Mülteci düşmanlığını önlemenin yolları ve göçmenlerle ilgili bilgi dezenformasyonunun önüne geçmek için neler olabileceğini dile getiren ASBÜ (Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi) Göç Çalışmaları ve Uygulamalı Sosyal Araştırmalar Uzmanı Ferit Yardak, yaşanan göçmen sorunları ile ilgili İLKHA'ya değerlendirmelerde bulundu.

Özellikle Türkiye'de sosyal içerme üzerine daha genel ve makro politikalara değinilmesi gerektiğini düşündüğünü söyleyen Yardak, "Sadece Ukraynalılar, Suriyeliler ya da Afganlar diğer Ortadoğu topluluklarında biliyorsunuz Türkiye'ye birçok ülkeden göç geliyor. Kişilerin nereden olduğundan, hangi milliyete ait olduğundan bağımsız bir şekilde Türkiye'nin daha makro bir sosyal içermeyi kapsayacak bir politika üretmesi kaçınılmaz. Çünkü dünyanın gündeminde göç olgusu var olmaya devam edecektir. Yalnızca savaşlardan kaynaklı değil; iklim değişikliği ve çevresel sorunlar da göçe etki edecektir. Türkiye coğrafik olarak da göç yollarının kesişim noktasındadır. Geçmiş tarihten beridir bu böyle." ifadelerini kullandı.

Suriye yaşanan savaşın üzerinden 10-12 yıl geçtiğini fakat Türkiye'de yaşayan Suriyelilerin halen topluma yeteri kadar adapte olamadığını gördüklerini belirten Yardak, "Ne Suriyeli olabiliyor toplum ne de bütünüyle Türkiyeli olabiliyor. Çünkü Türkiye'de doğan Suriyeli çocuklar artık ortaokul çağına geldiler. Belki hiçbiri önemli ölçüde Arapça konuşamıyorlar ancak kültürel olarak Türkiye'ye de adapte olamadıklarını görüyoruz. Ama şu da bir gerçek ki kültürel olarak bunlar kendilerini Türkiye toplumunun bir parçası olarak görmeye başladılar. Çünkü Türkiye'de doğmuş, eğitimine Türkiye'de başlamış bir çocuğun kendisini Türkiyeli olarak görmesi de doğaldır. Dolayısıyla Türkiye'de yaşayan göçmenlerin topluma adaptasyonu ile alakalı daha geniş kapsamlı formların Türkiye'de uygulama alanını tartışmaya başlamalıyız." dedi.

 Göçmenlerle ilgili bilgi dezenformasyonun önüne geçilmesi gerektiğini söyleyen Yardak, "Geçmiş yıllardan beridir, 10-15 yıldır Türkiye'de göçmenlerle alakalı çok ciddi bir bilgi dezenformasyonu var. Türkiye'nin karşılaştığı problemlerin, iç problemlerin birçoğunun göçmen kaynaklı olduğu ileri sürülüyor. Bir bilgi dezenformasyonu var. Öncelikle bilgi dezenformasyonun önüne geçmek gerekiyor. Bunun sonrasında Türkiye'de yaşayan mültecilerin geri dönmek isteyenlere geri dönüş yolunu açmak; topluma nasıl entegre edileceği ile alakalı belki birtakım çalışmalar yapılabilir. Öncelikle şunu yaygınlaştırmamız gerekiyor. Türkiye'de yaşayan mültecilerin bağlı oldukları din, dil ve ırktan bağımsız olarak karşılaştıkları problemler göç olgusu nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Bugün Ukrayna krizinde de görüyoruz. Milliyetler farklı olsa da ten rengi farklı olsa da sonuç itibariyle kendi ülkelerinden zorunlu bir şekilde diğer ülkelere göç eden insanların karşılaştıkları problemler ortak. Çözüm de ortak, çözümde temel insan hakları çerçevesinde bu insanların eğitim, sağlık, iş geliştirme imkanları, kendi kültürlerini yaşayabilme imkanlarına eşit vatandaş statüsünde olmasa da yasal olarak en azından bu erişimi temel insan hakları bağlamında yapmamız gerekiyor." ifadelerine yer verdi. (İLKHA)