• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
"Obezite ameliyatı doğru bir şekilde yapılırsa riski minimaldir ve rahatlıkla gerçekleştirilebilir"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Obezite küresel boyutta önemli bir halk sağlığı sorunu olarak gündemdeki yerini koruyor.

Hem gelişmiş ülkelerde hem de gelişmekte olan ülkelerde obezite, her geçen gün artış gösteriyor. DSÖ tarafından Asya, Afrika ve Avrupa’nın 6 ayrı yöresinde yapılan ve 12 yıl süren çalışmada 10 yılda obezite prevalansında yüzde 10-30 arasında bir artış saptandığı bildirildi.

Türkiye'de de diğer dünya ülkelerinde olduğu gibi obezite görülme sıklığı gün geçtikçe artıyor. Obezitenin giderek yaygınlaşarak halk sağlığı sorunu haline gelmesi, tüm dünyada obezite ile mücadele çalışmalarının başlamasına neden olmuş durumda.

Genel cerrahide teknolojinin gelişmesiyle birlikte hem hekimin hem de hastanın konforu açısından pek çok yeni yöntem kullanılıyor. Bunlardan biri olan obezite cerrahisi tüm dünyada en çok uygulanan operasyonların başında geliyor.

Üsküdar Üniversitesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Ahmet Murat Koca, obezitenin tedavi yöntemleri hakkında İLKHA muhabirine değerlendirmede bulundu.

 

Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Ahmet Murat Koca

Obezitenin vücutta fazla yağ birikmesi olduğunu belirten Koca, "Vücudumuzda fazla yağ biriktiği zaman bu yağın depolanması sonucunda ortaya çıkan bir durumdur. Obeziteyi kısaca vücut kitle endeksi ile hesaplarız. Bu hesaplar sonucunda; 18-25 arasındaki değere normal deriz, 25'ten sonra kilo fazlalığı başlar. 30'dan sonra ise obezite başlar. Ameliyatı genelde 35'ten sonraki hastalarımıza uygularız." dedi.

"Obeziteyi etkileyen psikolojik etkenler varsa kilo vermesi zordur, verse bile geri alır"

Obeziteyi bir bütün olarak ele aldıklarını dile getiren Koca, "Obezite oluşması için belli faktörler vardır. Bu faktörler oluşarak obezite ortaya çıktığında tedavi yöntemleri bir bütün içerisinde; birinci herhangi ameliyat olmadan yapılan tedaviler, ikincisi yardımcı yöntemlerle uygulanan tedaviler, üçüncüsü de ameliyatlarla yapılan tedavilerdir. Ameliyatsız tedavilere baktığımız zaman, kişi geldiğinde hekim gördüğünde belli tetkikler yapılır. Tetkikler ve belli işlemler sonrasında obeziteye neden olan hastalık ortaya çıkarıldıktan sonra; hastalık sebebi ile değilse iyi bir diyet programı, iyi bir psikolojik destek ve iyi bir hareket ortamı sağlanarak kilo vermesi gerçekleştirilir. Eğer iyi bir diyet programı verir psikolojik destek sağlamazsanız; obeziteyi etkileyen psikolojik etkenler varsa kilo vermesi zordur, verse bile geri alır. Hareketlerini yapmıyorsa da kısıtlı olarak kilo verir. Bu etkenlerin hepsini bir kaz ayağı gibi üçlü olarak değerlendiriyoruz. Üçünün de tam olması gereken ama en önemli nokta; işlemsiz kilo vermelerde kişinin kafasının hazır olmasıdır." diye belirtti.  

Mide balonu nedir, etkili midir?

Tedavi yöntemleri hakkında konuşan Koca, "Obezitenin tedavilerine baktığımızda birincisi diyet programı ile kilo verilmesinin sağlanmasıdır eğer olmazsa yardımcı yöntemler vardır. Yardımcı yöntemler nedir? Son zamanlarda en çok kullanılan kapsül mide balonları ya da normal balonlardır. Bunlarda belli bir değerde etkili olabiliyorlar, vücut fazlalığınızın aşağı yukarı yüzde 20-25'i kadar kilo vermenizi sağlayabilir. Buda 15-20 kilo arasındadır. Bu yöntem etkili olabiliyor ama kısıtlıdır. Kilo miktarı çok fazla arttığı zaman cerrahi müdahale uygulamak gerekir." şeklinde kaydetti.

"Dünyada her yıl milyonlarca insan obezite ameliyatı gerçekleştirmektedir"

Obezite cerrahisi hakkında bilgi veren Koca, "Obezite cerrahisini genelde bir bütün olarak ele alırız. Diyelim ki; kişi çok diyet yapmış, programlara girmiş ama kilo veremiyor veya verdiği kiloyu geri alıyorsa o zaman belli endikasyonlar dahilinde cerrahiye karar verilir. Vücut kitle endeksi 35'in üzerinde ve eşlik eden bir rahatsızlık varsa mesela; eklemleri etkileniyor, diyabet başlamış, uyku apnesi varsa, tansiyon gibi problemleri varsa ya da hesaplanan vücut kitle endeksi 40'ın üzerinde ise o zaman cerrahi devreye girer. Dünyada her yıl milyonlarca insan obezite ameliyatı gerçekleştirmektedir. Cerrahi olduğu için çoğu insanın çekindiği noktalar var; çoğu kişi 'yan etkiler ortaya çıkıyor mu, kötü mü sonuçlanıyor' diye çekiniyor. Her ameliyat olduğu bunlarında yan etkileri kabul edilebilir olduğu için bugün her yıl onlarca insan bu ameliyatı olmaktadır. Eğer endikasyon varsa, hesapladığımızda bu ameliyatlar iyi ortamlarda rahatlıkla yapılır. Cerrahi yöntemlere bakıldığında birkaç cerrahi yöntem vardır. 10-15 yıl önceki yöntemlerle şimdiki arasında belli ufak değişiklikler var. Dünyaya baktığımız zaman ağırlıklı olarak yapılan ameliyat mide küçültme ya da tip mide ameliyatı dediğimiz ameliyattır. Bu ameliyat yüzde 60-65 oranında uygulanmaktadır." diye belirtti.

