Sermaye ve Solun İttifakı
Gezi Parkı olaylarıyla ilgili çok şey konuşuldu, ama bazı çelişkiler yeterince irdelenmedi sanırım.
Hüseyin Kaya / Haber-Analiz / Doğruhaber
Gezi Parkı olaylarıyla ilgili çok şey konuşuldu, ama bazı çelişkiler yeterince irdelenmedi sanırım.
Sağ-sol, Türkçü-Kürtçü, dinsiz-dinci, komünist-kapitalist yan yanaydı. Çelişik gruplar arasında pek bir çatışma olmadı, ama “can-ciğer kuzu sarması” şeklinde bir görüntü de oluşmadı.
Çelişik gruplardan biri hariç…
Komünist-kapitalist ittifakından söz ediyorum.
Koç’un ismi eylemci komünistlere yardımlarla anıldı sık sık.
Koç’a ait Divan Oteli nerdeyse tümüyle eylemcilerin hizmetine sunuldu.
Kapitalistin tutumunun anlaşılmayacak bir tarafı yok. Koç, ideolojik olarak bu hükümete karşı ve devrilmesini istiyor. Bu yolda ilkeli hareket etmesinin de bir mantığı yoktur, çünkü kapitalist için esas olan, çıkarların korunması ve daha fazla kâr için yeni pazarların bulunmasıdır.
Ama komünistin tutumunu anlamak zordur.
İlkesel olarak da felsefi alt yapı olarak da cevabı zordur bu işin.
Bir defa diyalektik ya da “diyalektik materyalizm” kavramı nasıl yeniden yorumlanacak?
Tarihi, tez-antitez-sentez ilişkisi üzerinden yorumlayanlar…
Son aşamada kapitalizm tez, sosyalizm antitezdi. Bu ikisinin çatışmasından sentez yani sosyal devlet ya da komünal toplum ortaya çıkacaktı.
Ama ortada bir gariplik var.
Komünal toplum –zihinlerde bile olsa- sentez durumuna gelmişken onu “tez”e indirmek ve “antitez” olarak çıkan kapitalizmle kapıştırmak ilginç bir deneyim olsa gerek.
Aslında ortada her türlü kapitalizmle kapışma da yok!
Zaten esas sorun da burada.
AK Parti kapitalizmi kötü, Koç kapitalizmi iyi, öyle mi? Hepsi bir yana benim esas merak ettiğim konu şu: Bu meselede “sentez” ne olacak?
Son aşama “Kemalizm” olabilir mi?