Arabuluculukta olması gereken hususlar nelerdir?
Türkiye’de 2018 yılında ‘Arabuluculuk Kanunu'nun yasalaşmasıyla yürürlüğe giren 'Arabuluculuk Sistemi' hakkında bilgi veren hukukçular, toplumun bu uygulamaya karşı daha bilinçli bir şekilde olunması gerektiği belirtti.
Arabuluculuk sisteminin nasıl geliştiğini, arabuluculukta olması gereken hususlar ve hak ihlalleri hakkında İLKHA'ya konuşan Hukukçu Yahya Turan, ülkede arabuluculuk sisteminin toplumun geneline net anlaşılmadığı ve bir bilinç eksikliğinin olduğuna dikkat çekti.
Arabuluculuk uygulamasının taraflar arasındaki hukuki anlaşmazlıkların mahkemelere başvurulmadan çözülmesini amaçlayan bir uygulama olduğunu belirten Hukukçu Turan, arabuluculuk uygulamasında toplumun daha ileri bir bilinç düzeyine ulaştığı takdirde çok daha iyi sonuçlar elde edilebileceğini kaydetti.
Arabuluculuk sisteminin yürürlüğe girdiği süreci aktaran Turan, "2018 yılında arabuluculuk dava şartı haline getirildi. Özellikle başta iş davalarında arabuluculuk zorunlu hale getirildi. Dolayısıyla çok eskiden beri Avrupa'da Amerika'da arabuluculuk uygulanmaktaydı. Bizim kültürümüzde aslında var olan yani sulh yolu bizde maalesef birtakım gerekçelerle özellikle laiklik ön plana çıkarılarak geç devreye sokuldu ve 2018'de dava şartı haline getirildi. Arabuluculuk burada dava açmadan önce kişilere dava şartıyla arabuluculuğa başvurmayı zorunlu kılıyor fakat kişiler isterlerse kendi iradeleri ile karşı tarafa arabuluculuk teklifinde bulunabilirler. O takdirde karşı tarafta kabul ederlerse ihtiyarı olarak anlaşmalı bir şekilde arabulucuya gitme imkânı getirilmiş. Tabii ki günümüzde yargılamalar çok uzun sürmekte ve daha çok külfetli olmaktadır. Burada arabuluculuk daha esnek daha basit ve ekonomik olarak da daha uygun şartlarda bir anlaşma imkanını kişilere getirmektedir." şeklinde konuştu.
"Arabuluculuk uygulamasının verimli olması açısından toplumda daha çok yüksek bir bilince ihtiyaç vardır"
Arabuluculuk sisteminin daha iyi sonuçlara varılabilmesi için kişi ve toplumda gerçek irade ve bilincin olması gerektiğine dikkat çeken Turan, "Öncelikle arabuluculukta bir sonuç alınabilmesi için daha çok kişilerin uygun bir iradeye, gerçek bir iradeye sahip olmaları lazım. Toplumda daha çok yüksek bir bilince ihtiyaç vardır. Şu anda ihtiyari olarak arabulucukta iş davalarında işverenler kendi işçileri ile anlaşmak suretiyle arabulucuyu kendi aralarında görevlendiriyorlar ve burada aynı şekilde aynı metotla arabuluculuk yoluyla daha çok bir anlaşma imkânı sağlanabilmektedir. Büyük şirketler de aynı benzer şekilde kendi aralarında birtakım uyuşmazlıklarla ilgili olarak arabuluculuk yoluyla uyuşmazlıklarını çözmektedirler." ifadelerine yer verdi.
Turan, "Fakat toplumun geneline baktığımız zaman burada bir bilinç eksikliği vardır. Birtakım kurumların da özellikle idari kurumların veyahut da belli birtakım bankaların, elektrik kurumları arabuluculuğa yönelik olarak ön yargıya sahiptirler. Önyargıdan çok mahkeme kararı olmadığı takdirde kendileri arabuluculuğa yanaşmamaktadırlar veyahut da arabuluculukta bir sulha gitmemektedirler. Burada görevlendirilen arabuluculuk komisyonları kendilerine herhangi bir sorumluluk gelmesin diye bir uğraş içerisine girmektedirler. Diğer yandan elektrik kurumları ise burada her türlü yargılama masrafı daha sonra vatandaşa yansıdığı için onların umurunda değil. Umurlarında olmadığı için onlar da aynı şekilde arabuluculuğa gidildiği zaman daha çok menfi yönde, anlaşmama yönünde bir irade göstermektedirler. Burada arabuluculuğun aslında tam net ve kesin olarak anlaşılmadığının açık bir kanıtıdır." şeklinde ifade etti.
"Birtakım kurumlar tarafından birçok vatandaş mağduriyet çekiyor"
Arabuluculukta kurumlar tarafından oluşan sorun ve sıkıntıları dile getiren Turan, "Şu anki uygulamada dahi herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın idare herhangi bir şekilde tazminat ödemeye yanaşmamaktadır. Normal şartlarda olması gereken hukukta ve hukukun esnek uygulanması gerekirken burada daha sert ve katı şartlarda ve hatta kesin bir mahkeme kararı olmaksızın bir ödeme yapmaktan kaçınmaktadır. Ortada hukukçular tarafından belli bir komisyon tarafından, kamuoyu vicdanı nezdinde bilinen olaylar vardır. Bu olaylarda kişinin zarar gördüğü mağdur olduğu çok net açıktır. Dolayısıyla burada arabuluculukla ilgili bu tür sıkıntılar oluşmaktadır. Genel olarak arabuluculuk normalde olumlu bir gelişmedir ve kesinlikle toplumun bu konuda daha ileri bir bilinç düzeyine ulaşması lazım. Daha bir ileri bilinç düzeyine ulaştığında ise arabuluculuktan daha iyi sonuçlar elde edilmiş olacaktır." ifadelerini kaydetti. (İLKHA)