Bozanın bir bardağı vücuda çok önemli faydalar sağlıyor
Uzmanlar, özellikle soğuk kış günlerinde tercih edilen ve fosfor, sodyum mineralleri ile çeşitli vitaminleri içeren bozanın bir bardağının vücuda çok önemli faydalar sağladığına dikkat çekiyor.
Boza, Balkanlar, Kırım, Kafkasya, Mısır ve Orta Asya başta olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde sıkça tüketiliyor.
Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uz. Dyt. Gözde Akın, bozanın faydaları hakkında bilgi verdi.
Akın, "İnsan sağlığı için yararlı mikroorganizmaları içeren fermente tahıl bazlı bir içecek olan boza ülkemizde; darı, mısır, pirinç, çavdar, yulaf, buğday gibi tahılların öğütülmesi, su ilave edilerek pişirilmesi ve daha sonra şeker eklenerek maya ile laktik asit fermantasyonuna tabi tutulması ile üretilmektedir. Bozanın kıvamı koyu olup, açık sarı bir renge, tatlı ekşimsi lezzete ve asidik bir kokuya sahiptir. Fermantasyon ürünleri olan laktik asit ve CO2 bozaya lezzet ve ferahlatıcı özellik vermektedir. Boza; fosfor ve sodyum mineralleri ile A, B1, B2, E, C ve Niasin vitaminleri içermektedir." dedi.
Akın, bozanın 9 faydasını şöyle sıraladı:
!Sağlık üzerine etkilerine dair yapılan araştırmalar bozanın fenolik bileşenler ve antioksidan aktivite açısından önemli bir kaynak olduğunu ortaya koymaktadır. Bozanın hammaddesi olan tam taneli tahıllar fenolik maddeler açısından oldukça zengindir. Fenolik bileşikler antioksidan özelliklere sahip olup, kanser ve kalp hastalıkları gibi serbest radikallerin rol aldığı dejeneratif hastalıklara karşı koruyucu etki göstermektedir.
Fermente probiyotik gıdalar, canlı mikroorganizmalar içermesi nedeniyle bağırsak mikrobiyatası ve genel sağlık üzerinde yararlı etkileri vardır.
Geleneksel fermente bir besin olarak sınıflandırılan boza, probiyotik yapısı ve içerdiği yüksek laktik asit içeriği sebebiyle bağırsak florasını olumlu etkiler. 'Sıvı ekmek' olarak da adlandırılan boza, vücuda sıcaklık veren yüksek kalorili bir içecektir. Yüksek kalorisi nedeniyle tok tutan boza zengin vitamin ve mineral kaynağıdır.
Yüksek protein, yağ ve karbonhidrat içeriğinden dolayı besin değeri yüksektir.
Besin değeri ve kalorisi yüksek bir içecek olduğundan kilo almak isteyenler, ergenlik dönemindeki bireyler, sporcular, gebeler, emzirme dönemindeki anneler için tercih edilebilir bir enerji kaynağıdır.
Emzirme döneminde anne sütünü artırıcı etkisi gözlenmiştir.
Niasin içeriğinden dolayı kalp ve damar hastalıklarına olumlu etkisi araştırılmaktadır.
Boza, salep gibi öksürük tedavisinde kullanılmaktadır."
Tüketim miktarına dikkat edilmeli
Karbonhidrat içeriğinin yüksek olması sebebiyle; obezite ve diyabet hastalarının, gestasyonel diyabeti yani gebelik şekeri olan bireylerin porsiyon kontrolünü bir uzman ile belirlemelerinin daha uygun olduğunu belirten Akın, aynı zamanda yüksek fosfor içeriğinden dolayı da böbrek hastaları için de olumsuz etkiye sahip olabileceğini kaydetti.
Sıcak ya da soğuk içebilirsiniz
"Boza sıcak mı yoksa soğuk mu içilir?" sorusunun tartışma konusu olduğuna işaret eden Akın, "Bozanın tüketimi genellikle gecedir. Bunun çıkış noktası ise bozanın gün sıcaklığında çabuk bozulabilir olmasıdır. Bozacıların hava karardıktan ve sıcaklık düştükten sonra satmalarının sebebi de budur. Sıcak bir içecek olarak algılanmasına rağmen aslında boza daha çok soğuk içilmektedir. Ancak tercihe göre marketten alınan veya dolapta kıvamı yoğunlaşan boza bir miktar ısıtılıp da tüketilebilmektedir." diye konuştu.
Bozayı uzun süreli bekletmeyin
Bozanın tüketiminde en önemli noktaların başında muhafaza edilmesinin geldiğini kaydeden Akın, "Bozanın muhafazası tercihen +4 derecede buzdolabında olmalıdır. Yüksek sıcaklıkta maya ve asetik asit bakterileri hızla çoğalarak bozanın duyusal özelliklerinde değişime neden olmaktadır. Bozanın raf ömrü 15 gün kadar olup fermantasyonun her aşamasında pH değeri 3.5’in altına düşünceye kadar tüketilebilmektedir. Yapılan çalışmada, bozanın +4°C’de depolandığında raf ömrünün 1 ya da 2 hafta arasında olduğunu, sonrasında ürün asitliğinin yükselerek tüketilemez hale geldiğini belirtmişlerdir." diye belirtti. (İLKHA)