• DOLAR 34.484
  • EURO 36.348
  • ALTIN 2934.801
  • ...

Salgın süreci ile birlikte artan hayat pahalılığı ve sonrasında yaşanan yüksek enflasyon ile birlikte temel yaşam malzemeleri başta olmak üzere neredeyse her alanda fiyat artışları sürekli olarak yaşanmakta ve bu durum halkı ciddi manada olumsuz etkilemektedir.

Özellikle market fiyatlarında yaşanan artışların kontrol altına alınacağına dair ara ara hükümet nezdinden yapılan açıklamalar da maalesef yerini bulmuyor, zincir marketlere kesilen milyonluk cezalar da zamların geri alınması veya yeniden zam yapılmaması adına caydırıcı olamıyor.

Sürekli değişen etiket fiyatları ve yapılması gerekenlere ilişkin İLKHA muhabirine konuşan İstanbullular, hükümetin sözden öteye geçerek fiili adımlar atması, sıkı denetim uygulayarak yaşanan zamlara bir dur demesi gerektiğini ifade ettiler.

"Önümüzdeki seçim bir dönüm noktası! Ya hepten çukura batacağız ya da düzlüğe çıkacağız"

İsmail Kızıl

Ortada bir adaletsizliğin olduğunu, her gün fiyatların değiştiğini belirten İsmail Kızıl, "Hükümet bunu kontrol edemiyor. Gerçekten kafamızda biraz soru işareti oluşturuyor. Artık sinirimiz bozuldu. Dün 9 liraya aldığımız ürünü bugün 10 liraya alıyoruz. Bunlar kontrolden çıkmış, normal değil. Hükümetin artık bir şeyler yapması gerekir. Gençler bile Avrupa'ya gitmek istiyor. Bu ağır bir travma! İnşallah düzelir. Önümüzdeki seçim bir dönüm noktası! Ya hepten çukura batacağız ya da düzlüğe çıkacağız." dedi.

Fahiş fiyat artışları ile mücadele konusunda yeterli denetimin yapılmadığını, bu sebeple fiyat artışlarının rahatlıkla yapılabildiğini belirten Kızıl, hükümetin çok sıkı denetim yaparak fiyat artışlarını kontrol altına alması gerektiğini söyledi.

"Hükümetin en büyük hatası Çin'den ve çeşitli ülkelerden mahsul alması"

Sadık Metin

5 çeşit zincir market varsa ikisinde ucuzluk olduğunu diğer üçünde ise olmadığını vurgulayan Sadık Metin, "Hükümet yarı yarıya bir düzeltme yaptı. İnşallah tamamen düzeltme yapar da yağımızı, ekmeğimizi, zeytin ve peynirimizi gidip emekli maaşımızla alabiliriz." diye konuştu.

Metin, "Aracılar, tefeciler, haybeden yolunu bulmak isteyenler fırsat kollar, kamyon kamyon satarlar. Bir teneke yağı ayda bir zor alıyoruz. Hükümetin en büyük hatası Çin'den ve çeşitli ülkelerden mahsul alması. Köylüyü işçiyi öldürdü." şeklinde konuştu.

Ahmet Türk

Marketlere para cezası kesilmesinin yeterli olmadığını, kapatma cezasının da verilmesi gerektiğini söyleyen Ahmet Türk, "Ne olduğu belli değil! Ne olacağını düşünüyoruz. Böyle giderse daha kötü olacak. Düzelecek diyorlar ama herhangi bir şey düzelmedi. Sözle olmaz. Gerçekten yapması gerekir ki düzelme olsun. Marketlere kapatma cezası verilmeli. Para cezası ile olmuyor. Geçen patates alacaktım 19 lira. Markette patates 19 lira olur mu? Bir başkasına gittim 13-15 lira. Bazı marketler fiyat bile yazmıyor. Kasaya geldiğinizde fiyat çıkıyor. Çok çeşitli şeyler oluyor." dedi.

"Kesilen cezalar 10-15 bin şubesi olan marketler tarafından rahatlıkla karşılanabiliyor"

Sabri Topal

Vatandaşlardan Sabri Topal da, "Marketlerin enflasyonu kullandıklarını düşünüyorum. Özellikle 3 market kasıtlı olarak sürekli piyasayı manipüle ettiğini düşünüyorum. Denetimler yetersiz. Çünkü ceza kesiyorlar ama market yaptığı zamdan daha fazlasını kazanıyor. Büyük cezalar kesiliyor ama bu cezalar 10 bin, 15 bin şubesi olan market tarafından rahatlıkla karşılanabiliyor." diye konuştu.

"Bu insanlar kendi kuyularını kendileri kazıyorlar"

Yaşanan zamların devletten değil esnaftan kaynaklandığını söyleyen Fatma Köroğlu, "Halk kendisi fiyatları artırıyor. Devlet ile bağlantılı değil. Yazık günah değil mi bu insanlara! Devletten önce halkımızın bilinçlenmesi, insan olması lazım. Hakkı unutmuşlar. Kendilerine gelmeleri lazım. Helak olmaları pek yakındır.  Bu insanlar kendi kuyularını kendileri kazıyorlar. Devletin artık bunu dizginlemesi lazım. İyi bir denetim yapılmalı. Etiketin altı başka üstü başka olmaz. Gariplerin üzerine çullanıyorlar." şeklinde konuştu.

"Belli bir kar oranı ile kısıtlayarak satılmasını sağlayıp denetim yapabilir"

Metin Salık

Serbest piyasayı halkın denetlemesi gerektiğini vurgulayan Metin Salık da şunları kaydetti:

"Halk bilinçli olursa biraz daha denetim olur. Hükümetin de hedef göstererek kendi sorumluluğunu yerine getirmediğini düşünüyorum. Elektronik fatura sistemi var. Bu sistem üzerinden üreticiden çıkan fiyatı görebiliyorsunuz. Devlet büyük marketlerin ve diğer firmaların elektronik fatura üzerinden maliyetlerini görebiliyor. Buna göre belli bir kar oranı ile kısıtlayarak satılmasını sağlayıp denetim yapabilir. Yani 'tavşana kaç tazıya tut' gibi bir şey oluyor. Halk her zaman sahipsiz. Siyaset ticaret olmuş, halkı düşünen yok." (İLKHA)