Osman Şanlı / Haber-yorum / doğruhaber

Bölgedeki esrar tarlalarına baskınlarla başlayan yeni süreç çatışma şekli başka bir boyut kazandı. Bu yeni süreçte taraflar silah bırakıp başka yollarla mevzi kazanmaya çalışıyor. Ve bu süreçte herkesin maskesi de bir bir düşüyor.

Bingöl`de patlak veren uzman çavuşların bulaştığı iddia edilen skandal fuhuş olayından sonra bölgenin değişik yerlerinden skandal bir o kadar iğrenç olaylar patlak vermeye başladı. BDP Siirt Belediye Başkan Yardımcısı Abdullatif Çekim`in iki kız çocuğuna taciz ve anneleriyle olan gayri meşru olayından bahsediyorum. Bingöl`deki olaylarda uzman çavuşlar üzerinden hükümete yüklenen BDP cenahı Siirt`teki olayla şoke oldu. Bu tür olayların arka arkaya gelmesi kafalarda soru işaretleri bırakıyor. Silahlı çatışmayı sona erdiren taraflar bundan sonra bu şekilde mi çatışıyor? Siirt olayı Bingöl`ün rövanşı mı?

Bilindiği gibi Müslüman Kürt halkı dinine, örfüne, namusuna bağlı bir halktır. Kemalist sistem doksan yıldır bu halkı değerlerinden koparmak için her yola başvuruyor. İşin garip tarafı Kemalist zihniyetin Kürt versiyonu da aynı görevi üstlenmiş gibi Kürt halkını değerlerinden uzaklaştırmaya çalışıyor. Kürt kızlarının özgürlük adı altında dağa çıkartılıp yıllarca erkeklerle beraber yaşamaya zorlanması, Newroz ve benzeri etkinliklerde kadın erkek içi içe özgürlük türküleriyle el ele tutuşturup halay çektirilmesi, birçok öğrenci evlerinde kızların ve erkeklerin aynı evi paylaşması, belediye paralarıyla yaptırılan Kültür evlerinde modernleşme adı altında kadınların ifsad edilmesi bunun birkaç örneğidir.

Aynı şekilde "Biz kadınız kimsenin namusu değiliz, bizim namusumuz özgürlüğümüzdür” sloganıyla namus mefhumunu nasıl paçavraya döndürdüğünü biliyoruz. Bir âlimin şöyle bir tespiti vardı` Bu halkın ahlakında sistemin doksan yılda yapamadığı tahribatı PKK on yılda yapmıştır`. Siirt olayları anlatan bir haberin altına yazılan "65 yaşındaki bir adam 13 yaşındaki kızla evlendiği zaman neden sesiniz çıkmıyor?...” diyerek haberi yapanları eleştiriyor, İslam`a yapılan meşru evliliği tecavüz olayıyla kıyaslayacak kadar garabete düşüyor. Yani adam bu iğrenç hadiseyi savunuyor. Tüm bunlar halkta meydana gelen ahlaki yozlaşmayı gösteriyor.

Siirt olayıyla şoke olan BDP çevresi bir süre sessiz kalmayı yeğledi. Sonradan Çekin denilen şahsın pimi çekilmiş bir bomba olduğunu anlayınca onu uzağına fırlatma yoluna giden BDP Çekin`le tüm bağlarını kopardığını duyurdu. Pimi çekilen bombanın patlaması kaçınılmazdı zaten bu saatten sonra onu elde tutmak akıl karı değildi.

BDP`ye yakın çevreler yaptıkları açıklamalarla Kürt halkını sesini yükseltmeye çağırdı. Peki, ama kime sesini yükseltecek? Malum fiili işleyen şahıs sizin başkan yardımcınız değil mi? O zaman halk BDP`ye mi sesini yükseltecek? Denilebir ki bu fiil adamın şahsını bağlar. Ama şu unutulmamalı bu adam BDP`nin temsilcisi ve bu konuda defter kabarık. Örneğin, Altrenatif Cuma imamı batıda bir havuzda sevgilisiyle yakalanmıştı. Mersin milletvekili Ertuğrul Kürkçü`nün basına yansıyan plaj pozları yutulabilecek lokma değil. Anlayacağınız defter epey kabarık eğer bu defterleri açarsak etraf kokudan geçilmez.

