Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: Kur’an-ı Kerim’e yönelik saldırı özgürlükler çerçevesinde değerlendirilemez
Ulusal gazete, televizyon ve ajansların Ankara temsilcileri ile bir araya gelen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İsveç’te Kur’an-ı Kerim’e yönelik saldırı ve gündemdeki diğer konulara değindi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, ulusal gazete, televizyon ve ajansların Ankara temsilcileri ile bir araya geldi.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nda düzenlenen toplantıda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İsveç’te Kur’an-ı Kerim’e yönelik saldırının hangi amaçla yapıldığı yönündeki bir soru üzerine Başkan Erbaş, “Diyanet İşleri Başkanlığı olarak buradaki düşüncemiz, her ne amaçla olursa olsun her ne amaçla yapılırsa yapılsın, bu olayın özgürlükler çerçevesinde değerlendirilemeyeceği, inançlara saygı göstermek gerektiği, hiçbir şekilde böyle bir olayın kabul edilemeyeceğidir. Onlar hangi amaçla yapmıştır, niçin engel olunmamıştır, bunların pek çok cevabı olabilir. Hangi amaçla olursa olsun, bu kınanması ve lanetlenmesi gereken bir olaydır.” dedi.
Papalıktan veya Hıristiyan dünyasından İsveç’teki eyleme karşı bir tepkinin gelip gelmediği ve Türkiye’de bu inanca yönelik bir eylemin olması halinde Diyanet İşleri Başkanlığının tepkisinin ne olacağı yönündeki soruyu cevaplayan Başkan Erbaş, şöyle konuştu:
"Savaşta bile insanların mabetlerinin, kitaplarının, din adamlarının, masumların dokunulmazlığı vardır"
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş
“Türkiye’de değil nerede olursa olsun, herhangi bir inancın kutsal sayılmış olduğu bir değerine hakaret edilmesine her zaman karşı çıkarız. Çünkü bizim inancımız bunu gerektiriyor. Bizim inancımız savaşta bile ‘savaş ahlakı’ diye bir ahlak oluşturmuş. Savaşta bile insanların mabetlerinin, kitaplarının, din adamlarının, masumların dokunulmazlığı vardır. Hatta yeşile bile dokunamazsınız. Bizim inancımız bunu gerektirmektedir. Dolayısıyla Türkiye’de böyle bir şey olsa buna ilk karşı çıkan biz oluruz. Yurt dışında herhangi bir yerde böyle bir şey olsa yine tepkimizi gösteririz. Doğrusu Hıristiyan dünyadan bir tepki mahiyetinde bir şey duymadım şu ana kadar. Sizler medya içinde olduğunuz için bizden daha iyi bilirsiniz. Ben duymadım, siz duydunuz mu?”
"Bu artık İslamofobi kavramını aşmış, anti-İslam durumuna gelmiştir"
Avrupa’da yükselen İslamofobi ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Başkan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü uhdesinde her yıl hazırladıkları İslamofobi raporuna göre 2022 yılı içinde en çok saldırının camilere yönelik olduğunu, Kur’an-ı Kerim’e yönelik de hakaret sayılabilecek birçok saldırının gerçekleştiğini kaydetti.
İslamofobinin ürkütücü noktalara gelmiş olduğuna vurgu yapan Başkan Erbaş, “Bunun ne Avrupa’ya ne de dünyaya bir fayda getirmeyeceğini her vesileyle söylüyoruz. Buradan da yeniden söylemek istiyorum. İslamofobi, zaten uydurulmuş bir kavram. İslamofobi, korkulan İslam demek, korkutan İslam demek. İslam, korkulan bir şey değil. Bu artık İslamofobi kavramını aşmış, anti-İslam durumuna gelmiştir, yani İslam karşıtlığı durumuna gelmiştir. Bu yüzden Avrupa’nın bu anlayıştan uzaklaşmasını ve barış dini İslam’ın barış ilkelerini hiç olmazsa tanımaya çalışmasını salık veriyoruz, her vesileyle her konuşmamızda bu düşüncemizi paylaşıyoruz.” diye konuştu.
