İletişim Başkanlığı, Dezenformasyon Bülteni'ni yayımladı
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezince, 9-15 Ocak'ı kapsayan Dezenformasyon Bülteni yayımlandı.
Bültende, "Kiler Holding, Halkbank'a 100 Milyon Dolara Sattığı Sapphire AVM'yi Yarı Fiyatına Geri Aldı", "Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü, Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneğini Üniversitedeki Yerinden Çıkardı", "Suriyelileri CHP'den Kaçırdılar", "TÜİK Ulusal Hesaplar Daire Başkanı Görevden Alındı", "250 Milyar Liralık KGF Desteği", "Boğaziçi Üniversitesi İİBF Dekanı Prof. Dr. Murat Önder, Üç Bölümün Başına Kendisini Atadı", "Çipli Hayvanlardan Vergi Alınacak", "Tünel Açma Makineleri Türkiye'de Üretilmiyor" iddialarını içeren çeşitli başlıklardaki haberler ile "Kapadokya ile İlgili Görsel Dezenformasyona" yer verildi.
Bazı basın ve yayın organlarında yer alan, "Kiler Holding, Halkbank'a 100 milyon dolara sattığı Sapphire AVM'yi yarı fiyatına geri aldı" iddiasının doğru olmadığı kaydedilen bültende, şu bilgilere yer verildi:
"İlgili şirket, Ocak 2020'de Kamuoyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) yaptığı bildirimde finansman yükünü azaltma amacıyla Sapphire AVM ve Seyir Terası'nın ekspertiz değerinin belirli bir miktar altında 583 milyon 19 bin TL'ye satıldığını bildirmiştir. Ocak 2023'te ise iddiaya konu gayrimenkuller, ilanen satışa çıkarılmış ve ilana sunulan 3 tekliften en yüksek bedeli sunan Kiler Holding'e 905 milyon liraya yeniden satış gerçekleşmiştir. Yapılan alım satım işlemlerinin tamamı Türk Lirası cinsi üzerinden yapılmış ve hiçbir sözleşmede iddia edildiği gibi yabancı para cinsinden bir gayrimenkul edinimi söz konusu olmamıştır. AVM'lerin piyasa değerini, gelecek yıllar dahil müşteri ziyaretçi sayısı, ciro kapasitesi, kiracı sayısı ve mağaza doluluk oranlarındaki artış eğilimi belirlemektedir. Bahse konu satış nedeniyle Halkbank, herhangi bir banka zararına uğramadığını KAP'a bildirmiştir. Asılsız haberler, kamuoyunu ve yatırımcıları yanıltarak Halkbank ve ilgili şirketin güven ve itibarına zarar verici niteliktedir."
Bazı basın yayın organlarında yer alan, "Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü, Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneğini (BÜMED) üniversitedeki yerinden çıkardı" iddiasının manipülasyon içerdiği belirtilen bültende, Boğaziçi Üniversitesinin, akademisyen ve öğrencilerinin kapalı alan ve sosyal tesis ihtiyaçlarını gidermek, açık ve kapalı alanlarını verimli şekilde kullanmak amacıyla çalışmalar yürüttüğü ifade edildi.
Üniversite yönetiminin, bu amaçla yeni kampüs alanları kazandırdığı, yeni inşaatlar yaptığı, bir taraftan da verimsiz alan kullanımlarına son verme çalışmaları yürüttüğü aktarılan bültende, iddialara konu tesisin, kampüs sınırları içerisinde 8 bin 80 metrekare ormanlık alan üzerine kurulu olduğu, 3 bin metrekare kapalı alanının bulunduğu bilgisine yer verildi.
Bu alanın üniversitenin çimlerle kaplı sembolik alanı Güney Meydan'dan 1000 metrekare daha büyük olduğuna dikkatin çekildiği bültende, alan içerisinde üniversiteye ait 2 tenis kortu, ofis odaları içeren idari bina, toplantı salonları ve sosyal alan içeren tesis binası, fitness salonu, açık havuz ve restoranın bulunduğu aktarıldı.
