• DOLAR 34.38
  • EURO 36.956
  • ALTIN 2969.77
  • ...
Hukukçu Aydın, dolandırıcıların uyguladığı yöntemleri ve alınması gereken önlemleri anlattı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Yapılan istatistiklere göre; dünyada sosyal medya kullanıcılarının oranı 5 milyara yaklaşırken Türkiye'de bu oran 70 milyona ulaştı. Sosyal medyanın aktif olarak kullanılması, beraberinde bazı kolaylıklar getirse de bu durumu kötüye kullanmak isteyenler de bu platformları dolandırıcılık için bir zemin haline getirmiş durumda.

Bugünkü medeni dünyanın, özellikle Türkiye'nin, en büyük yaşayacağı ve yaşama ihtimali olan sorunlardan birisinin dolandırıcılık olduğunu belirten Aydın, “Dolandırıcılığın, teknolojinin gelişmesiyle beraber bu kadar ileri boyutlarda gelişmiş olması toplumu, bireyleri çok şiddetli şekilde tehdit etmektedir ve maalesef devletler bu tür suçlarla ilgili yeteri derecede mücadele etmemektedirler. Başta devlet ait siteler olmak üzere devletin kurumları, savcısı, polisi, bankası taklit edilerek, bir takım sistemlerin ele geçirilmesiyle yapılan soygunlar haddi aşmıştır. Bunun ötesinde dijital sistemler kurularak yapılan dolandırıcılık sistemleri de had safhadadır. Mesela adam sanal bir çiftlik kuruyor, onun üzerinden bile dolandırıp gidiyor. Kimisi sanal bir dijital para üzerinden milleti dolandırıp gidiyor ve bu dolandırılma süreçlerindeki yanıltılan ve dolandırılan insanların sayısı milyonlara ulaşmaktadır.” dedi.

“Devletin güvenlik sistemi bu konuda yetersizdir”

Bugün artık bildiğimiz eski basit kapkaç ve hırsızlık gibi toplumun geçmişte kalmış suçlarla ilgili olan algısının yeniden düzenlenmesi ve değiştirilmesinin şart olduğunu belirten Aydın, “Yeni dönemdeki bu dijital soygun sistemiyle yapılan soygunların hacmi bütün dünyada da çok büyüktür. Türkiye'de de hızla büyümektedir. Maalesef bugün Türkiye'de devletin emniyet güçlerinin bu konudaki mücadelesi yetersizdir. Hatta hiç yok denecek kadar azdır. Bütün mesele devletin önleyici görevini yerine getirmesidir. Bu tür sistemler, para toplayanlar, dolandırıcılık işlemlerinin başlama ihtimal olan işlerle ilgili önleyici daha önceden kurulmuş mekanizmalarla sistemler mutlaka devreye alınmalı ve insanlar bu tuzaklara düşmeden önce mutlaka gerekli tedbirler alınarak bu yolsuzlukların, soygunların önüne geçilmelidir. Dijital soygunculuk devridir. Bütün halk bu konuda maalesef korumasızdır. Maalesef insanların başına bir sıkıntı geldiği zaman da bir çözüm yoktur. Hem cezalar yetersizdir. Cezalardan ziyade asıl olan önleyici sistemlerin geliştirilmesidir. Devletin güvenlik sistemi bu konuda yetersizdir.” ifadelerini kullandı.

“Emniyetin bütün enerjisini ve dikkatini dijital suçlara yöneltmesi gerekir”

Emniyetin esas görevinin bütün enerjisini, gücünü ve dikkatini dijital suçlara yöneltmesi gerektiğini söyleyen Aydın, “Bugün toplumları çürüten, toplumsal ve sosyal hayatı çok ciddi şekilde tehdit eden dijital ve narkotik suçlardır. Dijital soygun ihtimalleri ile ilgili işleri yapacak takip sistemleri var. Mesela BTK diye bir kurum var veya emniyetin dijital suçlarla mücadele masaları var. Ne yapacak? Sabahtan akşama kadar kimler para topluyor, hangi sistemlerde para toplama var? Bu sistemleri takibe alacaklar, kontrol edecekler. Daha iş büyümeden işin gerçeği ve sahtesini ayırıp mutlaka önleyecekler. Vatandaş bu sistemin ağına düşmeden emniyet güçleri ve dijital takip sistemleri bunları önleyip yakalayacak. Başka türlü bu insanları önlememiz mümkün değildir.” şeklinde konuştu. (İLKHA)



Bu haberler de ilginizi çekebilir