BDP ve çevresini yıllardır takip ettikleri bir yol var hesaplarına gelmeyen şahıs ve kurumları devlet ajanı ilan etmek. Bu olayda da bu BDP bu ucuz yola başvurdu yıllardır beraber çalıştığı adamını hemen sosyal ajan ilan etti. Yıllardır bu rezaleti işleyen adam ajan olmadı da şimdi mi oldu? Madem bu adam ajandı içinizde ne işi vardı.

BDP`ye yakın çevreler bu olayın arkasında emniyetin ,jitemin olduğunu açıkladılar. Bu olayın düzenlenmiş bir tuzak olduğunu kendilerini yıpratma yoluna gidilmek istendiğini ifade ettiler. Ve kendilerine yakın sitelerinde devletin kontrolünde fuhuş yapanların isimlerini ve adreslerini yayınladılar. Eğer bu iddialar gerçekse devletin bu halkı bozmak için neler yaptığını bir kez daha ortaya çıkaracak. Evet devlet kendi bekası için her yolu mübah görür. Doksan yıldır bizler buna şahidiz.90`lı yıllarda Müslüman gençleri bozmak için kurdukları fuhuş çetelerini unutmadık. Ama herkes işini yapıyor BDP Jitem tuzak kurdu deyip devleti suçlayacağına uçkuruna sahip çıkamayan kurulan tuzaklara balıklama atlayan adamlarına kızsın.

Bu olaylardan hemen sonra Iğdır`da da benzer olaylar olduğu iddia edildi. BDP`li başkan sözkonusu Facebook adresinin kendisinin olmadığını, birilerinin kendi adına bir kadını taciz ettiğini açıkladı. Anlayacağınız dağda silahlı kavga sona erdiren taraflar bel altı vuruşlarla birbirileriyle çatışıyor. BDP Bingöl`de devlete yüklenirken, devlet Siirt`te rövanşı alma derdinde görünüyor. Eğer BDP`nin açıkladığı gibi Siirt olayı bir tuzak ise önümüzdeki günlerde daha değişik olaylar çıkabilir. Her iki tarafın sicili çok da temiz değil.

Kısacası olan mazlum halka oluyor. Birbiriyle çatışan her iki taraf da mengenin iki ağzı gibi Kürt halkı da bu mengenin arasında sıkışmış kalmış. Mazlum Kürt halkı düşen maskelerin ardındaki gerçekleri artık görmeli ona göre tavrını ortaya koymalıdır. Zilletten kurtulmanın yegane yolu İslam olduğunu anlamak zorundadır. Kurtlar çoban abasına bürünmüş nasıl da kuzularımıza saldırıyor ama biz bunları bilmeden kurtları çoban zannedip arkasından gidiyoruz. Kürt halkı namusu için canını verirken bu saatten sonra bu olayları kaldıramaz. Müslüman Kürt halkı çoban abasına bürünmüş kurtları tanımalı ve onlara gereken cevabı vermelidir. Kurtuluşun İslam`da olduğunu anlamalı ve elini Müslümanlara verip hem dünyasını hem de ahretini kurtarmalıdır. Şu dizeler durumumuzu ne de iyi anlatıyor:

perişandar yurdum yurdum tarumar
birkaç harami yurdu yağmalar
çoban abasına bürünmüş kurtlar
yağmalar sürüyü bitti umutlar

kabahat oldu hak batılsa erdem
ne namusum kaldı ne haya perdem
sen gideli islam mazlum lar öldü
hak ve adaletin belli büküldü

koparıldı nice başlar uğrunda
kutlu kıyam koru bizi bağrında
şayet görseydi bu ahvali dedem
eylerdi feryatlar figanlar herdem

şükür rabimize ey mazlum ümmet
Allahın yardımı yakındır elbet
belirdi lakin dir muştu ufuktan
yeter zillet attı ziya şafaktan...