• DOLAR 34.582
  • EURO 36.436
  • ALTIN 2979.863
  • ...
Osmanlı döneminden beri süren gelenek: Hat sanatı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Şanlıurfa İli Kültür Eğitim ve Araştırma Vakıf (ŞURKAV) tarafından açılan Rızvaniye Külliyesi'nde hat sanatını icra eden Hattat Seyyid İsmail Özbek, hat sanatı ile ilgili konuştu.

Hat sanatının camilerde, kitabelerde ve levhalarda yer aldığını söyleyen Özbek, bu sanatın köklü bir tarihinin olduğunu ifade etti.

Hat sanatının talebinin fazla olduğunu fakat talebesinin az olduğunu belirten Özbek, hat yazmanın son derece meşakkatli olduğunu vurguladı.

Özbek, hattın gelir elde etmek için değil hobi olarak yapıldığına değinerek gençlere hat sanatında çalışma yapmasını tavsiye etti.

Hat sanatında en çok sülüs kalemin tercih edildiğini ifade eden Özbek, hat levha yapım sürecinin uzun olduğunu dile getirdi.

"İslami eserlerin içinde yer alır"

Hat sanatı ile bilgi veren Özbek, "Hat, Arapça çizgi manasına geliyor. Hüsnü Hat, güzel çizgi manasına geliyor. Hat da hüsnü hat ile yazılır, o yüzden eser haline gelir. Hattın tarihinin Hazreti Ali'ye kadar dayandığı söylenir. Hattatların pirinin Hazreti Ali olduğu söylenir. Hat, malumunuz İstanbul'da en güzel şekilde yazıldığından dolayı günümüze kadar gelmektedir. İslam sanatlarında hat sanat haline çevrildiğinden dolayı çok ciddi manada İslami eserlerin içinde yer alır. Hat ağırlık olarak cami yazılarında, kitabelerinde ve levha şeklinde yazılmaktadır ekseriyette mezar taşlarında da vardır." dedi.

"Bu sanatı icra etmeye gayret edilmeli"

Hat sanatı yapılmadan önce bu sanatın iyi öğrenilmesi gerektiğini belirten Özbek, "Hat sanatında en başta dikkat edilmesi gereken şey; iyi bir hoca bulunmalı ve iyi bir ders alınmalıdır. Daha sonra usulüne göre bu sanatı icra etmeye gayret edilmeli. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Şanlıurfa'da en iyi 6 tane icazetli hocamız var. Hattın talebi çok ama talebesi azdır. Hat çok talep edilir, çok merak edilir, çok yapılmak istenir ama hat meşakkatli bir yoldur. Talebeler gelir fakat belli bir süreden sonra çoğu vazgeçer. Hat hocalarımızın belli kitleleri, öğrencileri var ve eğitimlerini veriyor." diye konuştu.

"En önemli 3 malzemesi kalem, mürekkep ve kâğıttır"

Hat sanatının üç ana temelden başladığını söyleyen Özbek, "Hattın farklı malzemeleri vardır. En önemli 3 malzemesi kalem, mürekkep ve kâğıttır. Hattın eğitimi için sanatkârın atölyesi olmalı. Tam manası ile rağbet olmadığından dolayı bu işler gelir düzeyinde değil. Hobi amaçlı yapılır. Bu sanata merakı olan gençlerin ulaşması için bir sanatkârın yerinde olması gerekir. Atölye ortamı olduktan sonra meraklısı hocasını bulur ve meşk etmek ister." ifadelerini kullandı.

"Görsellik açısından celi sülüs tercih edilir"

Hat sanatında en çok celi sülüs kalemin tercih edildiğini dile getiren Özbek, "6 çeşit kalem vardır ama ekseriyet olarak kullanılan en baştaki yazı türü sülüstür. Onun dışında nesir ve celi sülüs var. Nesir türü 'nesih' yazısı Kur'an-ı Kerim'in yazıldığı ince yazılardır. Sülüs onun bir kademesidir. Celi sülüs de genelde levhalarda kullanılan, büyük kalemlerle yazılan yazılara denir. Görsellik açısından celi sülüs biraz daha göze hitap ettiğinden dolayı tercih edilir. Sülüse başlamadan celi sülüse geçilmez. Hat tablo isteği kişinin merakına göre değişiyor. Hediye edeceği veya asacağı ortama göre Ayet, hadis ve özlü söz olabiliyor. Kişiliğini, ruhunu yansıtan eseri evine, odasına veya sevdiği birine hediye edilmek isteniyor. En son yazdığımız yazıda özel sipariş üzerine yazmıştık." diye konuştu.

"Bir ayetin hat levhasına gelmesi neredeyse 1 ayı bulur"

Hattın levha haline gelme sürecinin uzun olduğunu söyleyen Özbek, "Hattın levha haline gelmesinin yolu biraz uzundur. Bu durum yazıya, istife ve kompozisyona göre değişiyor. Hattat önce bunu meşk eder, belli bir seviyeye getirir. İstifrası kafasına yattığı zaman bunu kalıba döker. Aharlı denilen hat kâğıdına istifini geçirir ve yazar. Bir ayetin hat levhasına gelmesi neredeyse 1 ayı bulur. Fiyatı da yazıya göre değişiyor. Şanlıurfa'daki sanat anlayışını geliştirme açısından fiyatlarımız uygundur." dedi.

"Hatta kullanılan kalem kamış kalemdir"

Hat sanatının Osmanlı döneminden gelen bir sanat olduğuna dikkat çeken Özbek, "Hatta kullanılan kalem kamış kalemdir. Bu kalem ağırlıklı olarak Hindistan ve Çin'den gelen kalemdir. Ülkemizde de kamışlar vardır ama tam hat yazmaya elverişli değil. Hattatlarda bir gelenek vardır. Açmış oldukları kalem artıklarını atmaz. Osmanlı döneminden gelen bir gelenektir. Hattat vefat ettiğinde suyunu bununla ısıtırlar. Az olursa da toprağına karıştırırlar. İs mürekkebi de duman isinin toplanmasıyla elde edilir. Daha sonra belli işlemlerin ardından havanda dövülür ve mürekkep kıvamını alır. Mürekkebin içinde saf ipek vardır. İpeğin bulunmasının sebebi; mürekkebin yere dökülmemesi, damlamaması içindir." şeklinde konuştu.

"Kâğıt çay suyuyla renklendirilir"

Hat sanatında kâğıdın çok önemli olduğuna vurgu yapan Özbek, "Hatta önemli olan kâğıttır. Kâğıt normalde mat beyaz bir kağıttır. Kâğıt çay suyuyla renklendirilir. Daha sonra nişasta muhallebi kıvamına getirilip kâğıdın üzerine sürülür. Kuruduktan sonra yumurtanın akı şapla karıştırılıp kâğıda sürülür. Mühre denilen parlatma taşı kâğıda sürüldükten sonra kâğıt parlak bir zemin alır. Bu şekilde yazı yazmaya uygun hale gelir." diyerek konuşmasını sonlandırdı. (İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir