Af Örgütü "Filistin'e destek" çağrısında bulundu
Uluslararası Af Örgütü, siyonist terör rejiminin Filistinlilere karşı uyguladığı 'apartheid' (sistemsel ayrımcılık) rejimini sonlandıracak uluslararası adımlar atma çağrısında bulundu.
Uluslararası Af Örgütü, Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü münasebetiyle yayımladığı yazılı açıklamada, işgal rejiminin uyguladığı apartheid rejiminin geçen yıl daha fazla şiddet ve baskıcı hale geldiği hatırlatıldı.
Filistin halkına karşı uygulanan söz konusu rejimin cezası kalmaya devam ettiğine işaret edilen açıklamada, "Uluslararası Af Örgütü, israil makamlarının Filistinlilere karşı uyguladığı apartheid rejimini sonlandıracak uluslararası adımlar atma çağrısını yineliyor." ifadeleri kullanıldı.
Rejim güçlerinin ocak ayından bu yana işgal altındaki Batı Şeria'da 127 Filistinliyi katlettiği ve yüzlercesini yaraladığı aktarılan açıklamada, Yahudi yerleşimcilerin de devlet koruması altında Filistinlilere yönelik şiddet eylemlerini artırdığına işaret edildi.
İşgal rejimi makamlarının bu süre zarfında yargılama veya suçlama olmadan Filistinlilere yönelik idari tutukluluk uygulamasını yoğunlaştırdığı vurgulanan açıklamada, Filistinli sivil toplum kuruluşlarına karşı saldırıların da arttığı belirtildi.
Açıklamada ifadelerine yer verilen Uluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Direktörü Heba Morayef, "Bugün ve her zaman, israilin amansız saldırıları karşısında haklarını talep eden Filistinlilerin yanındayız." ifadelerini kullandı.
Uluslararası Filistin Halkıyla Dayanışma Günü
BM 29 Kasım 1947'de aldığı kararla Filistin devletinin ikiye bölünmesine zemin hazırlarken, 1977’de ise aynı günün "Uluslararası Filistin Halkıyla Dayanışma Günü" olarak kutlanmasına karar verdi.
Bu dayanışma günü kapsamında BM, sivil toplum kuruluşları ve hükümetlerden, Filistin halkıyla dayanışma mesajları yayınlama, toplantılar düzenleme ve film gösterimleri gibi etkinlikler gerçekleştirmesini istiyor.
BM Genel Kurulu'nun 1948'de aldığı 194 sayılı karar, Filistinli mültecilerden evlerine geri dönmek isteyenlere izin verilmesini, geri dönmemeye karar verenlere de toprakları için tazminat ödenmesini öngörüyor.