Raporda  sadece bu yılın ilk 10 ayında 27 insanın köpek saldırıları sonucunda ağır yaralanarak hayatını kaybettiği belirtilirken, yüzlerce kişinin de saldırılardan yaralandığının altı çizildi. Hayatını kaybeden 27 kişinin  7’sinin ise çocuk olduğu belirtildi. Söz konusu rakamların haber kaynaklarından derlendiği de vurgulanırken, bu rakamın çok daha yüksek olduğu da ifade edildi.

Raporda başıboş köpek sayısıyla ilgili “Konu temel insan hakları açısından da ele alınmayı gerektirecek bir boyuta ulaşmıştır. 2022 yılı itibarıyla Türkiye’de başıboş köpek sayısının 10 milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir. 2017 verilerine göre sadece İzmir’de başıboş köpek sayısının 500 bin civarında olduğu belirtilmektedir” ifadesi yer aldı.

Raporda; “Resmî kurumların bu konuda bir rapor tutmadığı, medyaya yansıyanlar dışındaki ölüm ve yaralanmaların net sayı ile ifade edilemediği, başıboş köpeklerin sebep olduğu trafik kazası, kalp krizi, beyin kanaması gibi ölümlerin ise raporlarda ‘köpeklerin neden olduğu ölüm’ gibi gösterilmediği görülmektedir. Dolayısıyla başıboş sokak köpeklerine bağlı kayda geçmemiş ölümlerin olduğu da göz ardı edilmemelidir” denildi.

Başıboş köpek saldırılarının trafik güvenliğini de tehlikeye atarak, ölümcül kazalara sebep oldukları ifade edilen raporda, “Başıboş köpekler trafik güvenliğini de tehdit etmektedir. Doğrudan başıboş köpek saldırısı sonucu olmayan ancak sahipsiz köpeklerin sebep olduğu çok sayıda ölüm, kayıtlara; trafik kazası sonucu ölüm olarak geçmektedir. Oysa azımsanmayacak sayıda kazanın ve dolayısıyla yaşanan ölümlerin müsebbibi başıboş sahipsiz köpeklerdir” ifadeleri kullanıldı. 

Raporun değerlendirme bölümünde  “Konuyla ilgili çalışmaların yetersiz olması sebebiyle kontrol edilemez şekilde artış gösteren başıboş köpek popülasyonu ve buna paralel olarak artan saldırılar, kuduz vakaları ve hastalıklar, maddi ve manevi kayıplara ve açık insan hakları ihlallerine sebep olmaktadır. Konu bağlamında yapılan propagandalar ve oluşan lobi, yetkili kurumların, kurum temsilcilerinin ve ilgililerinin meseleye popülist yaklaşmasına neden olmakta, sorun görmezden gelinmekte ve mücadele ciddi oranda aksamaktadır. Uluslararası sözleşmeler ve anayasa ile koruma altına alınan sağlık, güvenlik, yaşam hakkı, maddi varlığını ve vücut bütünlüğünü koruma hakkı, çevre hakkı gibi temel insan hakları ihlallerinin sayısı artmakta ve çoğu ihlal resmi istatistiklere konu olmamaktadır” denildi.