Ankaralılar: Zamlar durdurulmazsa asgari ücretin artmasının bir faydası yok!
Asgari ücrette yaşanan artışı fırsat bilen büyük marketlerin zam furyasına girmelerini değerlendiren Ankaralılar, ciddi bir denetleme olmadığı, fahiş fiyat artışının önüne geçilmediği müddetçe maaşların artmasının bir öneminin olmadığı görüşünde.
Son zamanlarda özellikle gıda, ayakkabı ve giyim sektörü fiyatlarında yaşanan artışla beraber halkın alım gücünün düşmesi nedeniyle vatandaşlar, temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamadıklarından yakındı.
Emekli olmasına rağmen ekonomik nedenlerden dolayı hala çalıştığını söyleyen Yalçın Kıray, "Bu ekonomik sıkıntı her konuda, her sektörde vardır. Giyim, ayakkabı veya gıda sektörü gibi diğer tüketim alanlarında büyük bir ekonomik sıkıntı yaşanıyor, ister istemez ikinci bir ek işte çalışmak zorunda kalıyoruz. Hakikaten zor bir süreçten ve zamandan geçiyoruz. Bu ekonomik sıkıntılar, fiyat artışları ve fahiş bedeller hakikaten zor. İnsanlarımız hakikaten zor bir dönemden geçiyor. Buna bir çözüm bulmaları lazım. Böyle gitmez, bu şekilde yürüyemez. Çünkü insanın alım gücü yok. Asgari ücretle geçinen bir aile düşünün. Yani bunun çoluk çocukları vardır. Bunlar nasıl bunlarla baş edebilir? Ev kirası, diğer harcamalar ve çocukların giderleri..." dedi.
“Çocuklarıma bir çift ayakkabı alamıyorum”
Mustafa Kök
Kendi çocuklarına ayakkabı alamadığını belirten Mustafa Kök, "Geldiğimiz nokta belli. Benim otizmli 7 yaşında bir oğlum var. Duyu bütünleme için normalde devlet kurumunun ödemesi gerekirken ben devlet kurumuna duyu bütünleme için 200 lira para ödüyorum. Bugün asgari ücret 8 bin 500 lira da olsa isterse 50 bin lira olsun. Enflasyon düşmedikten sonra hiçbir anlamı yok. Benim 2 tane çocuğum var. Boşandım. Çocuklarıma bir çift ayakkabı alamıyorum, geçinemiyorum. Ama tabi ki burada bizim çırpınmamız da boşuna, çünkü insanlar akıllanmadığı sürece maalesef elimizden bir şey gelmiyor." ifadelerini kullandı.
“4 yıldır ayağıma bot almıyorum, üstüme elbise almıyorum”
Yadigar Koçtürk
Kendine elbise almakta bile zorlandığını ifade eden Yadigar Koçtürk, şu ifadelere yer verdi:
"Ben 56 yaşındayım, 2017'de emekli oldum. 8 yıl fazladan çalışıp 42 yaşında emekli olacakken 52 yaşında oldum. 8 yıl fazla çalıştım, şimdi EYT kabul edildi. Benim bu 8 yılımın hesabını kim verecek? İkincisi 10 bin lira olsa ne olacak? 20 bin lira olsa ne olacak? Ben 4 yıldır ayağıma bot almıyorum, üstüme elbise alamıyorum. Montumun fermuarı bozuk, bunu giyiyorum. Benim alım gücüm olmadıktan sonra maaşım 100 milyar olsa ne olur, 50 milyar olsa ne olur? Önce insanların alım gücü olacak. Mutlu muyum? İnanın Türkiye'de mutluyum diyen yalan söylüyor. Parası olanda da olmayanda da psikolojik bir rahatsızlık var. Şimdi büyük marketlerden bahsediyorlar. Kim büyüttü bunları? Türkiye'nin bütün nakit paraları bu 3 markette birikiyor. Akşam gidiyorsun 3 lira, ertesi sabah gidiyorsun 5 lira. Ben mi takip edeceğim? Ben bir vatandaş olarak bu fiyatın arttığını biliyorsam, devlet görevlileri de biliyordur herhalde. Bu cezayla olmaz. Ben o 5 markete istediğin kadar ceza yazayım. Ne yapar? Nereden baksan 300-400 tane kalem malzemesi var. Her kaleme bir lira koysa zaten parasını çıkarır. Ben vatandaş olarak şunu istiyorum: Mutlu olmak istiyorum. Bunun partisi şunu bunu yok. Ben mutlu olmak istiyorum."
“Halkını düşünen devletin denetleme yapması lazım”
Ali Rıza Karaoğlan
Fahiş fiyatların önüne geçmenin çözümünün denetleme olduğunun altını çizen Ali Rıza Karaoğlan ise, "Ben fırsatçılar diyorum. Yani şimdi yabancı sermaye içimize girmiş. Küçük esnaf kan ağlıyor. Markete gidiyorsun bugün bir şey alıyorsun, yarın etiketi değiştiriyorlar. Bu fırsatçılıktır, başka bir şey demiyorum. Bunu partilere dayandırmıyorum, bunu fırsatçılara dayandırıyorum. Çözüm denetleme. İyi bir denetleme olacak. Eskiden zabıtalar denetleme yapardı. Kendi kendilerine zam yapamazlardı. Ben binada oturuyorum, binada ayakkabımı dairemin önüne koydum diye yönetim bana 150 lira ceza kesiyor. Ben ona karşı çıkmadım, çünkü denetlemek güzel bir şey. Devlet de deneyecek. Halkını düşünen devletin denetleme yapması lazım. Benim bir siyasi parti görüşüm yoktur ama devlet bu yönden zayıf." şeklinde belirtti.
“Asgari ücretin artması çözüm değil”
İlker Şener
Firmaların toplu bir şekilde anlaştıklarını belirten Satış Temsilcisi İlker Şener, "Belirli firmalar anlaşarak bir anda fiyat yükseltmesi yaptılar. O başladıktan sonra araba fiyatları, ev fiyatları her şeyin fiyatı arttı, ondan sonra bir anda uçtu gitti. Asgari ücretin artması çözüm değil, çünkü asgari ücret arttıkça büyük firmalar, anlaşmış olan firmalar toplu halde fiyatlarını yükseltiyorlar. Bu da her şeyin bir anda pahalanmasına neden oluyor." şeklinde konuştu. (İLKHA)