• DOLAR 34.653
  • EURO 36.438
  • ALTIN 2933.057
  • ...
Molla Fesih Memiş: Başımıza gelen bu musibetler Allah'ın yeryüzüne koyduğu bir takdiridir
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Müslümanların meydana gelen dehşetli deprem ve geçmişte yaşanan depremlerden dersler çıkarıp bu tür musibetlerden kurtulmalarının tek yolunun bolca tövbe ve dua etmek olduğunu ifade eden Memiş, İLKHA'ya değerlendirmelerde bulundu.

"Bireysel ve toplumsal dersler çıkarmalıyız"

Memiş, "Malumunuz 6 Şubat günü bir depremle uyandık. Rabbim bir daha göstermesin. Allah-u Teala kâinatı yaratınca kâinatın bir parçası bir zerresi olan yerküresinin içinde Allah-u Teala'nın takdir ettiği depremlerin oluşması da normaldir. Dünya yaratılalı yerin kabuğunun altında yerin derinliklerindeki fay hatları, kayan levhalar vesaire var olan şeylerdir. Her başımıza gelen musibetler çıkarmalıyız. Hatta biz bundan önce olan depremleri işte Varto depremi, Erzincan depremi, Van depremi ve diğer depremler olsun şayet biz meydana gelen depremlerden dersler çıkarsaydık, binalarımızın yapılışından dersler çıkarsaydık belgi bugün bunları yaşamış olmayacaktık. Her birimiz kendimize düşen hisse oranında ders çıkarmalıyız. Toplumsal ve bireysel dersler çıkarmalıyız. Özellikle deprem öldürmez bina öldürür sözü günlerde yaygın olarak kullanılıyor ve yerinde bir sözdür. Toplumsal ve bireysel dersler olarak çıkaracağımız dersler yanında bu binaları diken müttehitlerin işçisinde kalıpçısına, demirini bağlayan kişilerine kadar hatta bu binaları denetleyen yapı firma ve belediye yetkililerinin bu depremden bizden daha çok dersler çıkarmaları lazım." şeklinde konuştu.

Binaların yapımında tedbirli davranılması gerekliliğine dikkat çeken Memiş, "İnşaatın ve imarın da ahlakının olduğunu unutmamamız lazım. Dolaysıyla demirden, malzemeden çalıp çırpmak Malum ülkemiz aktif fay hatlarının üzerinde bulunmasıyla bu tür felaketler gelmeden önce tedbirimizi almalıyız. Bu tedbir de her ne kadar şiddetinde gelen deprem ise ona karşı mukavemet gösterecek inşaatlar yapmamamız gerek." dedi.

"Rabbimizi tanımalı ona boyun eğmeliyiz ve çokça tövbe ederek musibetlere dualarla karşı durmalıyız"

Bela ve musibetlerin Yüce Allah'ın koyduğu bir takdir olduğunu vurgulayan Memiş, tedbir olarak çokça dua ve tövbe edilmesi gerektiğini ifade ederek, "Bu depremler, afetler gelen musibetler Allah-u Tealanın yer yüzüne koyduğu bir takdiridir. Bunu toplumun fücura dalmasıyla, toplumun Allah-u Tealanın emirlerini yerine getirmemesiyle bağlantısını yapmak ne derece doğru onu bilemeyiz fakat biz Kur'an-ı Kerim'e ve geçmiş ümmetlerin yaşantısına baktığımız zaman bizden önceki ümmetler ne zaman Allah-u Tealaya isyan bayrağını açmışlarsa farklı farklı musibetler vermiştir. Tabii ki bunlarla yola çıkaraktan dileğimiz odur ki bu Allah-u Tealanın bize azabı olmasın. Rabbimizi tanımalı ona boyun eğmeliyiz ve çokça tövbe etmeliyiz. Dualarla karşı durmalıyız." şeklinde ifade etti.

Memiş, bu tür musibetlerde özellikle iman ehli olanların, Yüce Allah'ın bir rahmeti olduğunu ve Hadis-i Şeriflerde de müjdelerin olduğunu belirterek, "Bunun felaketin yanında Yüce Allah'ın rahmeti de vardır. Hazreti Muhammed Aleyhisselam'ın Hadis-i Şerifinde Allah yolunda Allah'ın ahkamının hâkim kılınması yolunda şehit olanların dışında değişik hadislerde başka sınıfları da zikretmiştir. Bunların da şehide verilen mertebenin de bunlara verileceği müjdesini vererek yani bir bakıma bunlar manevi bir şehittir. Ayrıca bunca dehşetli bir depremin altında parçalanarak vefat etmek özellikle iman ehli olduktan sonra onun bütün günahlarına kefaret olduğu müjdeli Hadis-i Şerifler de vardır. Arkalarında kalan mal, servet de onların sadaka hükmüne geçer. Bu Peygamber Efendimizin bize verdiği müjdelerdir. Dolayısıyla şu an elimizde gelen duadır. Kentlerimize göçen depremzede kardeşlerimize ağzımızdaki lokmayı paylaşmalı onların dertlerine derman olmalıyız." şeklinde kaydetti. (İLKHA)





Bu haberler de ilginizi çekebilir