"Temel Eğitimde 10 bin Okul Projesi" tamamlandı
Toplam 3 milyar liralık bütçe ayrılan projenin kapanış töreni, Bakan Mahmut Özer'in katılımıyla Diyarbakır'da gerçekleştirildi.
Millî Eğitim Bakanlığınca okullar arasındaki farklılıkları azaltarak eğitimde fırsat eşitliği sağlamak, öğretmenlerin mesleki gelişimlerini desteklemek, okul iklimini güçlendirmek ve eğitim kurumlarının bakım, onarım ve donatım ihtiyaçlarını karşılayarak eğitimin niteliğini artırmak amacıyla 16 Eylül 2021 tarihinde başlatılan ve çalışmaları tamamlanan "Temel Eğitimde 10.000 Okul Projesi" kapanış töreni, Diyarbakır'da gerçekleştirildi.
Kapanış törenine Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in yanı sıra Bakan Yardımcıları, Bakanlık bürokratları, UNICEF temsilcileri, 81 ilin millî eğitim müdürleri, okul yöneticileri, öğretmen ve öğrenciler katıldı.
Bakan Mahmut Özer, törende yaptığı konuşmada, beşeri sermayenin niteliğini artırmada en önemli enstrümanın eğitim olduğunu söyledi. Özer, şöyle devam etti:
"2000'li yıllara geldiğimiz zaman Türkiye'deki resim hiç de iç açıcı değildi çünkü o yıllarda Türkiye'de beş yaştaki okullaşma oranını sadece yüzde 11 idi. Ortaöğretimdeki okullaşma oranı sadece yüzde 44 idi. Yükseköğretimdeki net okullaşma ise sadece yüzde 14 idi. Yani ilkokul hariç tüm kademelerde okullaşma oranları yüzde 50'nin altındaydı. OECD ülkeleri, yani bizim rekabet etmiş olduğumuz ülkelere baktığımız zaman o ülkelerin, eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranlarını 1950'li, 1960'lı yıllarda yüzde 90'ın üzerine çıkardığını görüyoruz. İşte son 20 yılda Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tüm Türkiye'de bölge, şehir, ilçe ayrımı gözetilmeksizin yapılan seferberlik sonucunda, yirmi yıl gibi kısa sürede beş yaştaki okullaşma oranları yüzde 11'den yüzde 98'e, ortaöğretimdeki yani liselerdeki okullaşma oranları yüzde 44'ten yüzde 95'e, ilkokuldaki okullaşma oranı yüzde 99'un üzerine, ortaokuldaki okullaşma oranı yüzde 99'un üzerine ulaşmıştır. Son yirmi yılda eğitimin tüm kademelerinde, cumhuriyet tarihinde ilk kez okullaşma oranı yüzde 95'in üzerine çıkmıştır. Yani son yirmi yıl, beşeri sermayenin en verimli bir şekilde değerlendirildiği bir döneme tekabül etmektedir."
Özer, okullaşma oranlarındaki yükselişin yanı sıra üniversiteye girişteki katsayı uygulaması ile başörtüsü yasağı gibi antidemokratik uygulamaların kaldırıldığının ve seçmeli derslerin önemli ölçüde çeşitlendirildiğinin de altını çizerek eğitimde son yirmi yılda bir devrim yaşandığını, aynı zamanda eğitim sisteminin toplumun demokratik taleplerine duyarlı hâle geldiğini ve eğitimde sosyal politikaların uygulandığını vurguladı.
İlk olarak eğitimde fırsat eşitliğinin güçlendirilmesine önem verildiğini anlatan Özer, "Bunun için iki ana odak noktamız oldu. Birincisi okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılmasıydı. Okul öncesi eğitim, okullar arası başarı farklarının kaynaklandığı yerdir." dedi.
Özer şunları söyledi:
Biz bu projeyi başlattığımız zaman, 3 bin anaokulunu bir senede yapmak üzere yola çıktık ve Emine Erdoğan Hanımefendi'nin himayesinde projemizi başlattık. Amacımız neydi? Amacımız şuydu: Üç yaşındaki okullaşma oranlarını, dört yaş okullaşma oranlarını mümkün olduğu kadar ortalamasını yaklaştırmak. Beş yaş okullaşma oranını ise mümkünse yüzde 100'e ulaştırmak. Bu sabah rakamları aldım. Bir sene içinde 2 bin 321 bağımsız anaokulu yapmışız. 16 bin 100 ana sınıfı yapmışız. Normalde beş ana sınıfı, bir anaokuluna tekabül eder. Dolayısıyla 16 bin 100 ana sınıfı, 3 bin 220 bağımsız anaokuluna tekabül etmektedir. 2 bin 321'i de buna ilave ettiğimiz zaman, bir yıl gibi kısa sürede 5 bin 541 bağımsız anaokulu kapasitesi oluşturmuşuz. Millî Eğitim Bakanlığının yılda elliyle yedi arasında anaokulu yaptığı bir geçmişe baktığınız zaman gerçekten bu bir devrimdir. Devrimin yansımalarını rakamlardan da görüyoruz. Üç yaştaki okullaşma oranı yüzde 9'dan yüzde 16'ya, dört yaştaki okullaşma oranı yüzde 16'dan yüzde 37'ye, beş yaştaki okullaşma oranı yüzde 65'ten bir senede yüzde 98'e ulaştı. İşte bu mevcut yatırımlar, inşallah, devam edecek." (İLKHA)