“İftiraya ve yalana dönük haberler, bizim barış ortamımızı bozuyor”
Diyanet İşleri Başkanı ve Diyanet İşleri Başkanlığına yönelik saldırılarla ilgili soru üzerine Başkan Erbaş, “Büyük bir teşkilatız, haliyle eleştiriler olacaktır ama ben şunu özellikle sizin vasıtanızla ifade etmek isterim; Olumlu manada eleştiri bizi güçlendirir ama yıkıcı manada, tahkir edici, iftiraya, yalana dönük, buna eleştiri de demiyorum, düşmanlık içeren bir takım ifadeler olursa bunun kimseye faydası olmaz. Ne bu iftiraları, yalanı ortaya atanlara faydası olur ne milletimize faydası olur ne de bize faydası olur. Herkes bunun zararını görür. Hiç kimse olmayan bir şeyi olmuş gibi anlatmasın, olan bir şeyi de olduğu gibi anlatsın, çarpıtmadan anlatsın. Böyle olursa biz millet olarak daha da huzurlu oluruz. Huzur, barış içerisinde yaşamış oluruz. İftiraya ve yalana dönük haberler, bizim barış ortamımızı bozuyor. Barışın bozulduğu ortamın herkese zararı olur. İnşallah sizler vasıtasıyla bu iftiraları, yalanları yayanların en azından bundan vazgeçmesine bir katkı sağlamış olursak hepimiz için büyük bir kazanım olur diye düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
“Camilerimiz, Kur’an kurslarımız, bütün milletimizin hizmetinde”
Seçim sürecine girildiği bu dönemde camilerde, Kur’an kurslarında siyasi söylemlerin yapılmamasına yönelik ne tür çalışmalar yapıldığı yönündeki soruya cevap veren Başkan Erbaş, şunları kaydetti:
“Biz sadece seçim zamanı değil her zaman Diyanet İşleri Başkanlığı olarak camilerimizin, Kur’an kurslarımızın bütün milletimizin hizmetinde olduğunu, herhangi bir siyasi anlayışın camilerimizde ve benzeri yerlerde faaliyet yapmaları noktasında, bunlara fırsat verilmemesi noktasındaki hassasiyetimizi dile getiriyoruz. Bu seçim öncesi uyarılarımızı yeniden bütün müftülüklerimize göndereceğiz inşallah. Önümüzdeki hafta müftüler toplantımız var. Müftüler toplantımızda da bu konuda mümkün olduğunca hassas olmamız gerektiğini yeniden müftülerimize ifade edeceğiz. İnşallah birlik, beraberlik ve huzur içerisinde ülkemiz, milletimiz iyi bir seçim yapar. Barış içerisinde bu seçimi de gerçekleştirmiş oluruz inşallah.”
İsveç’teki saldırıyla ilgili dünya genelinde çeşitli kesimlerin temsilcilerine mektup göndereceklerini ve İslam İşbirliği Teşkilatına mensup Diyanet İşleri Başkanları, Din İşleri Bakanları ile çevrim içi bir toplantı yapmayı planladıklarını belirten Başkan Erbaş, “Sadece İsveç’teki olan bu menfur Kur’an yakma işine yönelik değil, onu merkeze alarak Avrupa ülkelerinde yapılan İslamofobik bir takım hareketlere karşı tepkimizi hep birlikte göstermeye gayret edeceğiz. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak çeşitli zamanlarda hem Dış İlişkiler Genel Müdürlüğümüz bünyesinde yapmış olduğumuz faaliyetler hem de bu tür olaylardan sonra göstermiş olduğumuz tepkilerin ben çok etkili olduğunu düşünüyorum. İnşallah bu çalışmalarımız başka kesimleri, başka ülkelerden duyarlılık beklediğimiz insanları da harekete geçirir.” ifadelerini kullandı.
