Adana'da enkaz başında umutlu bekleyiş sürüyor
Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen ve Adana'da da şiddetli şekilde tahribata neden olan depremin 3'cü gününde ekiplerin arama kurtarma çalışmaları devam ederken vatandaşların da enkaz başında umutlu bekleyişi sürüyor.
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 06.02 Pazar günü saat 04.17'de Richter ölçeğine göre 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde iki ayrı deprem oldu. Bu depremin ardından çok sayıda artçı deprem meydana geldi.
Depremzedeler, valilik ile belediyenin belirlediği barınma merkezlerinde ve çadırlarda kalırken büyük çoğunluğu geceyi araçlarında geçirdi. Bazı depremzedelerin ise enkazdan çıkardıkları malzemeleri yakarak ısınmaya çalıştığı görüldü.
Kahramanmaraş merkezli 2 büyük depremin vurduğu Adana'da, arama-kurtarma çalışmaları gece-gündüz devam ediyor.
Adana'da şu ana kadar 300 kişi hayatını kaybederken yaralananların sayısı ise 3993 oldu. Kent merkezinde 10, toplamda ise 24 bina yıkılmış bulunmakta.
Yakınlarına sağ salim kavuşmayı isteyenler ise enkaz yerinden ayrılmadan umutla bekliyorlar.
"Dışarı çıkmaya fırsat bulamadılar"
Enkaz altında kalanların sağ salim kurtarılması temennisinde bulunan Hüseyin Hamdi Akıncı, "Binayı görüyorsunuz, deniz kumu haline gelmiş. O kumun altından nasıl kurtulunur nasıl çıkarılır bilmiyoruz çünkü aramalarda odalar boş çıkıyor. Tahminimce aşağıya inmek için merdiven boşluklarında idiler. Ama dışarı çıkmaya fırsat bulamadılar." diye konuştu.
"Vatandaşların kurtarılmasını istiyoruz"
Yapılan arama kurtarma faaliyetlerini yeterli bulmadığını belirten Akıncı, "Ben depremin başından beri buradayım, gelip gidiyorum. Yani zor onu biliyoruz, iğne ile kuyruğu kazmak gibi bir uğraş veriyorlar ama bana biraz yetersiz geliyor. Biz çorba yemek istemiyoruz, vatandaşların kurtarılmasını istiyoruz. Üç beş günde yemeksizlikten ölmeyiz. Önemli olan enkaz altındaki vatandaşlarımızın bir an önce kurtulmasıdır." ifadelerini kullandı.
Yaşanan depremin psikolojilerini olumsuz yönde etkilediğini vurgulayan Akıncı, şunları kaydetti: "Şu anda burada gezinenler hayalet gibi hayal dünyasında hayal peşinde koşuyor. Çünkü enkaz altındaki herkes bizim komşumuz her gün yüz yüze geldiğimiz insanlar."
"Yıkılan bina 12-13 yıllık"
Adana'da yaşanan depremde yıkılan binanın yeni bir yapı olduğunu söyleyen mahalle sakini Mikail Cambazoğlu, yıkılan binanın 12-13 yıllık bir yapı olduğuna vurgu yaptı.
Enkaz bölgesine yardımların ilk günden ulaştığını ifade eden ve bekleyenlere sabır dileyen Cambazoğlu, "Bu nedenle buna da şükür diyoruz ama tabi önemli olan insanlarımızın, kapı komşularımızın enkaz altında sağ çıkması, İnşallah çıkarlar." dedi.
"Sadece dua istiyoruz, başka hiçbir isteğimiz yok"
Enkaz başında sevdiklerine kavuşmayı bekleyen Vildan Gül, oğlu, gelini ve torunları dâhil dokuz kişinin kurtarılacağı anı bekliyor.
Gül, "Allah'ım sağ salim herkesi kurtarsın ve kavuştursun. Benim ailemden şu an 9 kişi enkaz altında. Herkesten dua bekliyoruz. Allah bizi de herkesi de sevindirsin. Sadece dua istiyoruz, başka hiçbir isteğimiz yok." şeklinde konuştu.
"O sarsıntıda sadece ölü uyanamazdı"
Depreme dokuzuncu katta, evde yakalandığını ve daha önce böyle bir deprem yaşamadığını söyleyen Necdet Kaya ise, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yaşanan şey bir felaketti. Karyolam o kadar şiddetli sarsıldı ki uyanmamak mümkün değildi. O sarsıntıda sadece ölü uyanamazdı. Uyandıktan sonra oğlum dedi ki; 'baba gel masanın altına girelim' masanın altına girdim. Saatime baktığımda saat 04.20 idi, deprem durduğunda saat 4.22'ydi. Öyle bir felaketi ki Rabbim bir daha yaşatmasın. Herkesten dua istiyoruz. İnşallah enkaz altındakiler de sevdiklerine kavuşur."
Enkaza dönüşen binanın karşı apartmanında oturan Mehmet Karataşlı, binanın çok kısa bir sürede yıkıldığını vurguladı.
"Gece bile uyuyamıyoruz"
Karataşlı, "Benim oturduğum apartman 7 katlı, karşısına 15 katlı apartman dikmişler. Burada bir imar problemi var. 7 katın yerine 15 kat imar neden verirler? Aynı zamanda benim havamı, rüzgârımı ve güneşimi kesiyor. Bina yıkıldığı zaman da benim apartmanımın üstüne gelecek, yani düzensiz bir şehirleşme var. Allahü Tealâ sabır versin. Burada bizlere yemek veriliyor fakat boğazımızdan geçmiyor, boğazımız düğümleniyor. Orada feryatlar yükselirken biz gece bile uyuyamıyoruz. Vicdanen rahatsız ediyor. Milletimiz büyük bir felaket yaşadı. Önceleri bir ilde oluyordu fakat şu an ülkenin genelinde deprem oluyor. Kaçacak delik kimsenin gidecek yeri kalmadı. Allah sabır versin, büyük bir acıdır, imtihandır. Bu imtihandan bir şeyler çıkarmamız lazım." dedi. (İLKHA)