“Filistin Yönetiminin gerçek manada bir başkanı yoktur. Şimdiki başkanı şeklidir.” Bu sözler, Mahmut Abbas’ın onayından geçmediği halde Gazze’de bazı casuslar hakkında infaz edilen idamlara yapılan itirazlara cevap veren Filistin Başsavcısı Müsteşar İsmail Cebir’e ait.

Başsavcının Filistin Yönetiminin fiili bir başkanının olmadığı yönündeki sözlerini Filistin kanunlarına dayanarak söylediği açıktır. Onun bu açıklamaları, Abbas’ın başkanlık süresinin bitmesinin üzerinden uzun bir süre geçmesinden sonra yapması önemlidir. Başsavcı bu açıklamaları belki de, Arap Birliğinin Arap ülkeleri Dışişleri Bakanları düzeyinde yaptığı toplantıda Mahmut Abbas’tan başkan olarak sorumluluklarını yürütmesini istemesine de dayanmış olabilir. Arap Birliği bu kararı Filistin halkına danışmadan almıştı.

Başsavcının yaptığı açıklamalar, Arap ülkelerinde ömür boyu kral ve lider olanların bir benzerinin Filistin’de de olmasını arzulayan Filistinliler tarafından hoş karşılanmadı. Bunlar rahatsızlıklarını belirtirken, yetkilerini halkının tümü üzerinde kullanan liderlerle, halkından sadece bir bölümü üzerinde kullanan Filistin lideri arasındaki farkı görmezlikten geliyorlar.

Filistin Yönetimi başkanının bulunmasından daha önemli olan soru ise şudur: Başkanı zorunlu kılan Filistin Yönetiminin, bakanları, müsteşarları, vekilleri, müdürleri, genel sekreterleri nerede? İşgalcinin abası altından çıkan bu yönetimin dinamikleri nerede?

Fetih hareketinde önemli bir yeri olan eski istihbarat şefi Tevfik Et-Tayravi’nin El-Kudsu’l Arabiyye’ye yaptığı açıklamalar da vatanı özel bir müessese gibi gören ve burada istediği gibi at koşturan Filistin yönetimindeki başkanın sembolik olduğunu gösteriyor. Et-Tayravi’nin yaptığı açıklamalardan satır başları:

*Bazı parti liderleri ve yönetimdeki bazı şahıslar karar alma konusunda tek başlarına hareket ediyorlar.

**Ebu Ammar (Yasir Arafat)’ın öldürülmesini soruşturma görevime 20 Eylül 2010 tarihinde, yani hadiseden beş yıl sonra başladım. Bu konuda ihmal var. Bundan sorumlu olanların sorumluluğu üstlenmesi gerekir.

***Eriha’daki Filistin arazilerinin İsraillilere peşkeş çekilmesi bazı Filistinli iş adamlarının aracılığıyla oldu. Daha önce de benzer durumlar olmuştu. Bu ihaneti yapanların cezalandırılması gerekir. Eski hadiseler de dahil bütün bu hallerin ortaya çıkarılması gerekir. Daha kötüsü bu arazilerin bazılarının üzerinde Yahudi yerleşim birimleri bile inşa edilmiştir. Buna alet olanları en ağır şekilde cezalandırılmaları gerekir. Çünkü bu casusluktan daha kötüdür.

Filistin Yönetiminin başında gerçek bir lider ve başkan olsaydı olup bitenler karşısında susar mıydı? Ebu Ammar’ı öldüren katillerin bulunması konusunda kusurlu davranır mıydı? Filistin topraklarının alenen Yahudi yerleşimcilere satılmasına razı olur muydu?

Dr. Fayiz Ebu Şemmale / filistinhaber