“İslamofobik bir takım eylemlere karşı tavrımızı göstereceğiz”
Diyanet işleri Başkanlığı olarak İsveç’teki Kur’an-ı Kerim’e yönelik saldırıyla ilgili yapılan görüşmeler ve çalışmalara ilişkin bilgiler veren Başkan Erbaş, şöyle konuştu:
“Biz Türkiye’de yapmış olduğumuz tepkisel eylemlerle, özellikle dün sabah 90 bin camimizde milletimizi sabah namazı buluşmasına, Kur’an okumaya, dua etmeye ve İsveç’te gerçekleştirilmiş olan bu menfur Kur’an saldırısına karşı tepkiye davet ettik. Önemli bir yankı oluşturdu. Onun ardından dün birim amirlerimiz ve başkan yardımcılarımızla yapmış olduğumuz önemli bir toplantı oldu. O toplantıda konuştuğumuz konulardan birisi de mahkemelere başvurarak, dünyanın çeşitli yerlerinde, özellikle batı Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyanın 120 kadar ülkesinde ateşelerimizin, müşavirlerimizin önderliğinde mahkemeye başvurma şeklinde bir eylemimiz olacak inşallah. Bunu gerçekleştireceğiz. Bir de, çeşitli yerlere mektuplar yazarak özellikle Kur’an-ı Kerim’e, camilere yapılan bu tür saldırılar, İslamofobik bir takım eylemlere karşı bir duruş sergileme noktasında mektuplar aracılığı ile tavrımızı da göstereceğiz inşallah. Devletimizin ilgili yöneticileriyle de görüşmelerimiz, istişarelerimiz devam ediyor.”
Kur’an-ı Kerim’in daha fazla tanınması noktasında yaptıkları çalışmalara ilişkin bir soru üzerine ise Başkan Erbaş, ‘Hediyem Kur’an Olsun’ kampanyası çerçevesinde şimdiye kadar bir buçuk milyon kadar Kur’an-ı Kerim’i 35 dilde mealini basarak neredeyse dünyanın bütün ülkelerinde dağıttıklarını kaydetti. Başkan Erbaş, Kur’an-ı Kerim’i tanımayan insanların tanıması noktasında yapmış oldukları çalışmaların artarak devam ettiğine işaret etti.
"Başörtüsü ve benzeri kısıtlanmış özgürlükler yüzünden ne kadar acılar yaşadığımızı burada anlatsam saatler alır"
Başkan Erbaş, başörtüsüyle ilgili yasal düzenlemeye yönelik soruya ise “Geçmişte başörtüsü konusunda çok büyük acılar yaşamış kişiler olarak garanti altına alınması ve bundan sonra hiçbir şekilde başörtüsü özgürlüğüne dokunulmaması noktasında çok büyük bir katkı sağlayacağını düşünüyorum. Ben uzun yıllar üniversite hocalığı yaptım. Hem üniversite hocalığı hem de idarecilik, dekanlık yaptım, başörtüsü ve benzeri kısıtlanmış özgürlükler yüzünden ne kadar acılar yaşadığımızı burada anlatsam saatler alır. Bir daha bu tür acıların yaşanmaması için, devletimizin, milletimizin hep birlikte ortak bir kararla bu yaşanan acılara son vermek ve bir daha yaşanmasını engellemek için elimizden gelen her şeyi yapmamız lazım diye düşünüyorum. İnşallah olur diye de inanıyorum. Milletimiz bu konuda duyarlıdır. O duyarlılığın ben üst seviyede olacağı kanaatini taşıyorum.”ifadelerini kullandı
Önümüzdeki günlerde toplanacak olan Bakanlıklar Arası Hac ve Umre Kurulu sonrası hac kurasının çekileceği günü belirleyeceklerini belirten Başkan Erbaş, konuşmasının sonunda medya temsilcilerine katılımlarından dolayı teşekkür etti. (İLKHA)