"İhtiyaçları karşılamak amacıyla karar aldı"
Rektörlük tarafından bu alan ve tesislerin kullanımında büyük verimsizlik ve kamu zararı olduğunun tespit edildiğine yer verilen bültende, şunlar kaydedildi:
"Bu alanın kira sözleşmesi 7 Ocak 2023 tarihinde sona ermiştir. Alanı kiralayan şirkete sözleşmesinin bitmesi sebebiyle tahliye bildirimi yapılmıştır. Ayrıca alanı bir mezun oluşumu değil, Ladin A.Ş. adında kar amaçlı faaliyet yürüten ticari bir şirket işletmektedir. Ladin A.Ş, Anadolu Hisarı, Bebek, Etiler kesişiminde, Boğaziçi Üniversitesi kurumunun içinde bulunan 8 bin metrekare açık ve 3 bin metrekare kapalı alan barındıran, Güney Meydanı 1000 metrekarelik büyük ve paha biçilmez alanı, aylık sadece 160 bin lira gibi sembolik bir rakamla kiralamıştır. İlgili alandaki yapılaşma ile ilgili 1990 yılında üniversite yönetimiyle 10 yıl kullanma karşılığı protokol yapılmış, devamında tesislerin üniversiteye kalacağı sözleşmede belirlenmiştir. Protokol 2000 yılında sona ermiştir. Derneğin alanı kullanım hakkı bu tarihten itibaren bulunmamaktadır."
Bültende, 2004 yılında yürürlüğe giren Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun'la dernek ve vakıfların, kamu kurumları içerisinde faaliyet göstermesinin yasaklandığı anımsatılarak, geçmiş yönetimlerin buradaki hukuksuz varlığı ortadan kaldırmadığına dikkat çekildi.
Kanuna göre bir mezun derneğine üniversite sınırları içerisinde yer kiralanmasının mümkün olmadığı hatırlatılan bültende, "Boğaziçi Üniversitesi öğrenci ve akademisyenleri ormanlık alan içine kurulu kampüsteki inşaat kısıtları nedeniyle derslik, ofis ve sosyal tesis sorununu gidererek ihtiyaçları karşılamak amacıyla bu yönde bir karar almıştır." ifadelerine yer verildi.
Bültende, böylelikle, fiziksel alan sıkıntısı yaşayan üniversitenin, derslik ve toplantı salonları, spor alanları ve sosyal tesisler içeren bu alanın kullanımının ticari bir şirket için değil, üniversitenin faydasına olacak şekilde yeniden düzenleyeceğine işaret edildi.
"İhtiyaç doğrultusunda rotasyon gerçekleştirildi"
Bazı basın yayın organlarında, "Suriyelileri CHP'den kaçırdılar" başlıklı haberlerde geçen, "Esenyurt Belediyesinin geri dönüş programına Kemal Kılıçdaroğlu'nun da katılacağı ortaya çıkınca, Suriyelileri İl Göç İdaresine götürdüler" iddiasının doğru olmadığı kaydedilen bültende, şunlar ifade edildi:
"İstanbul'da ülkesine gönüllü olarak dönmek isteyen 41 Suriyeli sığınmacı, İl Göç Müdürlüğüne resmi başvuru yaparak yardım istemiştir. Talepleri olumlu değerlendiren İl Göç İdaresi, çoğu Esenyurt'ta ikamet eden sığınmacıların başvurularını onaylayarak şahıslara tebliğ etmiştir. Dönüş programını belirleyen İl Göç İdaresi, geri dönüş takvimi ve sığınmacıları önce Kilis'e ardından da Suriye'ye taşıyacak araçları ayarlamıştır. İl Göç Müdürlüğünün sığınmacıları gönüllü geri gönderme planıyla ilgili bilgi edinen Esenyurt Belediyesi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcıları, milletvekilleri ve CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun da davet edildiği bir program organize etmiştir.
Esenyurt Belediyesinin bazı sığınmacıları telefonla arayarak, bazılarının da ikametine giderek, 'Sizi biz götüreceğiz. Pazar günü saat 09.00'da eski başkanlık binası alanında hazır olun' dediği ortaya çıkmıştır. Bu çağrıyı dikkate almayan Suriyeli sığınmacılar, İl Göç İdaresi önünde toplanarak saat 07.00'de Kilis'e doğru yola çıkmıştır. Sığınmacıların bildirilen yere geleceğini düşünen CHP yetkilileri, uzun süre beklemek zorunda kalınca söz konusu iddialar ortaya atılmıştır."
Bültende, bazı basın yayın organlarında yer alan, "Türkiye İstatistik Kurumu, üçüncü çeyrek büyüme oranının beklenti altında kalması üzerine Ulusal Hesaplar Daire Başkanını görevden aldı" iddiasının doğru olmadığı belirtildi.
