• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
69 yıllık terzi ustası, gelecek kaygısı taşıyan gençlere tavsiyelerde bulundu
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Daha 6 yaşındayken çırak olarak başladığı terzilik mesleğinde 69 yılı geride bırakan Hasan Kırkyol Usta, Peygamber mesleği terziliğin, hazır giyim sektörünün gelişmesiyle birlikte gerilese bile halen birçok kişinin geçim kaynağı durumunda olduğunu söyledi.

Yıllardır dikiş makinesi başında terzilik mesleğini sürdüren Kırkyol, büyük emekler vererek öğrendiği mesleğini yıllardır severek sürdürdüğünü ve ömrü yettiği müddetçe de mesleğini sürdürmeye devam edeceğini kaydetti.

Bir dönemin gözde mesleklerinden olan terzilik mesleğinde yetiştirecek çırak bulamamaktan şikâyet eden Kırkyol, özellikle boşta olan gençlerin terzi başta olmak üzerek altın bilezik olarak tabir edilen mesleklerde çıraklık hayatı yaşamaları gerektiğini aktardı.

"Rabbim ömür verdiği müddetçe dükkanımı kapatmam işime devam ederim"

6 yaşındayken Erzurum'da başladığı terziliği 69 yıldır devam ettirdiğini belirten Kırıkyol, "1986 yılından beri İzmir'de mesleğimi devam ediyorum. 37 yıldır İzmir'deyim ama mesleğim Erzurum'da başladı. 6 yaşımda annemin elimden götürüp de 'eti senin kemiği benim' o zamanki deyim ile beni terziliğe verdiler. Bir işi yapmak için işi sevmek gerekiyor. Bugünkü terzilikle değil eski terzilik mesleğimi çok sevdiğimden dolayı devam ediyorum. Gözlerimde sorunum olmazsa Rabbim ömür verdiği müddetçe dükkanımı kapatmam, işime devam ederim. Terzilik çok güzel bir iş. Biz insanın örtünmesine (setri avret) vesile oluyoruz. Sevgimiz öyle. Birde ustalarım beni yetiştiren kalfalarımdan Allah razı olsun ve makamlarını cennet eylesin. Bu mesleği sevdirdiler, ben de bugün devam ediyorum." dedi.  

"Konfeksiyon çıktı mesleğimizi biraz geri saflara bıraktı"

Erzurum ve İzmir'de çıraklıktan mesleği öğrettiğini dile getiren Kırkyol, devamında şunları aktardı:

"Bu mesleğe kim olsa ihtiyacı var. Bu mesleğin piri İdris nebi. İdris nebiyi tanıyan ve özelliğini bilen mesleğimizi sever. 69 yıl önceki terzilik o kadar güzeldi ki her şeyi elimiz ile yapıyorduk. Overlok makinası o zaman yoktu. Elektrikli ütümüz yoktu. Düz makinamız elektrikli değildi. Sabah dükkanımızı temizlemeden önce odun kömürüyle ütümüzü ısındırır ve çalışır hale getirirdik. Makine veya el işi öncesi ütüye ihtiyaç vardı. O zaman bugünkü gibi değildi bir çok iş el becerisiyle yapılırdı. Eski günlerde mesleği sevdik ve işimizi devam ediyoruz. Bize ustalarımız değil kalfalarımız bu mesleği sevdirdiler. Kalfalarımıza da ustalarımız öğretiyordu. Bugünkü terziliğe bakıyorum konfeksiyon çıktı mesleğimizi biraz geri saflara bıraktı. Aldığım dikiş bedeliyle adam gidip iki takım elbise alıyor. Böylelikle konfeksiyonlar işimizi bitiriyor. Bir tane pantolonu 50 liraya da 500 liraya da alan oluyor. 50 liraya bir pantolonun paçası yapıyoruz. Yeri geliyor müşteri, terzileri basit görüyorlar."

"Üniversiteyi bitirdikten sonra genç kardeşlerimiz iş bulmakta zorlanıyorlar"

Gençlere meslek sahibi olmak için çaba göstermeleri gerektiğini tavsiye eden Kırkyol, "İşimi seve seve yapıyorum. Ben mesleğimiz çok seviyorum. Bir insan bir yola çıktığı zaman o yolu güzel adımlarla giderken karşısına çıkan zorlukları da kolaylıkları da görür. Bir işi öğrenirken zorlukları veya kolaylıkları vardır. Gençlere şunu tavsiye ederim; Türkiye'mizin her şehrinde üniversitelerimiz var. Ama üniversiteyi bitirdikten sonra genç kardeşlerimiz sağ olsunlar iş bulmakta zorlanıyorlar. Yeri geliyor boşta kalıp çok zorluklar görüyorlar. Adam bir üniversite bitirmiş bir öğretmen olmuş ama ders verecek kimseyi bulamıyor. Bir okulda kendisine yer bulamıyor. Doktora bakıyoruz tıpı bitirmiş maalesef görevine başlayamıyor." ifadelerine yer verdi.

"Okula devam ederken gençler altın bilezik olarak tabir edilen bir meslekte de çıraklık yapsın"

Kırkyol, şunları söyledi: "Bugünkü gençliğe ricam meslek eğitimi alarak okusunlar. Okula devam ederken ara tatillerde gidip bir motor tamirciliği, elektrikçi bugün iyi görünen bir meslekte bir şeyler öğrenip okulumda geriye kaldım dediği anda ben şu ustayım diyecek. Ben bekleyeceğim ekmek ayağıma gelecek, düşüncesiyle bakarsa hayat çok zor. Severek bir lokmayı yemek için de bir işe seve seve gitmek gerekiyor. Gençlikten benim ricam; bizim mesleğimizin karşısında konfeksiyon var. Ama bir terziye uğramadan onu giyemiyor. İlla bir terziye gidecek. 18 yaşında bir talebe işi öğrenmek için bana geldiği zaman o yaşta birisine eğitim vermiyorum. Çünkü yaşını almış bizim dönemimizdeki gibi o küçük yaşta o sevgiyle gelip o eğitimi alsaydılar en azından 'bu benim ustam büyüğümdür' deyip saygıyı gösterseler bir şeyleri öğrenip ve yanına da kendi istedikleri yeri okuyabilirler. Bugünkü gençliğe lütfen sokaklarda büyümektense bir büyüğe gidip de çıraklık yapın. Tabi bugün yanında birini çalıştırdığın zaman da 18 yaşını doldurmadan bana geldiği zaman ben işe almaktan korkuyorum. Çünkü yasalar öyle diyor." (İLKHA)







Bu haberler de ilginizi çekebilir