• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Şanlıurfa'da son zamanların en büyük kuraklığı yaşanıyor
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Geçen yıl bu vakitlerde kar yağışlarının beyaza bürüdüğü Şanlıurfa'da, bu sene adeta ilkbahar mevsimi yaşanıyor.

Şanlıurfa'da kış ayının en çetin aylarından olan Ocak ayında ilkbahar mevsiminin yaşandığına dikkat çeken TEMA Vakfı Şanlıurfa İl Temsilcisi ve Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Rıza Öztürkmen, ülkenin ciddi bir kuraklıkla karşı karşıya kalındığını belirtti.

Küresel ısınma ve iklim değişikliğiyle birlikte yağışlarda büyük bir azalma yaşandığını ifade eden Öztürkmen, birçok bölgede barajlardaki doluluk oranlarının düştüğünü söyledi.

Öztürkmen, yağışların başlamamasının tarladaki bazı ürünlerin sulamasının yapılamayacağına neden olacağını dile getirdi.

"Ocak ayının sonunda ilkbaharı yaşıyoruz"

Geçmiş yıllara göre yağışta yüzde 52 azalma olduğunu vurgulayan Öztürkmen, "Geçmiş yıllara nazaran baktığımızda ülkemizde ve ilimizde büyük bir kuraklık yaşanmaktadır. Bu kuraklık gün geçtikçe etkisini göstermektedir. Tarım arazilerindeki bozulma, tahribat ve bitkisel üretimin aksaması, kuraklığın etkisini göstermektedir. Geçmiş günlere göre dönemsel olarak yağışta yüzde 52 oranında bir azalma var. Normal yıllar içerisinde 430 milimetre yağış almıştı fakat 2019'da üst bir yağış miktarı ortaya çıktı. 797 milimetre yağış aldı. 2020 yılına baktığımızda ise Şanlıurfa yine 430 milimetre yağış aldı. 2021 yılında bu rakam 200 milimetreye düştü. Bugün baktığımızda elimizdeki yağış miktarı Ekim ayından bugüne kadar yaklaşık olarak 130 milimetre civarındadır. Geçen yıllara göre yağışta yüzde 52 azalma var. Bu azalma kuru tarım alanlarında oldukça büyük zarara neden olmaktadır. Sulu tarım arazilerinde ise sulama ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Küresel iklim değişikliği denilen bir iklim değişikliği nedeniyle adeta Ocak ayının sonunda ilkbaharı yaşıyoruz. Bu büyük bir tehlikedir. Bir an önce geçmişten ders alıp daha çok doğaya yön vermeliyiz. Su kaynaklarımız önümüzdeki dönemler için artık çok net değil. Dolayısıyla her dönem kuraklık olacakmış gibi çalışıp dikkat edip ve önlemler alıp suyun kıymetini de o derecede bilmeniz şarttır." dedi.

"Suyun olmadığı bir yaşam düşünülemez"

Suyun son derece önemli olduğunu belirterek iyi korunması gerektiğinin altını çizen Öztürkmen, "Su bitkisel üretimin olmazsa olmazlarındandır. Suyun olmadığı yerlerde üretim tamamen sıfıra düşer. Su artık yaşamımıza girmiş bir materyaldir. Hayat sudan oluşuyor. Suyun olmadığı bir yaşam düşünülemez. Su olmadığı takdirde üretimde düşüşler yaşandığı gibi hijyenik rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Dünyada her 4 saniyede bir çocuk susuzluktan kaynaklanan hastalıklardan dolayı yaşamını yitiriyor. 750 bin kişi susuzluktan dolayı çeşitli hastalıklara muzdariptir. Su yaşantımızda çok önemlidir. Mutlaka suyu iyi korumak zorundayız. Önümüzdeki süreçte de suyu ne kadar iyi kullanırsak o kadar başarılı olacağız." şeklinde konuştu.

"Suyu kirletip yok etmeye başladık"

Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Rıza Öztürkmen

Nüfus artışına bağlı olarak su rezervlerinin azaldığını söyleyen Öztürkmen, "Dünya nüfusu arttığı gibi ülkemizin nüfusu da artıyor. 1927 yılında yapılan ilk nüfus sayımında nüfusu 14 milyon olan Türkiye, bugün 84 milyon olmuş durumda. Artık nüfusla beraber su miktarında artış yok. Suyu kirletip yok etmeye başladık. Ülkemizin 112 milyon metreküp su rezervi var; o su rezervini çok iyi dikkatli ve kıt kullanırsak gelecekte daha şanslı olabiliriz." diye konuştu.

"Ülkemizi ciddi bir kulaklık bekliyor"

Ciddi bir kuraklık ile karşı karşıya kalındığına dikkat çeken Öztürkmen, "Ülkemizi ciddi bir kulaklık bekliyor. Bu yıl alarm sesleri çalındı. Bugün Atatürk Barajı'nın aktif rezervi oldukça düşük durumdadır. Doğu Anadolu'daki yağışlar artmazsa Atatürk barajımız dolmayacak. Bir dahaki sulama dönemi için yeterli su olmazsa bazı ürünlere sulama yapamayacağız. Bunun için mutlaka her yıl sanki bir kuraklık yaşayacağımız gibi örnek alıp suyun tasarrufunu yapmak zorundayız. Bir an önce modern sulama sistemlerine geçmeliyiz. Şanlıurfa diğer illere göre şanslı bir ildir çünkü GAP'ın başkentidir. Türkiye'de sulanabilen tarım arazilerinin yüzde 11'i Şanlıurfa'dadır. Suyu daha az daha ekonomik ve daha iyi kullanan sistemleri bir an önce yaygınlaştırmalıyız. İnsanların su kullanımında kendi haline bırakmamanız gerekir. Devletin bunu kontrol etmesi gerekir. Su yasası ve toprak yasası ülkemizde bir an önce çıkarılmalı. Suyun kullanımı yasaları bağlı olmalıdır. Gelecekte bizi kurak ve kötü günler bekliyor." ifadelerine yer verdi. (İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir