• DOLAR 34.236
  • EURO 37.639
  • ALTIN 2920.514
  • ...
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Tahıl krizini çözmek için Putin ile görüşeceğiz
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT World Forum 2022'nin açılışında konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti;

Dünyanın 34 farklı ülkesinden ve yurt içinden forumu teşrif eden misafirlerimize güzel İstanbul'umuza hoş geldiniz diyorum. Son iki yıldır salgın nedeniyle çevrimiçi düzenlenen TRT World Forum'un bu defa yüz yüze sizlerle birlikte olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum.

'Bölgesel ve küresel meselelerde sorumluluğumuzu yerine getirmeye çalışıyoruz'

Türkiye Cumhurbaşkanı olarak burada şu hususun altını özellikle çizmek istiyorum. Artık hiç kimsenin dünyanın herhangi bir yerindeki sorunu görmezden gelme, çözümüne katkı sunmaktan itina etme veya katkısını erteleme lüksü yoktur. İnsanlığın ortak geleceğinin selameti için herkes elini taşın altına koymak mecburiyetindedir. Biz işte bu anlayışla bölgesel ve küresel meselelerde üzerimize düşen sorumluluğumuzu samimi bir şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz.

COVID-19 sürecinde kendi vatandaşlarımıza en iyi hizmetleri sunarken, salgınla küresel mücadele çabalarına da güçlü destek verdik. Maske, tıbbi donanım ve aşı gibi kritik her türlü malzemeyi dostlarımızla ve tüm insanlıkla paylaştık. Ancak salgın sürecinde ortaya çıkan manzara insanlık için hiç de umut verici olmamıştır. Bu dönemde yaşanan trajediler, küresel sağlık mimarisindeki sorunların çözümü için fırsat olarak görülmelidir.

Rusya-Ukrayna savaşı yol açtığı ağır can kayıplarının yanında bölge ve dünya için çok ciddi insani, ekonomik ve politik maliyetler oluşturdu. Krizin en başından itibaren savaşın kazananı barışın ise kaybedeni olmaz bu ilkeyle yoğun bir diplomasi trafiği yürüttük. Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü güçlü bir şekilde savunurken Rusya'ya yönelik akıl dışı politikalarla bölgedeki ateşin körüklenmesine de karşı çıktık. Gerek şahsımın Rusya ve Ukrayna liderleri ile yaptığı doğrudan görüşmelerle, gerek ilgili kurumlarımızın temaslarıyla dünyaya örnek teşkil edecek bir barış diplomasisine imza attık. İstanbul süreci sahadaki gelişmelerle sekteye uğramış görünse de halen kalıcı barış için en ideal müzakere zemini olma özelliğini koruyor.

'Pazar günü Putin ve Zelenskiy ile tahıl koridorunu görüşeceğim'

Rusya ve Ukrayna arasındaki esir takası da yine ülkemizin arabuluculuğunda gerçekleşti. Savaş nedeniyle Ukrayna ve Rusya'dan tahıl başta olmak üzere kritik ürünlerin sevkiyatının durması Avrupa'dan Afrika'ya tüm ülkeleri etkileyen küresel çapta bir gıda krizine sebep olmuştur. İşte her şey burada. Buğday olmadan ekmek olur mu? Ama unutmayalım ki şu buğdayın tanesinde çok şeyler var. Bir buğday tanesi yüz binlerce buğdayın ne yapıyor üretiyor. Buğday o denli farklı bir nimet. Bu krizi çözmek amacıyla pazar günü inşallah Sayın Putin ile görüşmem olacak. Aynı şekilde Sayın Zelenskiy ile görüşmem olacak. Bu görüşmelerle birlikte istiyoruz ki bu tahıl koridorunu daha da güçlendirelim ve Sayın Putin'in de ifadesiyle öncelikle az gelişmiş ülkelere bu tahıl koridorundan tahıl ambarından bu imkanları gönderelim. Tahıl koridorundaki tıkanıklığın aşılması ve sonrasında anlaşmanın süresinin uzatılması yine ülkemizin girişimleri sayesinde mümkün olabildi. 

"Türkiye krizin değil çözümün safında duruyor"

Zaporya Nükleer Santrali ile ilgili endişeleri de İstanbul'da bir araya gelinerek görüşüldü. Türkiye, savaşın sebep olduğu enerji krizinin aşılması için de öncü bir rol oynamayı sürdürecektir. Bu süreçte tüm dünya samimi ve gerçekçi gayretlerimizi takdir etti. Görüldü ki Türkiye hakkaniyetli davranıyor. Türkiye istikrar getiriyor. Türkiye güven veriyor. Türkiye barış için çalışıyor. Türkiye krizin değil çözümün safında duruyor. Türkiye kendisi ile birlikte tüm insanlığın hayrı için çaba harcıyor. Millet ve ülke olarak bu tarihi sorumluluğu yerine getirmeye önümüzdeki dönemde de devam edeceğiz.

Son dönemde yaşanan krizler Avrupa'nın üzerine bina edildiği güvenlik ve refah mimarisinin aslında ne kadar kırılgan olduğunu da gözler önüne sermiştir. Türkiye Avrupa'nın karşı karşıya olduğu meselelerin çözümünde de kilit rol oynama potansiyeline sahiptir. Bunun için önce Avrupa'nın diplomatik ve ekonomik ilişkilerden terörle mücadeleye kadar her konuda ülkemize yaklaşımını müttefiklik ve ortaklık ruhuna uygun şekilde değiştirmesi gerekiyor. Türkiye'nin mücadele ettiği terör örgütlerine gizli açık destek veren teröristleri himaye eden, tarafı olduğu her meselede karşısında yer alan Avrupa ile ortak bir gelecek hayali kurmamızın zor olduğu açıktır.

