Tarih boyunca batıla gönül vermiş kabilin evlatları bir daha açıkça Hakkın varislerine olan savaşını aşikar şekilde yapmıştı.
Mısır da yine firavunun torunları Musa’nın torunlarına darbe yapmıştı. Halk meydanlardaydı ve akan gözyaşlarıyla seyretmişti gelen darbeyi. Bir meydan firavunların sevinç naralarına şahitlik yaparken, bir meydan da mazlumların burkulmuş yüreklerine tanıklık ediyordu. Bir daha mı dönülecekti firavunun hakimiyetine? Bir daha mı mazlumlar zalimlere boyun eğecekti? Batan güneş bunun utancıyla mı batıyordu? Dünya üzerindeki muvahid Müslümanların İslami devlet umutları sönecek miydi?

Tablo karamsar görünüyordu. Batan güneş Mısır’ı karanlığa terk etmişti. Müslümanlar darbenin şokundaydı. Umutsuzluk kaplamıştı kimilerini. Yılmıştılar. Baharında iken ansızın kışa şahitlik ediyordu Mısır.

Diğer yandan umudu doğan güneşe saklayan tevhidin kahraman neferleri bir daha asla diyordu bir daha asla…

Yeminler olsun bahar varken kışa teslim olmayacağız. Uğurda baştan oluruz bu aziz davanın ama bir daha asla…

Doğan güneş şahidimiz olsun bir daha firavuna eğmeyeceğiz boyunları, kopartırız ama asla eğmeyiz boyunları…

Mısır da doğan güneş tekbir olmuş dillerde zalime korku salıyordu. Gecenin karanlığını, umutsuzluğun direncini kıran Mısır halkı akın akın sokaklara atmıştı kendisini. Kefenler elde, dillerde direnişin sözcükleri zalimlere inat yürüyorlardı. Sendeleyip düşenler vardı kurşunlardan dolayı ama durmak yoktu. Ne olursa olsun durulmayacak hiçbir bend engel olamayacaktı inan Musa’lara.

Evet her gecenin sabahı olduğu gibi Mısır’da ki kardeşlerimiz de nur dolu günlerine erişecek. Belki ağır bedeller ödenecek ama geçici fırtınalar kışa çeviremez baharı…

 

Emir Şatilla / Bilecik / Yaş:21