Kudüs Şurası, Filistinli çocukların 2022 yılının ilk altı ayında yaşadıkları hak ihlallerini paylaştı
Kudüs Şurası, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde, Filistin’de hala binlerce çocuğun öldürülüp, yaralandığının, askeri cezaevlerinde işkence ve kötü muameleye maruz kaldıklarını açıkladı.
Filistinli çocukların 2022 yılının ilk altı ayında yaşadığı hak ihlalleri, Kudüs Şurası Hukuk Komisyonu üyesi duyarlı hukukçular tarafından raporlaştırıldı.
Raporla, siyonist işgal rejiminin yıllardır orantısız ve yasa dışı güç kullanarak sistematik olarak uyguladığı insanlık ve savaş suçu kapsamında yer alan çocuk hakkı ihlallerini tespit etmek, değerlendirmek, ağır hak ihlallerine maruz kalan Filistinli çocukların yaşadıkları acıları, travmaları, mağduriyetleri uluslararası alanda duyurmak, hukuki farkındalık oluşturmak, uluslararası mekanizmaları harekete geçirmek ve kamuoyu ile paylaşmak amaçlanıyor.
Basın açıklaması Ankara ÖNDER binası konferans salonunda gerçekleşti. Program Kudüs Şurası Genel Sekreteri Mehmet Fatih Serenli’nin yaptığı açılış konuşmasıyla başladı.
Serenli, “20 Kasım geleneksel olarak Dünya Çocuk Günü olarak kutlanıyor. Bugün dünyada yaşayan minik yavrularımız ve evlatlarımız hakkında farkındalığın oluşturulduğu önemli ve küresel bir gün. Çocukların daha güvenli ve rahat yetişebilecekleri bir dünya sağlamak üzere yılda bir kez kutladığımız bir gün. Gönül arzu eder ki yeryüzünde hiçbir çatışma, kaygı ve güvensizlik olmasın. Özellikle bizim yaşadığımız coğrafyada, İslam coğrafyasında çok büyük çatışmalar ve hak ihlalleri söz konusu. Şu anda yeryüzünde olan çatışmaların yüzde 70’i İslam coğrafyasında cereyan ediyor.” dedi.
Devamında Serenli, “Eğer çocuklar güven içinde ise o toplumda güven var demektir. Çocuklar refah içinde ise o toplumda refah var demektir. Çocuklar o toplumda gülebiliyorsa o toplumda tebessüm var demektir. Ama çocuklar emin değillerse, güvende değillerse ve onlar; haklarını, korunma, barınma, beslenme, maddi ve manevi her bakımdan haklarını eğer tam alamıyorlarsa o zaman biz de güvende değiliz demektir.” şeklinde konuştu.
Açılış konuşmasının ardından basın açıklamasını Kudüs Şurası adına Avukat Elif Yurtoğlu okudu.
İlk kıblemiz ve üçüncü haremimiz Mescid-i Aksa ve Filistin halkının sistemli saldırılar ve işgal rejiminin Yahudileştirme tehdidi altında olduğunu belirten Avukat Elif Yurtoğlu, Kudüs’ü dava edinen 54 sivil toplum kuruluşu olarak Kudüs Şurası çatısı altında çalışmalar yürütmekte olduklarını söyledi.
“Dünya, Filistin’de öldürülen ve yaralanan binlerce çocuğun çığlığına sahne oluyor ve sessiz kalıyor”
Yurtoğlu, “Bugün ‘20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’ ve ne yazık ki bugün de dünya, Filistin’de öldürülen, yaralanan, askeri cezaevlerinde işkence ve kötü muameleye maruz kalan binlerce çocuğun çığlığına sahne oluyor ve sessiz kalıyor. İsrail’in yıllardır orantısız ve yasa dışı güç kullanarak sistematik bir şekilde uyguladığı insanlık ve savaş suçu kapsamında yer alan çocuk hakkı ihlallerini tespit etmek, değerlendirmek, hukuki farkındalık oluşturmak, ağır hak ihlallerine maruz kalan Filistinli çocukların yaşadıkları acıları, travmaları, mağduriyetleri ve dünyanın sessiz kaldığı çığlıkları uluslararası alanda duyurmak, uluslararası mekanizmaları harekete geçirmek suretiyle bu hak ihlallerine son vermek amacıyla bugün sizlerle paylaştığımız raporu Kudüs Şurası Hukuk Komisyonu olarak hazırlamış bulunuyoruz. Raporumuz, 2022 yılının ilk altı ayını kapsamakta ve bu süre boyunca işgalci İsrail tarafından Filistinli çocuklara karşı yapılan hak ihlallerine ilişkin verileri ortaya koymaktadır. Raporda ortaya konan veriler, durumun ciddiyetini ve vahametini açıkça göstermektedir.” dedi.
