Şanlıurfa'daki STK'lardan tepki: Bir inanca saldırmak hiçbir zaman ifade özgürlüğü değildir!
Sözde bir siyasetçinin Türkiye'nin İsveç'teki büyükelçilik binası önünde "Kur'an-ı Kerim yakma" girişimine tepki gösteren Şanlıurfa'daki sivil toplum kuruluşu temsilcileri, bir inanca ve değere saldırmanın hiçbir zaman ifade özgürlüğü olmadığının altını çizdi.
Stockholm kentinde Kur'an-ı Kerim'in yakılması küstahlığına İsveç devlet yetkililerinin izin vermesine bir tepki de Şanlıurfa'dan geldi.
İsveç'te İslam'a saldırmanın onlar için 'sıradanlaştığını' belirten Şanlıurfa'daki STK'lar, Müslümanların birlik olarak gereken cevabı vermesi gerektiğini dile getirdiler.
Müslümanların dağınıklığından dolayı Kur'an'a ve İslam'a saldırılar olduğunu vurgulayan STK'lar, bu düşmanlığa karşı gerekli yaptırımların uygulanması gerektiğini ifade ettiler.
"O karanlıklar Kur'an'ın nuru ile aydınlanacaktır"
Faik Doğan
Kur'an-ı Kerim'in söndürülmeyecek bir nur olduğuna dikkat çeken Umut kervanı Vakfı 2. Bölge Koordinatörü Faik Doğan, "Üstad Bediüzzaman'ın deyimi ile başlamak istiyorum. Kur'an-ı Kerimin söndürülmeyecek bir nur olduğunu size ispat edeceğim diyor ve risaleler ile ispat ediyor. Onların aslında korktukları şey bir gün başlarına gelecek olandan dolayıdır. Allah'ın izni ile o korktukları şey başlarına gelecek. O karanlıklar Kur'an'ın nuru ile aydınlanacaktır. Bu tür girişimler Kuran'ın nurunu söndürmekten ziyade alevini daha da yükseltecek, ışığı neşvü nema bulacak ve dünyanın tamamını aydınlatacaktır inşallah. Onların korktukları şey budur; inşallah bu da başlarına gelecektir." dedi.
"Kur'an bizim nizamımız ve kitabımızdır"
İslam düşmanlığına karşı yetki sahiplerine büyük görev düştüğünü belirten Doğan, "Hükümet bu konuyla ilgili gerekli yaptırımları uygulamalı. Kur'an bizim nizamımız ve kitabımızdır. Diğer bir husus Kanaat önderleri, âlimlerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımızın önderleri bu konuya karşı çıkmaları gerekiyor. Kur'an hepimizin ortak kitabıdır. Bütün Müslümanların gücü yettiğince buna karşı çıkması gerekir. Kimisi dili ile kimisi ise iktidar olması hasebi ile bu duruma tepkisini koymak zorundadır. Maalesef Batıda bu tür durumlar ara ara cereyan etmektedir. Bunlar bu cesareti Müslümanların dağınıklığından alıyor. Müslümanlar birlik olmuş olsaydı bunlar bu cüreti bulamayacak ve cesaret edemeyeceklerdi. İnşallah, bu tür olayların vesilesi ile Müslümanlar birlik ve beraberliği sağlayacaktır." diye konuştu.
Bir inanca ve değere saldırmak hiçbir zaman ifade özgürlüğü değildir!
İbrahim Halil Göven
Şanlıurfa Peygamber Sevdalıları Derneği Başkanı İbrahim Halil Göven, "İsveç'in yaptığı küstahlıktır. Müslümanların inancına saldırmayı isteyen birilerine izin vermek; İsveç'in kendisine saldırması demektir. Müslümanlara yapılan bir hakarettir ve kabul edilebilir bir durum değildir. Alçakların yakmaya çalıştığı yüce kitabımız 'Onların ilahlarına küfür etmeyin ki onlar da sizin ilahlarınıza küfür etmesin' diye buyuruyor. Onların ilahlarına bile karışılmaması gerektiğini vurgulayan bir kitabımız var ama bunlar bu alçaklığı yapıyor. Bir inanca ve değere saldırmak hiçbir zaman ifade özgürlüğü değildir. İslam'a hakaret etmek onlar için sıradan bir şey haline gelmiş. Müslümanların dağınıklığından güç alıyorlar. Müslümanların bir olmamasından kaynaklanan bir durumdur. Müslümanlar bir olup güçlü bir ses çıkarmış olsalar ve caydırıcı bir tepki verselerdi alçaklar bu saldırıyı yapamazlardı. Bu alçaklığa izin verilmezdi. Müslümanların geçici ve devamlılık olabilecek eylemler yapması gerekir." şeklinde konuştu.
"Mallarını almazsak hiçbir şey kaybetmeyiz"
İslam düşmanı ülkelerin mallarını boykot etmeye çağıran Göven, "Özellikle İslam'a saldıran bütün ülkeleri ekonomik olarak çökertmek gerekiyor. Onların ürettikleri malları almamak gerekir. Mallarını almazsak hiçbir şey kaybetmeyiz. Üstad Bediüzzaman 'Helal dairesi keyfe kâfidir' diyor. Harama tevessül etmeye gerek yoktur. Türkiye Büyükelçiliği önünde yapılmasından dolayı da Türkiye'nin büyük tepki göstermesi gerekir. Onlarla yapılan ilişkiler askıya alınmalı. İsveç bunu sürekli yapıyor. Yekvücut olup onlara gereken dersi vermek gerekir. Allah, Müslümanlara birlik, beraberlik ve feraset nasip etsin inşallah. Birlik ve beraberlik olursak bunlar bunu yapamazlar. Kanuni Sultan Süleyman'ın padişah olduğu dönemde Fransa'da bir dans türü çıkmıştı. Kanuni Sultan Süleyman'ın bir haber göndermesiyle Fransa bu dansı kaldırdı. Allah, tekrar o gücü bizi nasip etsin." ifadelerini kullandı.
"Kutsal değerler kırmızı çizgimizdir"
Mahmut Çelik
Kur'an düşmanlığına karşı tüm Müslümanların sessiz kalmayarak tepki göstermesi gerektiğini söyleyen Şanlıurfa Umut Kervanı Derneği Başkanı Mahmut Çelik, "İsveç'in dini değerlerimize yönelik bu ilk hakareti değil. Daha önce de bu tür girişimlerde bulunulmuştu. Bütün Müslüman ülkeleri onların devlet başkanları, kanaat önderleri ve İslami STK'lar bunlara karşı ciddi bir duruş sergilemeli. Herkes elinden geldiğince tepkisini dile getirmesi gerekiyor. Öyle bir tepki göstermemiz gerekir ki İsveç ve diğer Avrupa ülkeleri bu tür olaylar bir daha kalkışmasın. Gerek Peygamberimizi gerek Kur'an-ı Kerim'e yönelik hakaretler olsun bizim kutsal değerlerimizdir. Kutsal değerler kırmızı çizgimizdir. Hükümet, zamanında bu tür olaylara tepki gösterseydi bunlar şu anda böyle bir şeye cesaret edemezlerdi. İslami STK'ların ve Müslümanları acizliğinden dolayıdır. Müslümanlar gereken tepkiyi gösterseydi dünyada hiçbir devlet buna cesaret edemezdi. Dünyada 2 buçuk milyardan fazla Müslüman nüfusu var. Bu çok ciddi bir rakamdır. Biz birlik ve beraberlik içinde olursak hiçbir devlet bu tür değerlerimize yönelik bir hakarette bulunamaz." dedi. (İLKHA)