Eğitim-Bir-Sen “Yükseköğretime Bakış 2022” raporunu paylaştı
Eğitim-Bir-Sen genel merkezi tarafından eğitimde yapılan araştırmaların bulunduğu “Yükseköğretime Bakış 2022” raporunu kamuoyuyla paylaştı.
Eğitim-Bir-Sen, bu sene altıncısını hazırladığı Yükseköğretime Bakış 2022: İzleme ve Değerlendirme Raporu ile hem Türkiye’deki güncel yükseköğretim sistemini hem de dünya örneklerini inceleyerek karşılaştırmalı analizlerde bulundu.
Raporda, “Uluslararası kuruluşların standartları kullanılarak ve veri temelli analiz ilkesi gözetilerek hazırlanan Yükseköğretime Bakış 2022 Raporu, içeriği ve metodolojisi ile yükseköğretimde yaşanan değişimlerin süreç analizlerini ve sonuç gözlemlerini yansıtan bir perspektifle sunulmaktadır. Rapor, yükseköğretime geçiş, yükseköğretime erişim ve katılım, eğitimin çıktıları, öğretim elemanları, eğitim ortamları, yükseköğretimin finansmanı ile üniversitelerin akademik ve yenilikçilik performansı olmak üzere yedi bölümden oluşmaktadır.” denildi.
“Arz-talep arasındaki fark, 2022 yılında daha da artmıştır”
Raporun devamında, şu ifadelere yer verildi:
“2021/22 öğretim yılında genel ortaöğretimden 1 milyon 121 bin 270 kişi, mesleki ve teknik ortaöğretimden ise 472 bin 554 kişi olmak üzere ortaöğretimden toplamda 1 milyon 593 bin 824 kişi mezun olmuştur. 2022 yılında ÖSYS’ye başvuran aday sayısı 3 milyon 234 bin 318, yerleşen aday sayısı ise 1 milyon 5 bin 490 olmuştur. Başvuran aday sayısındaki artışın temel nedeni, baraj puanları uygulamasının kaldırılmasından kaynaklanmaktadır. Buna rağmen mevcut kontenjanlar, başvuran aday sayısındaki artışa oranla fazla artırılmamıştır. Arz-talep arasındaki fark, 2022 yılında daha da artmış bulunmaktadır. 2021 yılında toplamda 148 bin 800 açık öğretim programı kontenjanı bulunurken 2022 yılında 6 bin 133 artışla açık öğretim programı kontenjanı 154 bin 933 olmuştur. Bu kontenjanların yüzde 74’ü ön lisans, yüzde 26’sı lisans kontenjanıdır. Bu açık öğretim kontenjanlarının yüzde 52’si Anadolu Üniversitesi, yüzde 28’i Atatürk Üniversitesi, yüzde 17’si İstanbul Üniversitesi ve yüzde 3’ü ise Ankara Üniversitesi’ne aittir.”
“25-34 yaş grubunda yükseköğretim mezunu kadınların oranı erkeklerin oranını geçmiş ve aradaki makas açılmaya başlamıştır”
2012 yılında ön lisans düzeyinde yeni kayıt yaptıran öğrencilerin yeni kayıt yaptıranların içindeki payı yüzde 45 iken, 2021 yılında bu pay yüzde 52’ye yükselmiş olduğu ifade edilen raporda, “2017’den 2020’ye kadar yeni kayıt öğrenci sayısı artış eğilimindeyken, 2021 yılında bir önceki yıla göre düşüş yaşanmıştır. 2021/22 öğretim yılında yükseköğretimdeki toplam öğrenci sayısı 8 milyon 296 bin 959 olup ön lisans düzeyinde 3 milyon 250 bin 101, lisans düzeyinde 4 milyon 579 bin 47 ve lisansüstü düzeyinde ise 467 bin 811 öğrenci bulunmaktadır. 2011-2016 yılları arasında hem öğrenim düzeylerinde hem de toplam öğrenci sayısındaki artış, 2016-2021 yılları arasındaki artışa göre daha fazladır. Açık öğretimde bulunan öğrenci sayısına bakıldığında, ön lisans düzeyinde 2 milyon 251 bin 781, lisans düzeyinde 2 milyon 202 bin 347 ve toplamda ise 4 milyon 454 bin 128’dir. 2021 yılında 25 ve üzeri yaş grubunda yükseköğretim mezunu oranı kadınlarda yüzde 20,1, erkeklerde yüzde 21,2’dir. 2018, 2019 ve 2020 yıllarında 25-34 yaş grubunda yükseköğretim mezunu kadınların oranı erkeklerin oranını geçmiş ve aradaki makas açılmaya başlamıştır.” açıklamasında bulunuldu.
