• DOLAR 34.944
  • EURO 36.745
  • ALTIN 2979.98
  • ...
Ankara'da “Türkiye’de Uluslararası Öğrenci Olmak; Sorunlar ve Zorluklar" konulu çalıştay düzenleniyor
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ), Hacı Bayram Veli Üniversitesi (HBVÜ), Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu (UDEF) ve Asma Köprü Uluslararası Öğrenci Derneği iş birliğiyle Ankara’da “Türkiye’de Uluslararası Öğrenci Olmak; Sorunlar ve Zorluklar Çalıştayı” başladı. Çalıştay 4 oturum olacak şeklinde gerçekleştirilecek.

Türkiye’de eğitim gören uluslararası öğrencilerin yaşadıkları sorunların ve çözüm önerilerinin, alanında uzman isimler ve akademisyenlerce masaya yatırılacağı çalıştay sonunda çözüm önerilerine ilişkin yayımlanacak bildirinin kamuoyuyla ve ilgili kurumlarla da paylaşılacağı belirtildi.

HBVÜ Mavi Salonunda saat 9’da başlayan çalıştay Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Dr. Nazif Yılmaz, HBVÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Tekin, ASBÜ Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Selim Argun, Göç İdaresi Başkan Yardımcısı Dr. Can Ozan Tuncer ve UDEF Başkanı Muhammed Abdullah İslam’ın açılış konuşmalarıyla başladı.

Milli Eğitim Bakanlığı'nda uluslararası öğrenci serüveni 2006 yılında başladığını aktaran Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Dr. Nazif Yılmaz, “100'e yakın ülkeden şu anda 1600 kadar öğrenciyle 19 İmam Hatip okulunda yurt dışından gelen öğrencilerimiz eğitim görmektedirler. Hakikaten 100 ülke az değil. 100 ülkede hem Türkiye'nin temsilcileri ve kültür elçileri var, hem de 100 ülkenin temsilcisi siz değerli arkadaşlarımız, Türkiye'desiniz bunun bir anlamı var. Bu yıl başlatmış olduğumuz uluslararası meslek liseleri burada da özellikle mesleki bağlamda dünyayla iletişim ve irtibat kuracak öğrencilerimizin gelmesi için bir çaba sarf edilmekte. Bu çalışmanın bizim için kıymeti nedir? Özellikle sizler yaşadığınız süreçleri daha iyi biliyorsunuz. Bunu sizin ifade etmeniz, yaşadığınız sorunları dile getirmeniz ve bunların da bizim için raporlaştırılması, sonrasında da Milli Eğitim Bakanlığına, üniversitelere ne tür iyileştirmeler ne tür çözüm önerileri gerektiği bizim açımızdan önem arz ediyor.” dedi.

“Türkiye bin yıllık tarihi içerisinde gerçekten bir medeniyetin öncüsü olmuştur”

Yılmaz, “Türkiye bin yıllık tarihi içerisinde Anadolu coğrafyasını merkez edinerek Balkanlar'da, Afrika'da yine aynı şekilde Ortadoğu'da ve Asya'da gerçekten bir medeniyetin öncüsü olmuştur. Bu medeniyet insan merkezli bir medeniyettir ve bugün dünyanın ihtiyacı olan bir medeniyettir. Çünkü Osmanlı coğrafyasında bulunduğu süre içerisinde barışı yani ilmi esas almış ve bunun için mücadele etmiştir. Bunun izlerini sizler yaşadığınız coğrafyada görebilirsiniz. Özellikle Balkanlarda ve Avrupa'da İslam izlerine ait Osmanlı kültürünün taşıyıcısı olan camiler, mektepler ve medreselerin izleri silinmemiş olsaydı, bir bakıma Endülüs'ün bir kısmı yaşanmamış olsaydı herhalde bunu müşahede etme imkanı olabilecekti. Ben özellikle Türkiye'deki uluslararası öğrencilerimizin Türkiye’deki öğrencilerle irtibatı konusunda UDEF ve Asma Köprüye daha fazla iş düştüğü kanaatindeyim.” ifadelerine yer verdi.

