bazen memurların ya da emeklilerin bizzat kendileriyle anlaşma yaparak onlara verme vaadinde bulunuyorlar. Anlaşma neticesinde bankaların memurlara verdiği promosyon -bilerek veya bilmeyerek olsa da- maaşı yatırılan kişilerin parasıyla elde edildiğinden, bu parayı kişinin ne kendisi ne de anne, baba, eş ve çocukları kullanabilir. Haram yollardan elde edildiği için maaş sahibi ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin dışındaki fakir ve muhtaçlara verilmelidir.

Öyleyse bu hususla ilgili bankalarla bireysel olarak anlaşma içerisine girilmemesi gerekir. İş sahibi, maaşları faizli bankalar üzerinden işçilere ulaştırıyorsa maaş günü gelir gelmez, geciktirmeksizin bu paranın bankadan ya çekilmesi ya da bankanın mobil uygulamaları üzerinden finans kurumlarına aktarılması gerekir. Zira ortada maaş sahiplerinin paralarıyla işlenen bir kötülük söz konusudur. Buna hiçbir şekilde aracı olmamak gerekir. Allah (cc) Kur'an'ı Kerim'de kötülük üzerine yardımlaşmayın diye buyuruyor;

İyilik ve takva üzere yardımlaşın. Ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın. Allah'a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah'ın cezası çok şiddetlidir (Maide 2).

Fetva Kurulu, promosyonun neden caiz olmadığını ise şu gerekçelerle açıkladı:

Kurum çalışanına vereceği maaşı yasal veya çalışanının eline daha fazla para geçebilmesi gibi çeşitli nedenlerle bankalar aracılığıyla vermektedir. Diyelim ki kurumun beş yüz çalışanı var. Bu kadar kişinin maaşı epey bir yekun tutacağı için bu toplu para bankalar için fon kaynağı manasına gelmektedir. Dolayısıyla kurumun bu maaşları kendi hesaplarına yatırmaları için bankalar arasında bir rekabet meydana gelmektedir. Bu rekabetin sonucu da bankalar çeşitli teklifler sunmaktadır. Yatırılan paraya karşılık bir fazlalık promosyon adıyla verilmektedir. İşte bu promosyon banka ile kurum arasında bir anlaşma ve pazarlığa dayalı olduğu için faizdir. Burada bir şüphe yoktur. Öyleyse kurumlar anlaşma yaparken faizsiz banka tercih etme yoluna gitmelidir. Kurum çalışanları kurumu zorlamalıdır.

Çalışan yani maaşını alan kimse bu meselenin neresindedir?

Kurum maaşını bankaya yatırmak ve karşılığında daha fazla bir para almasını sağlamak için çalışanıyla pazarlık ve anlaşma yapmış mıdır? Yani kişi bizzat bu anlaşmaya taraf olmuş mudur? Kişi bu anlaşmaya taraf olmasa da rıza göstermemeye hakkı var mıdır? Yani kişi isterse bu anlaşma dışında kalabilir mi? Diğerleri kendi rızalarıyla bankadan promosyonlu maaş çekebilirken kişinin kendi rızasıyla maaşını normal olarak almaya hakkı var mıdır? Eğer kurum çalışanlarına böyle bir irade göstermelerine müsaade etmiyor ve ayrı davranmalarına imkân vermiyorsa, bu halde kişi bu anlaşmanın bir tarafı olmamaktadır. Dolayısıyla ortaya çıkan promosyon, (faiz) fazlalıkta kişinin bir müdahalesi bulunmamaktadır. Yani kurum çalışanına sormadan, rızasını almadan hareket etmekte, yine kendi belirlediği, bölüştürdüğü bir fazlalığı çalışanın maaşına ek olarak vermektedir. O halde kurum ile banka arasında bu fazlalık faiz iken, çalışan için faiz olmaz. Çünkü faiz bir akdin, anlaşmanın içinde yer alır. Kişi ile çalıştığı kurum arasında böyle bir anlaşma söz konusu değildir. Ancak kişi bunun bankada faizde işletilerek verildiğini net olarak bilmektedir. Faizde işletilerek kazanılan bu paranın bile bile kullanılması caiz değildir.

Bu haberler de ilginizi çekebilir