Depremzede genç: Yaşadığımız deprem insanın aklına gelince bile fena oluyor
Asrın felaketi olarak nitelendirilen Kahramanmaraş'ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerden etkilendiklerini belirten Muhammed Atlı, depremin dehşet anlarını İLKHA muhabirine anlattı.
Ülke tarihindeki en büyük depremlerden olan Kahramanmaraş depremiyle yaşanan afetin etkisi, Türkiye'nin birçok yerinden hissedilirken milyonlarca kişi de olumsuz etkilendi. Kahramanmaraş'ta yaşanan 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde 2 şiddetli deprem sonrası yıkımın yaşandığı başta Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya, Hatay, Şanlıurfa, Gaziantep, Osmaniye, Diyarbakır, Adana ve Kilis'in yanı sıra Suriye de depremde büyük hasar gördü.
Depremlerin 11'nci gününde ekiplerin arama kurtarma çalışmaları umutla devam ediyor.
Yaşadığı deprem anını ve sonrasını anlatan Muhammed Atlı isimli genç, binalarının yıkılmamasına ve aradan 11 gün geçmesine rağmen halen depremin ürpertisini üzerinden atamadığını aktardı.
"Yaşadığımız deprem insanın aklına gelince bile insan fena oluyor"
İstanbul'da okuduğunu tatil nedeniyle ailesinin yanına Malatya'da olduğunu belirten Atlı, "Takdiri ilahi 6,8 Elazığ depreminde de Malatya'da yine yakalanmıştım. Son depremde yaşadıklarımı anlatmaya gelince insanın aklına gelince bile insan fena oluyor. Saat gece 04 civarıydı abim birden bizleri uyandırdı. Gerçi daha o uyandırmadan bile sarsıntıyla uyanmıştık. O sırada evimiz kutu gibi sallanıyordu. Avize kafamıza düştü. Evimiz 13'üncü katta olduğundan depremin sarsıntısını çok iyi hissediyorduk. Elazığ'da yaşanan 6,8 depreminden sonra bu depremde kesinlikle öldük diye düşündüm. O sıra çok kötü sallandık. Olayın şokunu atlattıktan sonra dışarıdan baktım yıkılan bina görmedim. Bizim çevremizde yıkık bina yoktu. Bizim biraz aşağı mahallemizde ikamet eden arkadaşım aradı 6 katlı binanın çöktüğünü söyleyince yıkımın çok olabileceğini düşündüm." dedi.
"Çöken binanın yanına vardığımda hayatımın en korkunç anlarından birini yaşadım"
Muhammed Atlı
Enkaz kaldırma çalışmalarına yardım ettiklerini aktaran Atlı, şunları aktardı:
"Çöken 6 katlı binanın enkazına gittik. Çöken binanın yanına vardığımda hayatımın en korkunç anlarından birini yaşadım. Orada bir tablo vardı çok dehşetti. Betonlar yorgan gibi üst üste hemen yanı başında bir göçükte bir insan bedeni vardı. O şahıs bedeni duruyordu ancak kafa kısmı parçalanmış ve görünmüyor. Onu gördükten sonra iki gün mideme vurdu. Her enkazda böyle şeyleri görünce durumun vahametini ve ne kadar büyük çaplı olduğunu anladık. O gördüklerimizden sonra her şey çok kötüydü. Bu anlattığım olay ilk gün ve ilk saatlerdi. Diğer depremler gibi olacağını düşündük. Saat 12 civarı olunca arkadaşlarla uykusuz ve yorgun olduğumuzu söyleyip evlerimize gidip dinlenmemiz gerektiğine karar verdik. Fay kırılmıştı yerine oturmuştur diye düşündük. Eve girme kararına vardıktan yaklaşık yarım saat sonra ikinci depremde oldu. İkinci depremde Malatya Battalgazi Hastanede yakalandık. Yeni bina olmasına rağmen yine orada da çok fena sallandık. İkinci depremden sonrada eve geçme fikrimizden caydık. Hasarsız olan cami ve bir yerler bakmaya başladık. Evimizin karşısında sağlam ve yeni bir cami vardı ailemle birlikte camide kalmaya başladık."
"Malatya'da artık yapacağımız bir şeyimiz kalmadığından Ankara'ya geçtik"
Mahalleliyle camide kalırken bazı anlaşmazlıklar yaşandığını dile getiren Atlı, "Yaklaşık bir buçuk gün olay sıcak olduğundan dolayı yardımlar gelmedi. Bir buçuk günden sonra gerçekten yardım seferberliğini gördük. O uğraş için Allah herkesten razı olsun. Çevremizdeki yıkım ve camide mahalleliyle anlaşmazlıklardan dolayı Malatya'dan çıkmaya karar verdik. Cami kalabalıklaştıkça tartışmalar ve kalabalıklar yaşanıyordu. Herkes evlerinde olunca mahallede sorun yoktu. Nerede çokluk olursa orada sorun çıkar. Birkaç aile arasında sorunlar çıkınca yardımlar da suistimal edilince camiden çıkmak istedik. Artık enkazlarda da yapabileceğimiz bir şey yoktu. Enkazlara yardım edilecek boyut çoktan geçmişti. İnsan gücüyle kaldırılacak molozlar arkadaşlarımızla kaldırdık ama kalan molozların bir halat ve vinç yardımıyla yapılması gerekiyordu. Malatya'da artık yapacağımız bir şeyimiz kalmadığından Ankara'daki abim ile irtibata geçtik. Malatya'da tren garı ve havaalanı çok yoğun ve izdiham olduğunu duyduk. Malatya'dan Elazığ Havaalanına gittik. Havaalanında yaklaşık 3-4 saat sonra Ankara'ya doğru yola çıktık ve Allah'a şükür buraya geldik." ifadelerine yer verdi. (İLKHA)