TÜİK'te, teknik iş ve işlemlerin yoğun olduğu, bilgi yönetiminin tecrübeye ihtiyaç gerektirdiği, bu kapsamda dönemsel olarak kurum içerisinde rotasyon ihtiyacının oluştuğu vurgulanan bültende, bu ihtiyaç doğrultusunda, kurumun istatistik üretici önemli daireleri arası rotasyon gerçekleştirildiği kaydedildi.
Görevden alındığı iddia edilen Ulusal Hesaplar Daire Başkanının, geçen ay turizm gelir revizyonunun yapıldığı Uluslararası Ticaret İstatistikleri Dairesi Başkanlığına getirildiği hatırlatılan bültende, "İlgili daire başkanının Kültür ve Turizm Bakanlığında geçmiş dönemlerde çalışmış olması ve tecrübesinden de yararlanarak kendisine diğer dairede daha fazla ihtiyaç bulunması nedeniyle bu değişikliğe gidilmiştir." ifadelerine yer verildi.
"Kamu kaynaklarının adil dağıtımı sağlanmaktadır"
"250 milyar liralık Kredi Garanti Fonu (KGF) destekleri yata, kata, dövize gidecek" iddialarının da gerçeği yansıtmadığı anlatılan bültende, şunlar kaydedildi:
"Hazine Destekli KGF kefaletleri ile sağlanan krediler, Fatura Kayıt Sistemi ile kullandırılmaktadır. Hazine ve Maliye Bakanlığı, Türkiye Bankalar Birliği, Türkiye Katılım Bankaları Birliği, Finansal Kurumlar Birliği, Kredi Kayıt Bürosu ve Kredi Garanti Fonu tarafından geliştirilen Fatura Kayıt Sistemi sayesinde krediler fatura ile belgelendirilmekte ve ödeme doğrudan satıcıya yapılmaktadır. Böylece amacına uygun kredi kullandırımı ile selektif kredi yaklaşımı hayata geçirilerek yalnızca reel ticaretin finanse edilmesi sağlanmaktadır. Reel ticaret için kredi kullandırılması ve sistemdeki kontrollerle birlikte aynı fatura için mükerrer kredi kullanımı engellenmektedir. Amaç dışı kullanım, sahte fatura ile belgelendirme, gerçeğe aykırı beyan, finansman ile kıymetli maden ve döviz işlemleri ile refinansman işlemlerinin gerçekleşmesi halinde yararlanıcı İzleme Listesi'ne alınıp sistemden faydalanamamaktadır.
Ayrıca yararlanıcı ve kredi verene cezai yaptırım uygulanmaktadır. Refinansman yapan bankalar sistemden 1 yıl yararlanamaz. Amaç dışı kullanım, gerçeğe aykırı beyan ve döviz alımında kullanılmayan kredi bölümü iptal edilir, yararlanıcı kara listeye alınır. İptal edilen faturalarda yerine yenisinin temin edilememesi durumunda fatura tutarı üzerinden 900 baz puan ceza uygulanır. Sistem sayesinde devlet desteğiyle sağlanan kredilerin amacı dışında kullanımının önüne geçilerek kamu kaynaklarının etkin ve adil dağıtımı sağlanmaktadır."
Bazı basın yayın organlarında yer alan, "Boğaziçi Üniversitesi İİBF Dekanı Prof. Dr. Murat Önder, üç bölümün başına kendisini atadı" iddiasının da doğru olmadığı aktarılan bültende, söz konusu bölümlere yönelik resmi atama kararlarının, iddianın manipülasyon olduğunu gözler önüne serdiği vurgulandı.
İşletme Bölümü Anabilim Dalı Başkanlarından görüş alınarak İşletme Bölüm Başkanlığı görevine 6 Ocak'ta Prof. Dr. Oğuzhan Özbaş'ın asaleten atanmasına karar verildiği belirtilen bültende, İktisat Bölüm Başkanlığı görevine Prof. Dr. Gökhan Özertan'ın, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanlığı görevine Prof. Dr. Hakan Yılmaz'ın asaleten atandığı ifade edildi.
Bültende, Prof. Dr. Hakan Yılmaz'ın dekanlığa emeklilik dilekçesi vererek görevinden istifa etmesi üzerine boşalan kadroya 9 Ocak'ta Prof. Dr. Murat Önder'in vekaleten atandığı kaydedildi.
