2 Ocak’ta aşlayıp, 11 Ocak’ta sona erecek olan Tatvan Doğu Anadolu 1’nci Kitap Fuarı, her gün farklı bir yazarın söyleşi ve kitap imzalamasıyla devam ediyor.

Düzenlenen fuarda Hafız Osman Bostancı, kendi kıraatiyle söyleşiye katılanlara Kur’an-ı Kerim ziyafeti sundu.

Kur’an ziyafetinin ardından Bostancı, katılımcılara hitap etti. Bu topraklardan İslam alındığında geriye sanat, kültür, yaşam, hiçbir şeyin kalmayacağını belirten Bostancı, her şeye İslam’ın karar verdiğini söyledi.

“Her şeyimize İslam karar verir”

Bostancı, “Büyük bir düşünür, mütefekkir diyor ki ‘Bu topraklardan İslam'ı alın çekin, bakın geriye ne sanat ne kültür ne yaşam, hiçbir şey kalmaz. İslam dediğimiz şey, başımızın ucundan ayağımızın altında kadar bizi değiştiren bir olgudur. Bugün giyeceğimize, konuşmamıza, yiyeceklerimize, İslam karar veriyor.” dedi.

“Bu coğrafyada Peygamberler yaşadı”

Din, sadece cuma namazında imamın hutbesini dinlemek olmadığını vurgulayan Bostancı, “Sadece kandil gecelerinde Yasin okumak değil, eğer öyle olmuş olsaydı buradan kilometrelerce uzakta Eyüp Sultan'ın ne işi vardı İstanbul’da. Diyarbakır Peygamberler şehri, sahabeler şehri. Bu coğrafya, Peygamberlerin yaşadığı, göçüp geçtiği yerler. Bunun farkında olarak yaşamak, işin özeti değil midir? Allah (Celle celaluhu) bunu bize ihsan eylesin, ikram eylesin.” duasında bulundu.

“İslam, diğer medeniyetlerin yaşamasına hak tanıyor”

“İslam'ın ilk temellerinin atıldığı yer olan mescitler camiler aynı zamanda eğitim yuvasıdır ve buraları varlığına uygun bir şekilde kullanmak hepimizin boyunun borcudur” diyen Bostancı, bu görev sadece imam, müezzin, Kur'an kursu hocalarının değil, herkesin görevi olduğunu söyledi.

Diğer medeniyetlerin yaşamasına müsaade eden tek medeniyetin İslam medeniyeti olduğuna dikkat çeken Bostancı, şunları söyledi:

“Bizler öyle bir medeniyet kurduk ki bugün diğer medeniyetlerin yaşamasına hak tanıyan tek medeniyet, İslam medeniyetidir. Çünkü Kudüs’ü fethettiğimizde, hiç kimsenin dinine karışmadık. Hiç kimseye zorbalık yapmadık. Bugünkü İspanya olan Endülüs’e gittiğimizde, yine aynı şekilde hem dini hem dünyevi hürriyeti bütün insanlara sunduk. Ama bunun mukabilinde maalesef karşılığını alamadık. Çünkü kökleri İslam'dan beslenmeyen her medeniyet eksik ve zayıftır. Kıymetli büyüklerim! Bu gençlerin gözü sizin üzerinizde. Bu gençler size bakıyor. Nasıl konuşuyorsunuz, nasıl refleks veriyorsunuz diye? Böylece karakterlerini inşa ediyorlar. Ey gençler! Sizler yarının değil, bugünün aksiyon olan bireylerisiniz. Vazifenizi unutmayın, vazifeniz çok büyük. Her noktada ve her mekânda İslam'ın aydınlık nuru olacaksınız, olmak zorundayız.  Yoksa bunca yazılan kitaplar, bunca konuşulan kelam, boşa olmaz mı beyhude olmaz mı buna nasıl başaracağız?”

Gençlere tavsiyeler

Gençlere tavsiyelerde bulunan Bostancı, “Birincisi herkes Kur'an-ı Kerim'i tecvit ve mahreciyle en güzel şekilde okumayı öğrenecek. Tecvit ve mahreciyle okumakla yetinmeyip, güzel okuduğumuz Kur'an-ı Kerim'i anlamaya gayret edeceğiz. Sadece meal yetmez, tefsirlere de başvuracağız. Tefsirden anlamadıysak, bu işin ehli olanlara sorup öğreneceğiz. Üçüncüsü doğru okuduğumuz Kur'an-ı anladıktan sonra özümsenmemiz gerekiyor. Yani onu kalbimize koyarak, Allah bana burada neyi emrediyor, Allah benden ne istiyor diye düşünmektir. Dördüncüsü ise doğru okuduğun, anladığın ve özümsediğin Kur'an-ı hayata geçirmek. Allah bunu yapabilmeyi hepinize, hepimize nasip etsin.” dedi. (İLKHA)