Türkiye Yazarlar Vakfı Başkanı Doğan: Okuma alışkanlığı evde başlar
UNESCO verilerine göre Türkiye'nin kitap okuma oranında 86. sırada bulunmasını değerlendiren Türkiye Yazarlar Vakfı Başkanı D. Mehmet Doğan, okumanın önemine değindi.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) verilerine göre Türkiye, kitap okuma oranında dünyada 86'ncı sırada yer alıyor. TÜİK'e göre ise Türkiye'de kitap, ihtiyaç listesinin 235'inci sırasında yer alıyor. Dünyada kitap için kişi başına harcanan para ortalama 1,3 dolarken Türkiye'de çeyrek dolar.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) geçen yıl yayınladığı verilere göre, Türkiye'de kişi başına kitap okumaya ayırılan süre günde yalnızca bir dakika. Buna karşın, televizyon izlemeye 6 saat, internete 3 saat harcanıyor.
Kitap okuma oranlarında dünyada 86'ncı sırada olduğumuzu İLKHA muhabirine değerlendiren Türkiye Yazarlar Vakfı Başkanı D. Mehmet Doğan, okuma alışkanlığı nasıl kazanılır ve neyin okunmasının gerektiğini anlattı.
"Hep sanıyorduk ki tahsil seviyesi yükselince kitap okuma oranları da yükselecek"
Doğan, "Türkiye'de okuma alışkanlığıyla ilgili daha öncede yapılan çeşitli anket ve çalışmalar var. Bunlar gösteriyor ki Türkiye'de okur yazarlık oranı sürekli artıyor. Son yıllarda okur yazarlık oranı neredeyse yüzde 100'e ulaştı. Diplomalı okur yazarlarımız çok hatta bu yavaş yavaş ilköğretimden ortaöğretime, liseye ve yükseköğretime doğru kayıyor. Hep sanıyorduk ki tahsil seviyesi yükselince kitap okuma oranları da yükselecek. Ne yazık ki ciddi bir gelişme görünmüyor. Çok çeşitli kitaplar basılıyor. 60 bin üzerinde kitap basılıyor. Bunların telif tercüme fark etmez kitap kitaptır. Bunların okunduğuna dair ciddi bir veri elimizde yok. Maalesef okur yazarlık oranımız çok düşük ve okuma yazma alışkanlığı konusunda da başarısızız." dedi.
"Evden sonra esasen kitap okuma alışkanlığı okulda kazanılır"
Okumanın temelinin evde başladığını belirten Doğan, devamında şunları aktardı:
"Bu iş evde başlar. Önce evde anne baba bu konuda örnek olmalıdır. Anne baba kendileri okumalı ve çocuklarına da okutmak için uygun kitaplar bulmalıdırlar. Evden sonra da esasen kitap okuma alışkanlığı okulda kazanılır. Burada da öğretmenlere rol düşüyor. Öğretmenin iyi örnek olması, kitap okuyor olması ve çocuklara da onların yaşına tahsiline uygun kitaplar bulup tavsiye etmesi beklenir. Bunun çok da işleyen bir mekanizma olmadığını okur yazarlık oranımızın yükselmemesinden çıkarabiliyoruz. Ne okunacak sorusunun cevabı çok çeşitlidir. Yeni okula giden bir öğrencinin okuyacaklarıyla daha sonraki tahsil seviyelerinde olan öğrencilerin okuyacakları arasında elbette farlılıklar olacak. Artık liseden itibaren gençlerimiz büyüklerin okuduğu eserleri de okuyup anlayabileceklerini düşünüyoruz. Bütün okur yazarların sadece tahsil döneminde değil, tahsilleri tamamlandıktan sonra da kitap okumaya devam etmeleri gerekir. Bu nasıl olacak sorusunun cevabı gerçekten bugüne kadar verilememiştir. Biz de bu konular üzerinden konuşup tartışıyoruz ama bir sonuca varabilmiş değiliz."
"Memlekette ders kitaplarıyla hayatını geçiren çok sayıda insan var"
Eskiden okuma gruplarının olduğunu dile getiren Doğan, "Eskiden kitap okuma üzerinde bir araya gelen topluluklar vardı. Kitapları okuduktan sonra o kitaplar üzerinde konuşup tartışıyorlar. Kitap bittikten sonra da başka kitaplar okunmaya başlanıyor. Bu gruplar sanırım şimdi o kadar yaygın değil. Bazı öğretim kurumlarına adeta yardımcı olmak için okuma programları yapan kuruluşlar var. Bunlar da faydalı oluyorlar. Memlekette ders kitaplarıyla hayatını geçiren çok sayıda insan var. Bundan 10-15 yıl önce yapılan bir araştırmada üniversite hocaları profesörlerin büyük çoğunluğu ders kitapları dışında kitap okumadıkları sonucu çıkmıştır. Kitap okurluğu meselesi bizde çok ciddi bir meseledir. Çözüm yolları için de ona göre gerçekten ciddi çalışmalar yapılması gerekir." ifadelerine yer verdi. (İLKHA)