“OECD ülkeleri arasında 25-34 yaş arası yükseköğretim mezun oranlarında 2011 yılından 2020 yılına Türkiye yüzde 21 puanlık bir artış yaşamıştır”
Eğitim-Bir Sen’in açıkladığı raporun devamında, “OECD ülkeleri arasında 25-34 yaş arası yükseköğretim mezun oranlarında 2011 yılından 2020 yılına Türkiye yüzde 21 puanlık bir artış yaşamıştır. 2021 yılı verilerine göre OECD ülkeleri ortalaması 25-34 yaş arası yükseköğretim mezunu kadınların oranı yüzde 53, erkeklerin ise yüzde 41 iken, Türkiye’de bu oranlar kadınlar için yüzde 36, erkekler için ise yüzde 35’tir. 2012 yılında 25 bin 704 olan yüksek lisans mezun sayısı, 2017 yılında 48 bin 683’e, 2019 yılında 86 bin 251’e yükselmiş ve 2021 yılına gelindiğinde 70 bin 396 olarak gerçekleşmiştir. 2017-2019 yılları arasında yüksek lisans mezun sayılarında ciddi bir artış meydana gelirken, 2020 yılında düşüş, 2021 yılında ise artış yaşanmıştır. 2021 yılında doktora mezun sayısı ise 8 bin 857 olarak gerçekleşmiştir.
Türkiye, 25-34 yaş arası yükseköğretim mezunu oranını 2021 yılında bir önceki yıla göre yüzde 35’ten yüzde 40’a yükseltmiştir. Buna ilaveten son on yıllık süreç içerisinde 25-34 yaş arası yükseköğretim mezunu oranını en fazla artıran OECD ülkesidir ancak OECD ülkeleri ortalaması olan yüzde 47’nin hâlâ altındadır. 25-34 yaş arası yükseköğretim mezunu ne eğitimde ne istihdamda olanların (NEET) oranı bakımından OECD ülkeleri ortalaması yüzde 16,1 iken, bu oranın en yüksek olduğu ülke yüzde 32,2 ile Türkiye’dir.” ifadelerine yer verildi.
2012 yılında 31 bin 389 olan öğretim görevlisi sayısı 2021 yılında 38 bin 392’ye yükseldiği belirtilen raporda, “Araştırma görevlisi sayılarına bakıldığında, 2012 yılında 40 bin 873 iken 2021 yılında 52 bin 497’ye, öğretim üyesi sayısı ise 2012 yılında 55 bin 179 iken 2021 yılında 93 bin 913’e yükselmiştir. Toplam öğretim elemanı sayısı 2012 yılında 127 bin 441 iken, 2021 yılında 184 bin 702’ye çıkmıştır. Devlet üniversitelerinde görev yapan öğretim üyeleri içinde kadınların payı 2012 yılında yüzde 33 iken, 2021 yılında yüzde 39’a, kadın öğretim elemanı oranı ise 2012 yılında yüzde 41 iken, 2021 yılında yüzde 44’e yükselmiştir. OECD ülkeleri ortalaması bakımından yükseköğretimde kadın öğretim elemanı oranı yüzde 44,9 iken, Türkiye’nin bu verisi OECD ortalamasının biraz üstünde olup yüzde 45,1’dir. 2012/13 öğretim yılında 882 yurt bulunurken, yıllar içerisinde artış ve azalışlarla 2021/22 öğretim yılında yurt sayısı 979’a yükselmiştir. 2021/22 öğretim yılında yurt başına 776 öğrenci düşmektedir.” olduğu belirtildi.
“Öğrenci başına yapılan harcamaların OECD ülkeleri ortalaması 18 bin dolar iken, Türkiye 9 bin dolar harcamaktadır”
Son olarak raporda, şunlar belirtildi:
“Satın alma gücü paritesine göre yükseköğretimde öğrenci başına yapılan harcamaların OECD ülkeleri ortalaması 18 bin dolar iken, Türkiye 9 bin dolar harcama yapmaktadır. Scopus verilerine göre 2021 yılında Türkiye’nin toplam 67 bin 150 yayını bulunmaktadır. Bu yayınlarda uluslararası iş birliği payı yüzde 27,81 iken, dünya içerisindeki payı ise yüzde 1,77’dir. Türkiye, 2021 yılında bir önceki yıla göre toplam doküman sayısını en fazla artıran ülkelerin başında gelirken, dünya sıralamasını ise bir sıra artırarak 17. olmuştur.
2021 yılında Ar-Ge personeli sayıları ticari kuruluşlarda 149 bin 569, kamu kurumlarında 9 bin 658, yükseköğretim kurumlarında ise 62 bin 584’tür. Türkiye’de toplam Ar-Ge personelinin yüzde 67,4’ü ticari kuruluşlarda, yüzde 4,4’ü kamu kurumlarında, yüzde 28,2’si ise yükseköğretim kurumlarındadır. Türkiye’nin Ar-Ge personeli sayısında yıllar itibarıyla artış söz konusu olmasına rağmen nüfusuna oranla yeterli düzeyde değildir.” (İLKHA)