Paludan'ın 27 Ocak'ta Danimarka Müslüman Topluluğu binasının yanındaki caminin karşısında Kur'an-ı Kerim yakmasına şahit olan 36 yaşındaki mühendis Ahmad İbrahim ile Danimarka Müslüman Topluluğu Başkanı Mohamed Nehme, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Kur'an-ı Kerim yakılmasının korkunç bir durum olduğunu dile getiren Nehme, "hasta" olarak nitelendirdiği Paludan'ın bu provokatif eylemi karşısında Müslümanların akıllıca davrandığını belirtti.

Polis koruması altında yapılan eylemi değerlendiren Nehme, şöyle devam etti:

"Müslümanlar, Paludan'ın provokasyonuna gelmedi. O, provokasyona gelmemizi istiyordu. Paludan, Müslümanları akılsız, eğitimsiz ve öfkeyle hareket eden kişiler olarak dünyaya yansıtmak istiyordu. Kalplerimiz incindi ancak çok şükür provokasyona gelmedik. Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim bizim kalbimizde. Kimse onu bizim kalbimizden çıkaramaz. Dün kaç tane polisin Paludan'ı korumaya geldiğini gördünüz, şu ana kadar onu korumak için milyonlar ödendi." dedi.

Nehme, Danimarka'da Paludan'ı destekleyen az sayıda kişi bulunduğunu, halkın çoğunluğunun Paludan'ın provokasyonlarına ve bu eylemine karşı olduğunu söyledi. Nehme, Paludan'ın, "ifade özgürlüğü" adı altında hukuken korunduğunu belirtti.

Eylem sırasında Müslümanların son derece sakin kaldığına dikkati çeken Nehme, "Kimse ona saldırmadı. Kimse İslam'ı kötü bir şekilde gösterecek bir şey yapmadı çünkü İslam, herkesi iyi bir şekilde davranmaya teşvik ediyor." dedi.

Nehme, Paludan'ın ilk kez cami önünde Kur'an-ı Kerim yakmadığını, geçen yıl ekimde de bunu yaptığını hatırlatırken, "akıl sağlığı yerinde olmayan" bu kişinin, Müslümanları medeni olmayan şekilde davranmaları için provoke ettiğini söyledi.

Danimarka'da ifade özgürlüğü kapsamında kanunlar çerçevesinde herkes istediğini yapabilse de Müslümanların bir başka kutsala asla hakaret etmediğini vurgulayan Nehme, "Bizler Müslümanız, biz aynısını yapmıyoruz. Diğer kutsal kitapları yakmıyoruz çünkü biz böyle bir davranışın nasıl hissettirdiğini, provoke ettiğini biliyoruz." dedi.

Nehme, İslam'ın başka insanları incitmeyi yasakladığını, düşünsel olarak dahi karşıdakini, Müslüman veya gayrimüslim, incitmeye izin vermediğini sözlerine ekledi.

"Bu olay provokasyon, ifade özgürlüğü değil"

Olaya tanıklık eden İbrahim ise benzer eylemlerin artmaya başlamasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

İbrahim, Danimarka'da doğup büyüdüğünü belirterek, "Bu olay Danimarkalı bir Müslüman olarak bizi üzüyor çünkü Müslümanlar hedef alınıyor. Toplumun diğer kesimlerine karşı bu kadar nefret görmüyoruz." dedi.

Danimarka yasalarına göre, Müslüman, Hristiyan, Yahudi ve diğerlerinin bu tarz kışkırtmalara karşı korunduğunu söyleyen İbrahim, "Bu olay bir kışkırtma, taciz... İfade özgürlüğü değil. Müslümanlara karşı kötü dil kullanılması ve kötü muamele hep oluyor. Bizim bundan korunmamız gerekiyor." dedi.

İbrahim, "Danimarka hükümeti başlarda yasal hakkı olduğu için Paludan'ı destekliyordu. Şimdilerde ise bu tutum değişebilir çünkü hükümet dışardan baskı hissediyor. Danimarka'da yaşayan yaklaşık 400 bin Müslüman'ın, hükümet tarafından bu tarz kışkırtmalara karşı korunması gerekiyor. Biz de bunun için mücadele edeceğiz. Sokaklarda kışkırtıldığımız bir ülkede yaşamak istemiyoruz. Camiye ibadet için geliyoruz, dışarıda onlarca polis görüyoruz ve bir kişi bizim dini kitabımızı yakıyor. Bu sürdürülebilir bir şey değil." diye konuştu.

Kur'an-ı Kerim'in yakıldığını gördüğünde çok üzüldüğünü belirten İbrahim, kutsal kitabın kendisi için en önemli şey ve hayatının rehberi olduğunu vurguladı.

İbrahim, Paludan'ın gerçekleştirdiği "aptalca" davranış karşısında kendisini kontrol edebildiğini belirterek, "Bu olay, beni daha güçlü yapacak. Herkesin bu adamın sadece aptal biri olduğunu görmesi için dinimi daha fazla anlatmaya devam edeceğim. İçimizden bazı gençler ona saldırmak, bazıları ise onu durdurmak için konuşmak istedi. Kur'an-ı Kerim'in yakılmasını görmek kolay değildi ancak kendimize hakim olmalıyız. " dedi.