Çin, azalan ve yaşlanan nüfus gerçeğiyle yüzleşiyor
Nüfusu 2022'de 1961'den bu yana ilk kez azalan Çin, nüfusun giderek yaşlanacağı, çalışma çağındaki nüfusun payının giderek daralacağı uzun vadeli bir demografik değişimin eşiğinde görünüyor.
Dünyanın en kalabalık ülkesi Çin'de 2022, nüfusun uzun vadeli azalma eğiliminin başladığı yıl oldu. Azalan doğum oranı sebebiyle nüfus artış hızının eksiye düştüğü ülke, nüfusun giderek yaşlanacağı, çalışma çağındaki nüfusun payının giderek daralacağı bir demografik değişimin eşiğinde bulunuyor.
Çin Ulusal İstatistik Bürosu (UİB) bu hafta 2022 yılındaki nüfus değişimine ilişkin istatistikleri paylaştı. Buna göre, Çin ana karasının nüfusu 2021'de 1 milyar 412 milyon 600 bin iken, yaklaşık 850 bin kişi azalarak 2022'de 1 milyar 411 milyon 800 bine geriledi.
Yeni doğanların sayısı, Çin Halk Cumhuriyeti'nin 1949'taki kuruluşundan bu yana ilk kez bir yılda 10 milyonun altına düşerken, 2022, ülkenin modern tarihinde "en az doğumun olduğu yıl" olarak kayıtlara geçti.
Çin'de 2022'de 9,56 milyon bebek dünyaya gelirken, doğum sayısı önceki yıla göre yüzde 9,8 azaldı. Doğum oranı binde 6,77'ye gerileyerek ulusal kayıtların tutulmaya başlamasından bu yana en düşük seviyeye indi.
2022'de 10,41 milyon ölüm meydana gelirken ölüm oranı yüzde 7,37 oldu. Ölümler doğumlardan fazla olduğu için nüfus azaldı, nüfus artış hızı eksi yüzde 0,6'ya düştü.
Ülke nüfusu, 1960'ların başında Komünist yönetimin tarımda kollektifleştirme hamlesine giriştiği dönemde yaşanan kuraklık ve kıtlık yıllarından bu yana ilk kez azaldı. O dönemde 10 milyonlarca kişinin yaşamını yitirmesi, 1960 ve 1961'de ülke nüfusunun azalmasına yol açmıştı.
Çin'de 2021 ve 2022 yıllarındaki nüfus istatistikleri kıyaslandığında, 2021'de 10,14 milyon olan ölüm sayısının 2022'de 10,41 milyona çıktığı, iki yıl arasında 270 bin "ölüm fazlası" olduğu görülüyor.
Bu, Çin'in nüfusunun büyüklüğü göz önüne alındığında değişime belirgin etki edebilecek bir rakam değil. Öte yandan 2021'de 10,62 milyon doğum sayısının, 2022'de 1 milyondan fazla azalarak 9,56 milyona düşmesi, nüfustaki gerilemeyi etkileyen asıl faktör olarak öne çıkıyor.
Nüfus uzmanları ve sosyologlar, Kovid-19'un belirleyici faktör olmasa da salgın boyunca uygulanan katı önleme ve kontrol tedbirlerinin, sosyal hayatı ve ekonomik etkinlikleri sekteye uğrattığına, ekonomik büyümeyi ve nüfus artış hızını yavaşlattığına dikkati çekiyor.
"Tek çocuk" adı verilen politika kapsamında Çinli ailelerin yalnızca bir çocuk sahibi olmasına izin verildi. Birden fazla çocuk sahibi olmak, azınlık etnik gruplara tanınan istisnalar dışında, kanunen yasaklandı.
Yaklaşık bir nesil boyunca uygulanan politika, nüfus artış hızının azalmaya başlamasıyla güncellendi. 2016'da çocuk sahibi olma sınırı, her ikisi de tek çocuklu ailelerden gelen çiftler için 2'ye çıkarıldı, 2021'de ise tüm ailelerin 3 çocuk sahibi olmasına izin veren yasa değişikliği kabul edildi.
Şimdi, nüfusun azalmaya başlamasıyla birlikte nüfus kontrol politikasının tamamen terk edilebileceği, tamamıyla serbestleştirilebileceği öngörülüyor.
Birleşmiş Milletlerin (BM) yayımladığı "Dünya Nüfus Beklentileri 2022" raporunda, Çin nüfusunun 2023'ün başından itibaren "mutlak azalma sürecine" girerek, 2050'de 1 milyar 317 milyona, yüzyıl sonunda ise 766 milyona kadar gerileyeceğinin öngörüsüne yer verilmişti.
BM'nin işaret ettiği eşik, öngörülenden bir yıl önce aşılırken, Çin, nüfusunun yüzyıl sonuna kadar yarı yarıya azalacağı bir demografik değişimin başlangıç noktasında bulunuyor.