`Onların ölümü Allah`ın Dini İçindi`
Memur Sen Diyarbakır İl Temsilciliği, Şeyh Sait ve arkadaşlarının şehit edilmesi ile Susa ve Başbağlar Katliamları`nın yıl dönümü nedeniyle yaptığı basın açıklamasında, halka rağmen batılıların yaşam tarzını Müslümanlara dayatmaya çalışan yerli işbirlikçilerin, oyunlarını bozmaya yönelik hareketlerin başlatıldığı belirtildi.
DİYARBAKIR- Memur Sen Diyarbakır İl Başkanı Yunus Memiş, 1925 yılında idam edilerek şehit edilen Şeyh Sait ve 46 arkadaşının şahadetlerinin ile PKK tarafından Diyarbakır`ın Silvan ilçesi Susa (Yolaç) köyü ve Erzincan`ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde savunmasız, 33 mütedeyyin kişinin katledilmesinin yıl dönümü münasebetle bir basın açıklaması yaptı.
Basın açıklamasında, Şeyh Said`in gerek yaşamı, gerek kişiliği, gerek cesareti ve gerekse mücadelesi ile örnek alınması gereken muttaki bir âlim ve İslami bir şahsiyet olduğunu belirten Memur Sen Diyarbakır İl Başkanı Memiş, Şeyh Said`in Hilafetin kaldırılması ve Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte yeni sistemin İslam`a aykırı olduğunu her fırsatta tepki gösterdiğinin altını çizdi.
"Şeyh Said İslam`ın hükümlerine karşı sessiz kalmadı"
Halka rağmen batılıların yaşam tarzını Müslümanlara dayatmaya çalışan yerli işbirlikçilerin oyunlarını bozmaya yönelik hareket başlattığını ifade eden Memur Sen İl Başkanı Memiş, "Hilafetin yeniden tesis edilmesi yönünde çalışma başlattı. Çalışmaları kısa sürede halk tarafından ilgi gördü ve İslam`ı hükümleri kaldıran yönetime karşı kıyam başlatıldı. Şeyh Said; Neye mal olursa olsun, İslam`ın hükümlerinin kaldırılmasına karşı sessiz kalmamayı; zulme ve zalime karşı mücadeleyi, direnişi önderi ve Rehberi olan Resulullah (S.A.V)`den bir miras olarak almıştı. Şeyh Said Diyarbakır cezaevi günlerinde kendisini görmeye gelen kızına hitaben; `Arkamızdan ağlayıp da zalimleri sevindirmeyin. Kıyamımızı iyi anlayın ve bizden sonrakilere anlatın.` vermiş olduğu bu anlamlı mesaj bizler için önemsenmesi ve üzerinde düşünülmesi gereken bir mahiyettedir" dedi.
Halka rağmen batılıların yaşam tarzını Müslümanlara dayatmaya çalışan yerli işbirlikçilerin oyunlarını bozmaya yönelik hareket başlattığını ifade eden Memur Sen İl Başkanı Memiş, "Hilafetin yeniden tesis edilmesi yönünde çalışma başlattı. Çalışmaları kısa sürede halk tarafından ilgi gördü ve İslam`ı hükümleri kaldıran yönetime karşı kıyam başlatıldı. Şeyh Said; Neye mal olursa olsun, İslam`ın hükümlerinin kaldırılmasına karşı sessiz kalmamayı; zulme ve zalime karşı mücadeleyi, direnişi önderi ve Rehberi olan Resulullah (S.A.V)`den bir miras olarak almıştı. Şeyh Said Diyarbakır cezaevi günlerinde kendisini görmeye gelen kızına hitaben; `Arkamızdan ağlayıp da zalimleri sevindirmeyin. Kıyamımızı iyi anlayın ve bizden sonrakilere anlatın.` vermiş olduğu bu anlamlı mesaj bizler için önemsenmesi ve üzerinde düşünülmesi gereken bir mahiyettedir" dedi.
"Benim mücadelem Allah ve din içindir"
Memiş, ailesi ve 46 arkadaşıyla birlikte 28 Haziran 1925 günü asılarak şehid edilen Şeyh Said`in son sözünün, "Muhakkak ki benim ölümüm Allah`ın dini olan İslam`ın hâkim olması içindir`` sözü olduğunu hatırlatarak, "Şeyh Said ve arkadaşlarının mücadelesinin İslami bir mücadele olduğunu ve onların sevdasının milliyetler ve uluslar üstü olduğunu, dünyadaki tüm İslam toplumları içerisinde küfür, şirk ve emperyalist tağuti rejimlere karşı İslam`ın tevhid bayraktarlığını dimdik ayakta tutan bir ilham kaynağıdır. Bu büyük İslam mücahidi ve şehidi Rabbi ile buluşma esnasında dile getirdiği şu cümle `Değersiz dallarda asılmama pervam yoktur. Muhakkak ki mücadelem Allah ve din içindir" sözleri, O`nun inancı ve karakteri zillet altında yaşamaya tahammül edecek bir inanç ve karakterde olamadığını göstermiştir. Şeyh Said kıyamı; hem kapsamı, hem etkisi, hem de İslami vurgusu açısından bu topraklar üzerinde son yüzyılda gerçekleştirilen en önemli İslami direniş hareketidir" ifadelerine yer verdi.
Memiş, ailesi ve 46 arkadaşıyla birlikte 28 Haziran 1925 günü asılarak şehid edilen Şeyh Said`in son sözünün, "Muhakkak ki benim ölümüm Allah`ın dini olan İslam`ın hâkim olması içindir`` sözü olduğunu hatırlatarak, "Şeyh Said ve arkadaşlarının mücadelesinin İslami bir mücadele olduğunu ve onların sevdasının milliyetler ve uluslar üstü olduğunu, dünyadaki tüm İslam toplumları içerisinde küfür, şirk ve emperyalist tağuti rejimlere karşı İslam`ın tevhid bayraktarlığını dimdik ayakta tutan bir ilham kaynağıdır. Bu büyük İslam mücahidi ve şehidi Rabbi ile buluşma esnasında dile getirdiği şu cümle `Değersiz dallarda asılmama pervam yoktur. Muhakkak ki mücadelem Allah ve din içindir" sözleri, O`nun inancı ve karakteri zillet altında yaşamaya tahammül edecek bir inanç ve karakterde olamadığını göstermiştir. Şeyh Said kıyamı; hem kapsamı, hem etkisi, hem de İslami vurgusu açısından bu topraklar üzerinde son yüzyılda gerçekleştirilen en önemli İslami direniş hareketidir" ifadelerine yer verdi.
Memiş, PKK`nin 26 Haziran 1992 yılında Diyarbakır`ın Silvan ilçesine bağlı Susa köyü Camisine düzenlediği saldırıda 10 Müslüman`ın ve Erzincan`ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde 33 Müslüman`ın katledilişlerinin yıl dönümüne de değinerek, "Cami içinde Rablerinin huzurunda oldukları bir esnada; satılmış, zalim ve din düşmanları tarafından Susa Camisinde savunmasız ve mazlum 10 muvahhid, Bağbağlar`da ise 33 Müslüman İslam düşmanları tarafından vahşice öldürüldüğünü" dile getirdi.
Memiş basın açıklamasının devamında, "Şeyh Said ve dava arkadaşlarının şahadetlerinin seksen sekizinci yıldönümünde rahmetle ve saygıyla anıyor, bizlere ve sonraki nesillere İslam`ın nurlu yolunu kanlarıyla aydınlattıkları için minnetle yâd ediyoruz" diyerek, "Yeryüzündeki İslam dininin kutsal mekânları olan camilerde Allah`a ibadet maksadı ile katledilen Silvan Yolaç (Susa) köyünün 21 yıl dönümünü başta olmak üzere Başbağlar katliamında yaşamını yitirenlere ve bu uğurda canlarını Rablerine adayan tüm mazlumların rahmetle yâd ediyor, camilere ve kutsal mekânlara yönelik tüm saldırı ve katliamları da lanetliyoruz" ifadelerini kaydetti. (Osman İçli-İLKHA)