Avrupa Birliği tam üyeliği sürecinde maruz kaldığımız aleni haksızlıkları bize uygulanan örtülü ambargoları insani meselelerin şantaj malzemesi haline getirilmesi gibi daha nice sorunları saymıyorum bile. Halbuki biz 2. Dünya Savaşı'ndan sonra tercihimizi Avrupa ile birlikte yol yürümekten yana kullanmış bunun için soğuk savaş döneminin yükünü omuzlamış bir ülkeyiz. Siyasi, askeri, ekonomik desteğimizle, insan gücümüzle Avrupa'nın güvenliği ve refahını sürdürmesinde verdiğimiz katkıları kimse inkar edemez.

Açık konuşmak gerekirse yaptığımız onca fedakarlığa rağmen bilhassa birliğimizi ve beraberliğimizi tehdit eden terör örgütleriyle mücadelemizde yalnız bırakıldığımızı asla unutmayacağız. Binlerce tır silah, mühimmat, araç-gereç ülkemin güneyinde Suriye'nin kuzeyindeki terör örgütlerine gönderilmiştir. Bunu gönderen ülke bakıyorsunuz NATO'da beraber olduğumuz ülke. NATO'da biz seninle beraberiz de bu terör örgütlerine bunca silah, mühimmat, araç-gereci nasıl gönderirsin? Yok diyor böyle bir şey. Bütün video yayınlarının hepsini kendilerine bunları gösterdik, gösteriyoruz. Türkiye'ye bunları anlatamazsınız. Çünkü biz her zaman haktan hakikatten yana olduk. Gerçekten yana olduk. Onun için de bu teröristlerle verdiğimiz mücadelede bize kalkıp kimse hesap soramaz.

"DEAŞ'a karşı en ağır darbeyi biz vurduk"

Terörün küresel bir tehdit olduğunu ve mücadelenin de küresel işbirliği içinde yapılması gerektiğini her platformda ifade ediyoruz. Avrupa başta olmak üzere dünyanın en büyük tehdit gördüğü DEAŞ'a karşı en ağır darbeyi biz vurduk. Bu görüşümüzü sahada fiilen ispatladık. Bugün benim diyen ülkeler acaba DEAŞ ile herhangi bir mücadele veriyor mu? Hayır, YPG, PYD bunlarla mücadele veriyor mu? Hayır, tüm bunlarla mücadele veren ülke biziz. Sınırlarımızın güvenliği için başlattığımız harekatları kimseden destek alamasak da yürütecek ve sonuçlandıracak güce, imkana, kararlılığa sahip olduğumuzu herkese gösterdik.

İnşallah siyasi, diplomatik, ekonomik etkinliğimizi arttırarak savunma sanayii başta olmak üzere her alanda hedeflerimize ulaşarak konumumuzu daha da ileriye taşıyacağız. Aynı şekilde Ege'de ve Akdeniz'de Yunanistan'ı hesapsızca destekleyerek bu ülkenin mütecaviz ve provakatif girişimlerine cesaret verenlere de eyvallah etmedik etmeyeceğiz. Az önce söyledim NATO'da beraberiz güzel. NATO'da beraberiz ama geliyorsun Yunanistan'ın adalarını silahlarla uçaklarla donatıyorsun. Biz hala bir F-16 meselesini sizlerle çözemedik. Parasını verdiğimiz halde çözemedik. Kıbrıs meselesinin hakkaniyetli bir zeminde yeni ve somut adımlarla çözüme kavuşturulması için diyalogdan vazgeçmiyoruz.

Türk Devletleri Teşkilatı ile Avrupa'dan Asya'nın derinliklerine giderek daha da derinleşen bir dostluk ve kardeşlik köprüsü kuruyoruz. Körfez ülkelerinin bazıları ile bir dönem soğuyan ilişkilerimizi yeniden hızla güçlendiriyoruz. Afrika'da uzunca bir süredir yürüttüğümüz tamamı da birlikte kazanma yaklaşımı üzerine kurulu siyasi, ekonomik, insani programlarımızın meyvelerini almaya başladık. Güney Amerika ülkeleriyle de benzer sıkı ilişkiler kurma irademizi yavaş yavaş somut adımlara dönüştürüyoruz. Bölgesel ve küresel meselelerde Türkiye'siz bir çözüm olmadığını ve Türkiye'nin dostluğunun sağlayacağı faydaları artık herkes anlıyor, görüyor. Dünyanın yeni ve hayati meydan okumalarla karşı karşıya kaldığı bu dönemde Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla takip eden değil, takip edilen ülke konumumuzu daha da pekiştireceğiz.

Türkiye Yüzyılı'nın ülkemizle beraber tüm dünya için huzurun, güvenin, istikrarın, barışın yüzyılı olması hedefi ile demokrasi ve kalkınma adımlarımızı hızlandıracağız. Bu çerçevede ortaya koyduğumuz yarın değil hemen şimdi düsturumuz en çok da küresel meselelerin çözümü için geçerlidir. Türkiye olarak her hal ve şart altında adaleti, vicdanı ve akil bakış açısını temsil etmekte ısrarcı olacağız. Herkesi dünya 5'ten büyüktür tespiti etrafında toplanmaya davet ederken daha adil bir dünya mümkün diyerek de umudumuzu diri tutmayı sürdüreceğiz. Sahada ve masada diplomasi yürütürken düşünce zeminini de sağlam tutacak etkinlikleri ihmal etmeyeceğiz. Bu çerçevede TRT World Forum'un karmaşık meselelere yenilikçi yaklaşımlar sunmada dikkatle takip edilen bir platform olarak öne çıkmasını temenni ediyorum."

Bu haberler de ilginizi çekebilir