Gazzeli araştırmacı Muin Naim siyonist saldırıların şiddetlenmesinin sebebini şöyle anlattı:

Siyonist işgal rejiminin Batı Yaka ve Kudüs’te son dönemde işlediği vahşet politikalarının ve uyguladığı barbarlığın hedefi;

Öncelikle; Olası halk kıyamını bastırmak ve İntifada gibi bir başkaldırının önüne geçmektir.

İkincisi; Siyonsit işgal rejimi topluluğuna ve Yahudi halka, yeni hükümetin bu faşist hükümetin taahhüd ettiği Filistinlileri bastırma ve Filistinlileri hunharca öldürebilme kolaylığını sağlamak istiyor.

Üçüncüsü ve en önemlisi de; Özellikle halk kıyamının yayılmasını engellemek için ciddi yaptırımlar ve keskin cezalandırma yöntemlerine başvurarak vahşetini sergiliyor.

 Kudüs’te bir Filistinli genç tarafından yapılan ‘Direniş Saldırısı’ Siyonist işgal rejiminin dezenformasyonla yalan anlatılmış ve bir sinagog’a yapılmış gibi gösterilmiştir. Oysa Sinagog’la ilgisi yoktur. Kaldı ki bahsi geçen topraklar 1967’de işgal edilmiş yerlerdir ve Uluslararası anlaşmalara göre burada direniş de meşrudur.

HAMAS’ın açıklamasına gelince;

HAMAS sadece kendi adına konuşmuyor. Gazze’de ‘Ortak Operasyon Komitesi’ kurulduğundan beridir Batı Yaka’daki Nablus’ta ‘Aslanlar İni’ ve Cenin’deki ‘Cenin Alayları’ bunların hepsi Filistinli direnişe inanan tüm kesimler adına konuşmakta ve hareket etmektedirler.

HAMAS, Siyonist şer rejiminin her saldırısında Gazze’den füzelerle karşılık vermek zorunda değildir.

Kudüs’teki şehidimizin yaptığı gibi ferdi direniş eylemleri veya başka yöntemler de uygulayarak Siyonist işgaline ve terörist yerleşimcilerin vahşetine karşı koyacağını göstermektedir.

FİLİSTİN 2015’TEN BU YANA EN KANLI GÜNLERİ YAŞIYOR

Filistin Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Ocak-2023 ayı, 2015 yılından beri en kanlı ay oldu. Bu güne kadar Filistin’in farklı bölgelerinde 35 kişi şehit edildi, bunların 8’i çocuk, 1’i yaşlı bir kadın. İşgalci Yahudilerin saldırılarında şehit edilenlerin hedef alındıkları noktalar vücudun üst kısmı ve baş tarafıdır. Bu yılın en yüksek şehit sayısı 20 şehitle Filistin’in Batı Yaka bölgesinde yer alan Cenin Mülteci Kampı oldu.”

İŞGALCİLERİN İLK KIBLEMİZE SALDIRILARI DURMUYOR…

Terörist rejim güçlerinin koruması altında onlarca işgalci Yahudi, işgal altındaki Kudüs’te yer alan Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi. Saldırı, işgal polisinin koruması altında avlularında Talmud ayinlerinin yapıldığı caminin doğu kısmında yoğunlaştı. Eski Kudüs ve kapıları, vatandaşların ve ibadet edenlerin kapsamlı bir şekilde aranması ve onlara yönelik saldırılarla temsil edilen katı askeri önlemlere tanık oluyor. Cuma ve Cumartesi hariç hafta içi sabah ve öğle vardiyalarında işgalci terörist Yahudi yerleşimcilerin camiye baskın düzenlemelerine izin veriliyor.

YAŞANANLAR GÖRÜNENDEN DAHA VAHİM

Siyonistlerin işledikleri barbarlığı anlatan Filistinli Gazeteci Muhammed Ebu Taqiyye yaşananların görünenden daha vahim olduğunu belirterek şu kronolojik sıralamayı yaptı.

🔸 (Son 24 saatte) Önceki akşam saatlerinden bu yana sözde sivil İşgalci Yahudiler, İşgalci rejim güçlerinin koruması altında Filistin'in Nablus, Kudüs, El Halil ve Ramallah kentlerinde Filistinlileri ve mülklerini hedef alan yaklaşık 200 farklı saldırı (ev ve araç ateşe verilmesi, ağaçlar kesilmesi, ateş açılması..)düzenlediler.

🔸 Son 24 saatte İşgalci rejim kurşunlarıyla yaklaşık 3 Filistinli şehit edildi, böylece yılın başından bu yana yaklaşık 35 Filistinli şehit edilmiş oldu.

🔸 Son 48 saatte yaklaşık 80 Filistinli İşgalci rejim güçleri tarafından esir alındı ve birkaç kişi yaralandı.

🔸 Terörist bakan İtamar Ben-Gvir'in yıkım kararı verdiği Kudüs'te Filistinlilere ait 14 evin yıkım kararına uyarak (14'ten) birinci evin yıkımı gerçekleştirildi.

🔸Son 48 saatte İşgalci hapishanelerinden olan Nakab ve Ovar hapishanelerinde bulunan Filistinli esirler, İşgal güçlerinin vahşi saldırılarına ve ihlallerine maruz kaldılar.

HÜDA PAR CENİN KATLİAMI TEL’İN ETTİ

HÜDA PAR’dan yapılan haftalık ‘Gündem Değerlendirmesi’nde Cenin Katliamı tel’in edilerek ele alınması gereken çözüm yolları belirtildi.

Batı Yaka’yı başka bir Gazze’ye dönüştürmekle tehdit eden siyonist işgal rejimi Cenin’de 10 Filistinliyi daha şehit etti. Dünyanın sessizliğinden cesaret alan işgalciler tarihin en büyük soykırımlarından birini insanlığın gözü önünde gerçekleştirmektedir. Sağlık merkezleri ve siviller bilinçli olarak hedef alınmakta, Filistinlilerin evleri başlarına yıkılmaktadır. Bölge ülkelerinin işgalcilere karşı tecrit ve yaptırımda öncü olması gerekirken tam aksine siyonistlerle iş birliği yarışına girmelerini anlamak mümkün değildir. İslam coğrafyasının ortasında gerçekleşen bu soykırım bir kara leke olarak tarihe geçecektir. Müslümanlar bu soykırımın sona ermesi için derhal harekete geçmelidir. Bölge ülkeleri işgalcilerle tüm ilişkilerini sonlandırmalı, Filistin’i fiili olarak desteklemelidir. Hiçbir yaptırıma dönüşmeyen kınama açıklamaları, işgalcileri durdurmayacak aksine daha da cesaretlendirecektir. Bu zorbalığı durduracak tek yol ise güçlü bir direniştir. Müslümanlar kamuoyu Filistin’i gündeminden düşürmemeli, İslam dünyasının ortasında büyüyen bu virüse karşı ortak bir strateji belirlemelidir.