Biliyorsunuz üçüncü köprü ihalesi yapıldı ve adının Yavuz Sultan Selim olacağı söylendi.

Aleviler ve Alevilerin haklarını savunduğunu söyleyen solcu ve liberaller buna tepki gösteriyorlar.

İkinci köprünün adı “Fatih Sultan Mehmet” idi.

Herhalde dördüncüsü yapılırsa ona da “Kanuni Sultan Süleyman” diyecekler.

Bu üç kişi Osmanlı Devleti’nin “Yükselme devri”nin üç önemli padişahıdır.

Zaferlerle dolu dönemler geçirmişlerdir.

Fatih ve Kanuni genellikle Avrupa’ya yönelmiş ve onlarla savaşmışlar, ama Yavuz yönünü hep doğuya çevirmiştir.
Yavuz döneminde üç önemli savaştan söz edilir. Bunlar, “Mercidabık”, “Ridaniye” ve “Çaldıran” savaşlarıdır.
İki sefer Mısır’a biri İran’a yöneliktir.

Yani Yavuz, sürekli Müslümanlarla savaşmıştır.

Özellikle Çaldıran seferi öncesinde “isyan edebilirler ihtimalinden” dolayı 40 bin Alevinin öldürüldüğü ya da hapsedildiği iddia edilir.

İşte Alevilerin tepki gösterdikleri mesele de budur!

Şimdi bir hesap yapalım.

Çaldıran Seferi 1514 yılında gerçekleştirildi.

Şu anda 2013 yılındayız.

Yani aradan tam olarak 499 yıl geçmiş.

Yuvarlarsak 500 yıl…

“500 yıl önceki olaya neden şimdi tepki gösteriyorlar” demiyoruz.

Eğer söylenenler doğruysa 500 yıl da geçse katliam katliamdır.

Objektif tarihçiler rakamlar konusunda uzlaşamazsa da katliamın gerçekliğini söylüyorlar.

Yani bu ismin bir köprüye verilmesinin bazılarını incittiği konusunda bir şüphe yok!

Aslında vicdan sahiplerinin de –eğer katliamın yapıldığına inanıyorlarsa- incinmesi gerekir.

Sanırım buraya kadar bir problem yok!

Problem bundan sonra başlıyor.

Biliyorsunuz “Dersim katliamı” diye bir şey de yaşandı bu memlekette.

Katliamın tarihi, 1937-1938’dir.

Meşhur olan katliam 1937 yılında olandır ki Mart ayında başlamış ve Ekim ayına kadar devam etmiştir.

Seyyid Rıza 18 Kasım 1937’de idam edilmiştir.

Atatürk o zaman sağdı ve “Tek adam”dı.

1937’den şimdiye 76 yıl geçmiş.

Havaalanlarına, okullara, meydanlara Atatürk adı veriliyorken ben bundan rahatsız olan bir Alevi duymadım.

Bazıları buna karşılık “Tek adam” Atatürk’ün katliamdan haberinin olmadığını, işin içinde başvekil İsmet İnönü olduğunu iddia ediyorlar.

Diyelim ki bu iddia doğrudur, ama ben İsmet İnönü’nün isminin bir yerlere verilmesine itiraz eden bir Alevi de görmedim!
Yanlış anlaşılmasın, İsmet İnönü’nün katliamdan sorumlu olduğunu söyleyen Aleviler var, ama ismine itiraz eden yok!
En azından “Alevi köylerine cami yapılmasına” karşı seslerini yükselttikleri kadar İsmet İnönü ismine seslerini yükseltmiyorlar.

Neden acaba?

499 yıl önceki olaydan dolayı bir isme itiraz et, ama 76 yıl önceki olaydan dolayı hiçbir isme itiraz etme!

Acaba Dersim olayından dolayı katliamın başındakilere tepki gösterebilmek için birkaç yüzyıl geçmesi mi gerekiyor?

Bazı Alevilerin kafası geç mi çalışıyor?