Ağaçlandırmanın yetersizliği kuraklığı tetikliyor
Yaşanan küresel ısınmayla ilgili değerlendirmelerde bulunan Şanlıurfalılar, kuraklığın büyük nedenlerinden birinin yeteri kadar ağaçlandırmanın yapılmamasından kaynaklandığını belirttiler.
Şanlıurfa'da ocak ayının sonlarına gelinmesine rağmen yağmur ve karın yağmamasını değerlendiren vatandaşlar, kuraklığın nedeninin ağaçlandırmanın yetersizliği ve betonlaşmanın yoğunluğundan kaynaklandığını ifade ettiler.
Yaşanan kuraklığın Allah’ın takdiri olduğunu belirten Şanlıurfalılar, bereketli yağışların olması için dua edilmesi gerektiğini söylediler.
"Kuraklığın nedeni ağaçlandırmanın az olmasıdır"
Önümüzdeki yüz yılın en büyük sorununun kuraklık olacağını belirten Hasan Kaya, "Çevremizde yaş olarak bizden büyük insanlara sorduğumuz zaman, bize bölgemizdeki yağışların fazla olduğunu söylüyorlar. Hemen hemen her sene Şanlıurfa’da kar yağıyordu. Son 20-30 yıla baktığımız zaman farkına varıyoruz. Zaten gittikçe iklimler değişiyor, kuraklaşıyor ve yağışlar azalıyor. Bilimsel olarak yapılan araştırmalarda bunu görüyoruz. Buna önlem almamız gerekiyor. Bilinçlenmemiz gerekiyor Devletin de kendisine düşen görevleri yerine getirmesi gerekir. Önümüzdeki yüz yılın en büyük sorunu kuraklık olacak, buna paralel olarak da gıda sorununu çözebilmemiz için sulu arazilerimizin, tarım arazilerimizin daha fazla olması gerekiyor. Yeşil alanları çoğaltmamız, ağaçlarımızın sayısını arttırmak, doğal hayata sahip çıkmamız gerekiyor." dedi.
Önlem alınmalı
Küresel ısınmanın maddi boyutuyla birlikte manevi boyutuna da dikkat çeken Ali Çiftçi, şunları söyledi:
“İklimsel değişiklikler insanımızı, toprağımızı ve hayvanlarımızı mutlaka etkiliyor. Fakat bu işin sadece maddi planı göz önüne alınıyor. Bunun manevi boyutu da var fakat manevi boyutuna kimse temas etmiyor. İnsanlarımız bir gaflet içerisinde. Biz şu anda yağmursuzluk yaşıyoruz. Bu genel olarak hepimizi bir uçuruma doğru sürüklüyor. Edep, hayâ kalmamış. Müslümanlar bir çıkmazın içerisinde adeta. Bugün yağmursuzluk, yarın belki başka bir konu. İklimsel sorunlar vardır. Bunların önlemi alınmalıdır. Devletin kendisine göre alması gereken önlemler vardır. Bizlerin de fert olarak israfa karşı durmalıyız. Evimizde ödediğimiz suyun parasında bedavaya aldığımız suyun da kullanımına dikkat etmeliyiz. İsraf haramdır. Biz bunların kıymetini bilirsek, inanınki her türlü maddi ve manevi anlamda ferahlık gelecektir."
Yağışların azlığı ekinleri olumsuz etkiliyor
Ülkenin geleceği hakkında endişelendiğini dile getiren Melike Yalçınkaya ise, "Önceden yağışlar fazlaydı fakat şimdi kuraklık çok fazla. Doğu tarafına geldikçe bunun daha çok olduğunu görüyoruz. Geçtiğimiz senelerde bu bölgelerde kar ve yağmur daha çok yağıyordu. Çimenler ve ağaçlar şu anda kurumuş durumda. Küresel ısınmanın etkisi olduğunu da düşünüyorum. Sera gazları ve sanayileşmeden korunmadığı sürece bu yağışların gecikeceğini düşünüyorum. Ülkenin geleceği hakkında endişeleniyorum. Çünkü ocak ayındayız, yağış yok neredeyse." dedi.
Böyle devam Etmesi halinde verimi olumsuz etkileyeceğini dile getiren Şefik Baran ise şunları kaydetti:
“Yozgatlıyım, geçtiğimiz yıl bu zamanlarda Yozgat’ta bir metreye yakın kar yağmıştı. Fakat bu sene yağmadı. İnşallah bir iki güne kadar yağmur ve kar bekliyoruz. Ekinler şu anda kurumaya başladı. Böyle devam ederse, bu sene verim az olur. Şu anda bile yüzde 20, yüzde 30 civarında bir kaybımız var. Su kaynaklarımız azalıyor. Göllerimizde çekilmeler var. İstanbul gibi büyük şehirlerde gerçekten büyük sıkıntı olur. İnşallah bundan sonra yağmurumuz, karımız bol yağar, rahmetimiz eksik olmaz." (İLKHA)