"Bu ameliyatların riskleri de kabul edilebilir risklerdir"

Obezite ameliyatını yapmadan önce hastanın sağlık durumunun, birkaç hekim tarafından değerlendirildiğini vurgulayan Koca, "Hastayı; radyoloji uzmanı, anestezi uzmanı, kardiyolog, psikolog görür ve hepsi değerlendirdikten sonra cerrahiye karar verilir. Cerrahiye karar verildikten sonra o kişiye hangi müdahalede en uygun yöntem hangisi ise o yöntemi seçeriz. Günümüzde ağırlıklı olarak mide küçültme ameliyatları yapılmaktadır. Bu ameliyatlarda tabi belli riskler var, insanlar çekiniyorlar. Türkiye sınırının dışına çıktığınız anda insanlarda bu kadar endişe yok çünkü doğru kaynaktan bilgi alıyorlar. Türkiye'de tam bilgilenme olmamasından dolayı insanlar çekiniyorlar. Benim buraya gelen hastalarımın çoğu 'bana bir şey olacak mı?' endişesi ile geliyor. Her ameliyatın belli bir riski vardır. Riskleri şöyle ayırırız; birincisi ameliyata bağlı riskler, ikincisi hastanın kendisine bağlı riskler birde hesaplanmayan riskler vardır. Mesela otoyolda 250 kilometre hızla gidiyor ve bana bir şey olmaz diyorsanız, arabanız çok iyi dahi olsa küçük bir delik varsa ya da karşınıza bir taş çıkarsa kaza yapma ihtimaliniz vardır. Bu ameliyatların riskleri de kabul edilebilir risklerdir. Mesela sezaryenin riski var mı, safra kesesi ameliyatının riski var mı, baypas veya kanser ameliyatının riski var mı? Evet var, ama insanlar bu ameliyatları oluyorlar. Bu ameliyatların riski obezite ameliyatından çok çok fazladır. Obezite ameliyatı bir anda popüler olduğu ve daha fazla yapılmaya başlandığı için ortaya çıkan riskler çok daha büyükmüş gibi gösteriliyor, bu durum hatalı bir şeydir. Böyle yapılınca ne oluyor? Bu ameliyatı gerçekten olması gereken insanlar, başka hiçbir çözüm yolu yokken korktukları ve çekindikleri için bu ameliyatı olmuyorlar. Ameliyat olmadıkları zamanda diğer riskler daha fazla artıyor. Ameliyat olmamanın getirdiği çok fazla risk var; birincisi obez kişiler ölüm ihtimali çok yüksek kişilerdir. Bu kişinin ömrü yüzde 15-20 oranında azalıyor. Allah ne kadar yaşayacağımızı bilir ama bu kişilerin ömründe kısalma oluyor. Birde bu kişilerin yaşam kalitesi çok düşüyor. Eğer ki doğru şekilde bilgilendirilmiş olsaydı, doğru şekilde adımlarını atmış olsaydı bu kişi güzel bir şekilde ameliyatını olur ve bu riskler ortadan kalkardı. Ameliyatla iyi bir şekilde zayıflar ve sağlıklı bir şekilde hayata atardı ama doğru bilgilenmemeden insanlar korkuyorlar, çekiniyorlar, hekime gitmiyorlar. Her şey internette var ama düzgün bir şekilde bilgilenmemiz gerekir. Doğru hekimden doğru bilgiyi almamız gerekir. Obezite ameliyatı doğru bir şekilde yapılırsa riskler minimaldir ve rahatlıkla gerçekleştirilebilir." diye ifade etti.

"İdeal kiloya ulaştıktan sonra ise eğer ki kilonuzu muhafaza etmek ve risklerden uzak durmak istiyorsanız kontrollerinizi aksatmamanız gerekir"

Ameliyat sonrasında yapılması gerekenlerinde önemli olduğunun altını çizen Koca, "Ameliyat sonrası belli bir diyet programı veriyoruz. Öncesinde sıvılar sonra püreler sonra katıları veriyoruz. Normal diyete geçtiğimiz zamanda kaçınmamız gereken şeyler var. Hasta denileni tamamen yapıyorsa bir yılın sonunda ideal kiloya ulaşabilir. İdeal kiloya ulaştıktan sonra ise eğer ki kilonuzu muhafaza etmek ve risklerden uzak durmak istiyorsanız kontrollerinizi aksatmamanız gerekir. Ameliyat dahi olsa bütün işlemlerden sonra belli bir kiloyu geri alma ihtimali vardır. Söylenenleri tam yapmazsanız, belli bir miktarda kiloyu geri alırsınız. Bir yıldan sonra yılda en az 3 kontrol yapılması gerekir, 2 yıldan sonra da diyetisyen ve hekim takibi mutlaka gerekir. Çoğu hasta 1,5 yıldan sonra 'her şeyi öğrendim, artık kimseye ihtiyacım yok' diyor. Bu durumun riskli oluyor. Kilo almalar olabiliyor, hızlı beslendikleri zaman kramplar ortaya çıkabiliyor. İyi bir yapılır ancak iyi bir takibinde olması gerekir." ifadelerini kullandı. (İLKHA)





Bu haberler de ilginizi çekebilir