"Çip, hayvanların kimlik sahibi olmasını amaçlıyor"
Sosyal medyada paylaşılan ve bazı basın yayın organlarında yer alan, "Çipli hayvan başına sahibinden vergi alınacak" iddiasının gerçeği yansıtmadığı anlatılan bültende, şu bilgiler yer aldı:
"Tarım ve Orman Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığının, 'evcil hayvan başına vergi alma' gibi bir uygulama veya çalışması bulunmamaktadır. Evcil hayvanlarda çip uygulaması, hayvanların kendine ait bir kimlik sahibi olmasını amaçlayan bir uygulamadır. Bu uygulama, kaybolan hayvanların bulunarak bakıldığı eve ulaştırılması açısından hayati öneme sahiptir. Ayrıca hastalık veya kontrol gibi durumlarda, veteriner kliniği mikroçip taraması yaparak hayvanın daha önce geçirmiş olduğu rahatsızlıkları, kontrol ve tedavi süreçleri ve aşıları hakkında detaylı bilgiye erişmektedir. Çip taraması ile veri tabanına kayıtlı evcil hayvan sahibinin adres, telefon gibi gerekli bilgilerine ulaşılmaktadır. Bu uygulamanın en önemli amaçlarından birisi de tüm hayvanların kimliklendirilmesi ve sokağa terk etmelerin önüne geçilmesidir. Bilinçsizce sahiplendirildikten sonra sokağa bırakılan hayvanların sahiplerine gereken cezai işlem uygulanacaktır."
Bültende, bir televizyon programının sunucusu tarafından ileri sürülen, "Tünellerimizle gurur duyuyoruz ama tünelleri açan köstebekleri üretebiliyor muyuz? Üretemiyoruz" iddiasının da gerçek dışı olduğu belirtildi.
Türkiye'nin, dünyada tünel açma makinesi üreten sekiz ülkeden biri olduğuna işaret edilen bültende, "Türkiye, kendi tünel açma makinesini üretmenin yanı sıra bu alanda dünyanın birçok ülkesine yedek parça temin eden bir ülke konumundadır. Bu makinelerin üretimini gerçekleştiren Ankara merkezli bir firma, 2002 yılından itibaren tünel açma makineleri yedek parçası, 2017 yılından itibaren de tünel açma ve mikro tünel açma makineleri üretmektedir." ifadelerine yer verildi.
Kapadokya'ya ilişkin iddialar
Bazı sosyal medya hesaplarından "Kapadokya öncesi ve sonrası" iddiasıyla yapılan paylaşımların, görsel dezenformasyon içerdiği vurgulanan bültende, şunlar kaydedildi:
"Kapadokya'nın son hali iddiasıyla paylaşılan görsel, Nevşehir'de bulunan Kayaşehir'e aittir. 1983 yılında afet bölgesi ilan edildikten sonra, tarihi bir yerleşim yeri olan Nevşehir Kale etrafında fiziki değişimler başlamıştır. Bu değişimler 2005 yılında yerleşimin kentsel dönüşüm alanı ilan edilmesiyle hızlanmıştır. 2009 yılında fiziksel çalışmaların başlamasıyla, fiziksel ömrünü tamamlamış ve metruk durumda olan yapılar ortadan kaldırılmıştır. Alanda bulunan tarihi tescilli binalar korunarak ortaya çıkarılmıştır. 2014 yılında başlatılan Nevşehir Kalesi ve Çevresi Kentsel Dönüşüm Projesi çalışmaları sırasında bir yer altı şehri bulunmuştur. Nevşehir Belediyesi tarafından yaptırılan sismik ve özdirenç tomografi sonucunda, alanda birtakım tünel ve kaya boşluklarının varlığı ortaya çıkmış ve bunun üzerine bölge 3'üncü derece arkeolojik sit ilan edilmiştir.
2019'da sit sınırları güncellenmiş ve tüm katmanlarıyla koruma onarım ve restorasyon amaçlı imar planı çalışmaları başlatılmıştır. 6'ncı yüzyıl Erken Bizans döneminden günümüze kadar sürekli yerleşim alanı olarak kullanılan yaklaşık 425 bin metrekare alan içerisinde yürütülen temizlik çalışmalarında bugüne kadar fresklerle bezeli kayadan oyma kilise, geçiş tünelleri, bine yakın oda, bezirhaneler, su yolları, yaşam merkezleri ve çeşitli eşyalar ortaya çıkarılmıştır. Nevşehir Kalesi'nin çevresinde gerçekleştirilen yıkım, kazı ve temizlik çalışmalarının öncesini ve sonrasını yansıtan fotoğraflar, etiketle manipüle edilmiştir. İddialara konu alanın turizme kazandırılması için çalışmalar titizlikle devam etmektedir."