Pakistan halkının Amerikan hava araçları tarafından rast gele öldürülmesi ve evlerinin başlarına yıkılması sıradan bir olay haline gelmiş durumda. Söz konusu araçlar yıllardır Pakistan halkına ölüm yağdırdıkları halde kimsenin kılı dahi kıpırdamıyor. Ancak birkaç gün önce Alman dergisi Focus’un yaptığı bir haber ve yayınladığı bir tahlil Pakistan halkının, özellikle de çocukların ölüm yağdıran uçaklardan dolayı yaşadıkları kabusu kısmen de olsa gözler önüne seriyordu. Focus Dergisinin tahlilinde Obama hükümetinin sözde terörizmle mücadelenin bel kemiği olan Amerika’nın pilotsuz uçaklarının bombardımanı sonucunda çok sayıda günahsız insanın katledildiği, insan hak ve hukukunun açıkça çiğnendiği dile getiriliyordu. Alman dergisi, Amerika uçaklarının insan hak ve hukukuna dikkat etmeden, sivil halk ve çocuk ayırımı yapmaksızın önüne gelen herkesi taradığını, çok sayıda insanı katlettiğini bildiriyordu. Oysa savaş araçlarının sivil halkın yaşadığı alanları ateş altına alması hiçbir mantıkla ölçülemezdi. Bunların askeri alanların dışında işleri yoktu. Ancak bu uçaklar başından beri düşmanlarına saldırı görüntüsüyle önlerine çıkan halkı evlerinin içinde bombalayıp ağır katliamlar gerçekleştiriyorlar.

Son günlerde Amerika New York ve Stanford Üniversitelerinden hukukçuların ortaklaşa yayınladıkları rapora göre Afganistan Pakistan sınır bölgelerinde yaşayan halk, Taliban’ın saldırılarından korkma yerine ne zaman gelecekleri belli olmayan ve büyük bir kabusa dönüşen Amerika’nın insansız hava araçlarının bombardımanlarından dolayı korku ve panik içerisinde yaşamaktadır.

Bu arada devlet güçleriyle Taliban güçleri arasında kimi zaman yaşanan şiddetli çatışmalardan dolayı Kuzey ve Güney Weziristan’daki okulların büyük çoğunluğu yedi yıldır kapalı bulunmaktadır. Burada yaşayan çocuklar eğitim ve öğretimden mahrum şekilde büyüyorlar. Ayrıca çok zor ve olumsuz şartlarda yaşıyorlar. Pakistan çocukları çileli ve zor bir hayata tutunurken olumsuz hayat koşulları ve hastalıklar hayatı daha fazla çekilmez kılmaktadır. Oysa herkes gibi Pakistan çocuklarının da kavgasız, gürültüsüz ve güvenli ortama ihtiyaçları var.

Diğer taraftan 2003 yılında yayınlanan Cenevre Bildirisinde “Terörizm ile mücadelede özgürlüklerin ve insan haklarının korunması esas alınır” gibi bir madde açıkça beyan edilirken, ortalığı cehenneme çeviren emperyalist güçler ne insan haklarını ne de çocukları düşünmekte, her tarafta korku ve ölüm saçarak hayatı büyük bir kabusa çevirmektedirler.
Mali rakam ve kayıtlar Amerika’nın silah üretiminin son yıllarda büyük artış gösterdiğini ortaya koymaktadır. Reuters haber ajansından naklen İnsan Hakları Savunma Merkezinin sitesinin bildirdiğine göre Amerika dünya silah pazarının yüzde 30’unu elinde bulundurmaktadır.

Amerika’nın 2011 yılında silah satışı 66 milyar dolar artarken, 2012 yılına gelindiğinde bir önceki yıla oranla 50 milyar dolarlık bir artışla silah satışındaki payını epeyce arttırdı. Örneğin Amerika, İran korkusunu yayarak Fars körfezinde yaşayan ülkelerde ciddi tedirginliklere yol açmakta ve buradaki ülkeleri silah alımına yönlendirmektedir. ABD’nin yaydığı İran korkusuna yenik düşen Körfez ülkelerinden Suudi Arabistan 2011 yılında Amerika’dan 34 milyar dolarlık silah ve askeri teçhizat satın almak zorunda kaldı.

Dünyada barış ve güvenin yerleşmesi, silahların azaltılması ve ölümcül silahların üretiminin durdurulmasıyla ilgili anlaşmalara ilk imzayı ABD gibi emperyalist güçler attığı halde, bunlarla alay edercesine en gelişmiş ve en ölümcül silahları kendileri üretmekte ve yeryüzünü ateş topuna çevirmek için çırpınmaktadırlar. Halkların, özellikle de Müslüman milletlerin uyanması, hayatlarıyla oynayan emperyalist güçlerin karşısına dikilmesi ve daha fazla mazlumun katledilmesini engellemesi için çabalaması gerekir. Zalimlerin ve müstekbirlerin önünde durulmazsa dünyamız huzur ve barış günlerinden mahrum kalmaya devam edecek.

Kaynak: Siyaseté Ruz
Çeviren: Hanefi Aydın