“israil, dünyanın gözü önünde Filistin’de insanlığa karşı suçlar ve hatta soykırım suçu işlemeye devam etmektedir”
Konuşmanın devamında Yurtoğlu, şu ifadelere yer verdi: “israil, Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi, İşkence Karşıtı Sözleşme, Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Sözleşme ve Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına dair sözleşme gibi insan haklarını esas alan birçok uluslararası sözleşmenin tarafı olmasına rağmen hiçbirinin hükümlerine uymamakta, tüm dünyanın gözü önünde Filistin’de savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve hatta soykırım suçu işlemeye devam etmektedir. İsrail’in; öldürme, yaralama, işkence, Mescid-i Aksa’ya girmenin engellenmesi, naaşa el koyma gibi eylemler ve tutuklama, gözaltı, ev hapsi, para cezası gibi yaptırımlar ile yaşama, barınma, eğitim, gösteri ve benzeri insan hakkı ihlallerinde bulunduğu uluslararası örgütlerce de tespit edilerek çok sayıda rapora konu edilmiştir. Çocuk haklarının korunması, uygulanması ve denetlenmesi süreçlerinde devletlere, insan hakları örgütlerine, sivil toplum kuruluşlarına ve dünyanın vicdanlı insan hakları savunucularına da önemli görevler düşmektedir.”
Bir çok kesimden istekleri olduğunu ifade eden Yurtoğlu, “İşgalci israil’den; Uluslararası hukuka uymasını, Filistinli çocukların en temel haklarına ilişkin ihlallerine son vermesini, altında imzası bulunan BM İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ve daha özelde çocuk hakları sözleşmelerine uymasını, Birleşmiş Milletlerden; Filistin’de yoğun ve sistematik olarak yaşanan çocuk hakkı ihlallerine yönelik acilen gerekli önlemleri almasını, raporlama, analiz etme ve yaşanan çocuk hakkı ihlallerinin önlenmesine dair salt kınama mesajlarının ötesine geçen ve yaptırımlar içeren kararlar almasını ve alınan kararları uygulamasını, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nden; Soruşturmaların hızlandırılmasını, adil bir şekilde sonuca bağlanarak İsrail’deki sorumlu kişiler hakkında dava açılmasını ve hakkında dava açılanların Mahkeme önüne çıkarılarak yargılanmasını, İslam İş Birliği Teşkilatı’ndan; Birleşmiş Milletler’den sonra en geniş katılımlı ikinci uluslararası örgüt konumunda bulunan ve 1969 Mescid-i Aksa yangını sonrası kurulan bir örgüt olarak Filistinli çocukların yaşadığı hak ihlallerine karşı yaptırım uygulamaya yönelik kararlar almasını, Uluslararası Kamuoyundan; Savaş, silahlı çatışma ve diğer şiddet ihtimallerinde çocuklara yönelik herhangi bir zarar söz konusu olmadan sürecin sonlandırılması yönünde baskı oluşturulmasını, suç işleyenlerin cezalandırılmasının sağlanmasına yönelik talepler ortaya koymasını, dünya liderlerine ve siyasi otoritelere düşen önemli görevlerin yerine getirilmesini sağlamak amacıyla baskı oluşturulmasını, istiyoruz.” dedi. (İLKHA)