“Kardeşlik bağlarının kuvvetlendirilmesi gerekir”

Son olarak Yılmaz, şunları aktardı:

“Genellikle çalışmalarımız biraz 'sahip çıkma anlayışıyla' yürütülüyor. Ama aslında bu çalışmaların işbirliği ve ortak bir kültür etrafında dayanışma ve bir gelecek vizyonu ile inşa edilmesi kanaatindeyim. Sadece size sahip çıkmak, burs vermek, öğreniminizi kolaylaştırmak, kurumlardaki işlerinizi iyileştirmek değil. Aslında buradan diyalogda olduğunuz her bir arkadaşınız yarın Türkiye'de sizin için bir güç olacak. Yine sizin de diyalog kurmanız da her bir Türkiye vatandaşı arkadaşımızın da bulunduğunuz ülkede siz onlar için bir güç olacaksınız. Ticarette, siyasette, turizmde her bir alanda. Onun için bu anlamda işbirliklerinin güçlendirilmesi, kardeşlik bağlarının kuvvetlendirilmesi gerektiği kanaatindeyim.”

“Ülkemizdeki misafir öğrencileri kendi kardeşimiz, çocuğumuz ve öğrencimiz gibi kabul edip problemlerine öyle yaklaşmamız gerekiyor”

Çalıştaya ev sahipliğini yapan HBVÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Tekin, “Biz ülkemizdeki misafir öğrencileri kendi kardeşimiz, kendi çocuğumuz, kendi öğrencimiz gibi kabul edip problemlerine öyle yaklaşmamız gerekiyor. Sahada karşılaştığımız çok fazla problem var. Öğrenci arkadaşlarımızın karşılaştığı problemler var. Göç İdaresi Başkanlığımızın karşı karşıya kaldığı bu konularla ilgili sıkıntılar var. Kamu kurumlarının ve temsilcilerinin ve biz rektörlerin karşı karşıya kaldığı problemler var. Bunların hepsini öğrenci arkadaşlarımızın da karşı karşıya kaldığı problemlerle beraber değerlendirip bir çözüm önerisi geliştirmemiz gerekiyor.” şeklinde konuştu.

“Ülkemizde artış gösteren ırkçı söylemler ve yabancı karşıtlığı çok tehlikeli bir boyutta”

Yabancı düşmanlığına dikkat çeken ASBÜ Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, “Ülkemizde zaman zaman köpürtülmek istenen ırkçı söylemlerin ve yabancı karşıtlığının çok tehlikeli bir boyuta gittiğinin de görülmesi nedeniyle böyle bir çalıştayın zaruri olduğunu gördük. Çünkü misafir ve uluslararası öğrencilerimiz bizim kadim geçmişimizin, geleneğimizin ve mirasımızın temsilcisi olan insanlardır. Onların dedeleri ve ataları zaten bu coğrafyada akraba idi ve iş birliği içerisinde olduğumuz insanlardı. Dolayısıyla biz tarihi aslında yeniden inşa etmeye çalışıyoruz. Bu nedenle öğrencilerimizin ikamet sorunları, iaşe sorunları ve kültürümüz ile ilişkileri hususunda sorun yaşamamaları adına ne tür önlemler alınabilir, nasıl bir farkındalık oluşturulabilir ve bu sorunlara ilişkin nasıl bir politika geliştirilebilirliği bu çalıştayda ele almaya çalışacağız.” dedi.

“Birçok batı ülkesindeki yüksek öğretim bakanlığı acaba Türkiye için nasıl bir uygulama olur sorusu akla geliyor”

Türkiye'de yaklaşık 6-7 farklı resmi kurumun konuk öğrencilerle ilgilendiğini bunun tek çatı altında yapılmasının daha faydalı olacağına değinen Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Selim Argun, şunları aktardı:

“YÖK, YTB, Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Ulusal Ajans ve üniversitelerin dış ilişkiler birimleri. Bütün bunları ve öğrenci sayısını da düşündüğümüzde birçok batı ülkesindeki yüksek öğretim bakanlığı acaba Türkiye için nasıl bir uygulama olur? sorusu akla geliyor. Tabi bu devlet büyüklerimizin vereceği bir karardır. Ama akademik anlamda bir beyin fırtınası yapmak anlamında Türkiye'de bu çok başlılığı, çok sesliliği ve öğrenci arkadaşlarımızın hayatını kolaylaştırma adına tek çatı altında, tek adreste toplamanın faydası ne oluru, belki bu toplantıda konuşmak gerekiyor. Bir diğer husus 'international body' program diye ifade edilen gelen bir konuk öğrenciyi yerelden bir öğrenci ile eşleştirerek onun öğrenim hayatını ve ortama uyum şartlarını kolaylaştırmadır. Bizim de kültürümüzde Hazreti Peygamber'in Mekkeli muhacirler ile Medineli Ensar arasında tesis etmiş olduğu kardeşlikten de ilham alarak bu tür programların üniversitelerimiz özellikle öğrencilerle ilgilenen STK'larımız başta olmak üzere yapılıyor. Bunları nasıl yaygınlaştıracağız, bu kültür nasıl daha etkin hale getirebiliriz? Hılful Fudul'u, erdemliler ittifakını bu bağlamda nasıl değerlendirebiliriz soruları belki de üzerinde imali fikir edilmeyi hak edecek çok önemli. Hem ilmi hem akademik hem de dini açıdan sorumluluklarımızı hatırlatıcı sorular olarak değerlendiriyorum.”

“Tüm öğrencilerimizin sorunlarını kendi sorunumuz olarak görüyoruz”

Göç İdaresi Başkan Yardımcısı Dr. Can Ozan Tuncer, “Dünyanın birçok yerinde yükselen yabancı karşıtlığı ve nefret söylemiyle de birlikte mücadele etmek üzere bu kültürel devinimi, bu kültürel hareketliliği, toplumumuzun değerleri arasında yer almanın mutluluğunu ve huzurunu da yaşadığımızı ifade etmek isterim. Göç İdaresi Başkanlığı olarak hemen hemen buradaki tüm öğrencilerimiz bir şekilde kapımızı çalıyor, misafirimiz oluyor. Onlara en iyi şekilde, ülkemize yakışır şekilde hizmet vermeye, karşılamaya çalışıyoruz. Bir kusurumuz olursa arkadaşlarımızın yüzü bir gün kendi bireysel nedenlerinden dolayı asık olursa lütfen bunu ülkemize mal etmeyin. Biz sizlerle bir arada olmak, gideceğiniz zaman, ülkenize döndüğünüz zaman, Türkiye'deki hatıralarınızın da bir parçası olmak için gece gündüz demeden çalışan bir idareyi temsil ediyoruz. Düzenli göçün özellikle bizim de çok istediğimiz döngüsel göç yönetimi dediğimiz göçün düzenli hale getirildiği kısmın önemli aktörleri ve paydaşları olarak gördüğümüz tüm öğrencilerimizin sorunlarını kendi sorunumuz olarak görüyor ve çalışmalarımızı buna göre yapıyoruz.” dedi.

“İnsanın yeryüzünü imar etmekle ilgili bir vazifesi var ama insan tek başına yeterli bir varlık değildir”

“İnsanın yeryüzüne gönderiliş gayesi vardır.” diyen UDEF Başkanı Muhammed Abdullah İslam, “İnsanın yeryüzünü imar etmekle ilgili bir vazifesi vardır. Ama insan tek başına yeterli bir varlık değildir. Etkileşim haline girmeyi, birlikte cemiyet oluşturmayı ve bu şekilde etrafına faydalı olabilmeyi bu zamana kadar göstermiştir. Cemiyetler aile temelli olmak üzere kurulup ve bu cemiyetler üzerinden de faydalar sağlanmıştır. Bu cemiyetlerin etkileşime girmesinin en zirve noktalarından bir tanesi de dünya genelindeki uluslararası öğrenci hareketlidir. Bu zamana kadar gerek inancımızın gerekse kadim kültürümüzün bize vermiş olduğu misyon çerçevesinde ülkemizde misafir etmiş olduğumuz uluslararası öğrencilerimize yönelik hem devlet politikaları çerçevesinde hem de sivil toplum çalışmaları çerçevesinde çok kıymetli çalışmalar yapıldı.” diye konuştu.

Açılış konuşmalarının ardından çalıştaya ara verildi. Ardından ise çalıştay 4 oturum şeklinde devam edecek. (İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir