ENES DURMAZ- DOĞRUHABER

Türkiye’yi şehir şehir gezerek sorunları yerinde tespit eden ve vatandaşların sıkıntılarını dinleyen HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun dünkü durağı Adıyaman oldu. İlçe ilçe gezerek vatandaşları dinleyen Yapıcıoğlu, Adıyaman ile ilgili sorunları ve ülke gündemine dair sorunlara yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Adıyaman merkezde basın mensuplarıyla bir araya gelen Yapıcıoğlu, “Uzun süredir memleketin farklı bölgelerinde dolaşıyoruz. Doğrudan doğruya halkla veya onların temsilcileriyle temas kurup sorunları onlardan dinlemeye çalışıyoruz. Farklı kesimlerle bir araya geldik sorularını dinleyip cevaplandırdık. Adıyaman özelinde birkaç başlığa değinip ülke genelinde siyasetin ve toplumun gündemi ile ilgili birkaç hususa değineceğiz. Adıyaman’da dile getirilen sorunların başında imar ve şehirleşme ile ilgili sorunlar var. Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı ve imara açılması ile ilgili şikayetler dile getiriliyor. Adıyaman ve çevre ilçelerinin altyapı sorunu maalesef devam ediyor. Kahta’da hemen hemen herkesin dile getirdiği yol çalışmaları ile ilgili şikayetler var. Altyapı veya herhangi bir arıza döneminde kazılan yolların tamirinin uzun süre giderilmediği ile ilgili sorunlar var. Barajın hemen kıyısında yaşanan su sorunu dile getirildi. Samsat ile ilgili de deprem konutlarının tesliminin uzaması en başlıca sorunlardan. Memleketin her tarafında olduğu gibi çiftçinin sorunları var. Elektrik fiyatlarının artmasıyla girdi maliyetlerinin artması ile ilgili şikayetler söz konusu.” ifadelerini kullandı.

25 YIL EVLİ KALAN KADINLARA EMEKLİLİK HAKKI TANINSIN

Yeni anayasa çalışmaları ile ilgili de konuşan Yapıcıoğlu, “Anayasa değişikliği iki farklı hususta yeni bir düzenleme getiriyor; birisi ailenin korunmasına yönelik hükümler birisi de başörtüsüne anayasal güvence. Ailenin korunmasına yönelik adımlar mutlaka atılmalıdır. Bunu da 10 yıldır gündemimizde tutuyoruz. Yeri geldiğinde bu konuyu toplumun gündemine, siyasetin gündemine taşımaya çalışıyoruz. Türkiye’de aile kurumu maalesef çatırdıyor. Boşanma oranları gittikçe yükseliyor. Evlilik yaşı gittikçe daha ileriye gidiyor. Boşanmalar kolaylaştı, evlilikler zorlaştı. Gençlerimiz maddi imkânsızlıklardan dolayı evlenemiyorlar. Biz bununla ilgili kamuoyuyla iki önerimizi paylaştık. Gençlerin evlendirilmesinin kolaylaştırılmasıyla ilgili şöyle bir öneride bulunduk. Maddi imkânsızlıklar nedeniyle evlenemeyen gençlere bir fon oluşturulmalıdır. Bu fon için kaynak temini babında yine belki bir ilk olarak şöyle bir öneride bulunduk. Şu andaki kanunlara göre geride mirasçı bırakmadan vefat eden vatandaşların mirasları hazineye aktarılıyor. Biz bu mirasın o fona devredilmesini ve bununla maddi imkansızlıklar nedeniyle evlenemeyen gençlerin evlendirilmesini önerdik. Elbette bu tek başına fon için yeterli bir kaynak olmaz. Başka kaynakların da oluşturulması gerekir. Bir diğer önerimiz evliliği teşvik ve belki de boşanmak isteyenlerin bir daha düşünmelerini temin edecek bir sonuç da doğuracak olan ama sadece bu değil özellikle kadınlara yönelik pozitif bir ayrıcalık olması bakımından şöyle bir öneride bulunduk. 25 yıl evli kalan kadınlara emeklilik hakkı tanınsın. Onlara emekli maaşı bağlansın. Bu çağrımızı buradan bir kez daha yineliyoruz. Bu vesileyle anayasada ailenin tarifinin tarihimize, örfümüze, kültürümüze, inancımıza uygun bir şekilde yapılmasının gerekli olduğunu, buna destek vereceğimizi ifade etmek istiyoruz” şeklinde konuştu.

BAŞÖRTÜSÜNE ANAYASAL GÜVENCE GETİRİLMELİ

Başörtüsüne anayasal güvence ile ilgili açıklamalarda bulunan Yapıcıoğlu, “Tesettür İslam’ın bir emridir. Bu emirden dolayı, inancından dolayı başını örten insanların, başını örtüp örtemeyecekleri ya da o hakkın sınırının belirlenmesi aslında yasal ya da anayasal düzenlemelere konu olmamalıdır. Çünkü siz bir inancın, ibadetin yerine getirilmesini yasayla sınırlandıramaz ya da olmayan bir şeymiş, biz yasayla değiştiriyoruz gibi bir davranış ortaya koyamazsınız. Böyle bir yaklaşım ortaya koymamalısınız. Fakat Türkiye normal bir memleket değil. Yani inancından dolayı başını örten insanların kamusal hizmetlerden yararlanma hakkının daha önce nasıl sınırlandırıldığına hep beraber şahit olduk. Şu anda belki fiilen o sıkıntılar yaşanmıyor ama hiçbir güvencesi de yoktur. Biz yine HÜDA PAR’ı kurduğumuz günden beri diyoruz ki tesettüre bir anayasal güvence sağlanmalıdır. Yasal ve anayasal güvenceler olmadan sadece fiili bir durumla yani sadece uygulamayla siz bunu serbest bırakırsanız yarın bir gün bir başkası gelir o da fiili uygulamayla, fiili bir durum oluşturarak tekrar o mağduriyetleri yaşatması mümkündür. Yasal güvence getirmek de bir güvencedir ancak yarın yine mecliste basit bir çoğunlukla değiştirebilir ve yine eski duruma dönebiliriz. Bu nedenle anayasa değişikliği daha zor olduğu için, mecliste nitelikli bir çoğunlukla ancak anayasayı değiştirmek mümkün olduğu için burada anayasal bir güvence getirilmesinin daha doğru bir yol ve yöntem olduğu kanaatindeyiz. Bu konuda yapılacak olan değişiklik için de şöyle bir önerimiz vardır. Anayasaya inanç hürriyetiyle ilgili maddeye bir fıkra eklemek, bir cümle eklemek suretiyle şöyle bir düzenleme yapılabilir; hiç kimse inancına aykırı bir davranışa zorlanamaz. Bunu bu şekilde anayasal bir güvenceye kavuşturmak mümkündür diye düşünüyoruz.” İfadelerini kullandı. 

ASGARİ ÜCRET YENİDEN TANIMLANMALIDIR

Asgari ücret ile ilgili partisinin görüşünü dile getiren Yapıcıoğlu, “Asgari ücretin tanımında, işçinin ailesi, bakmakla yükümlü olduğu kişiler yoktur. Tanımda sadece işçinin ailesi vardır ve asgari ücret yasal tanıma göre; işçinin, beslenme, giyinme, barınma, eğitim, kültür ve sağlık gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden karşılamaya yetecek ücrettir. Sadece işçinin ihtiyaçlarını gidermeye yetecek ücrete asgari ücret diye bir tarif getirilmiş. Bu tariften dolayı da asgari ücret sürekli açlık sınırının altındadır. Biz on yıldır asgari ücret vergiden muaf olmalı diyorduk, asgari ücret vergi dışı bırakıldı ancak tanımı değişmedi. İşçinin ailesi henüz tanıma dahil edilmedi. Sadece gıda için harcanan gidere açlık sınırı diyoruz. Bu bile asgari ücretin epey üzerinde ve 7400 TL’yi geçmiş durumdadır. Geldiğimiz noktada kiralar, elektrik, doğalgaz fiyatları çok yükseldi. Dolayısıyla bir ailenin, bir evin geçimi için gıda dışında harcaması gereken paralar, gıda için harcaması gerekenden iki katından daha fazladır. Yani bir işçi gelirinin üçte ikisini beslenme dışındaki barınma, ulaşım, giyim vb. ihtiyaçlarını karşılamak için kullanıyor. Bu haldeyken bile açlık sınırının altında olan bir asgari ücret aslında bir işçinin ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek ücret diye tarif edildiği halde bir tek kişinin ihtiyaçlarını karşılamaya bile yetmiyor. Şu anda bir kişinin temel ihtiyaçlarını gidermek için gerekli olan paranın 9.700TL olduğu açıklandı. Bu durumda asgari ücrete enflasyon oranında yapılacak bir zammın sadra şifa olmayacağı anlaşılıyor. Henüz asgari ücret tespit komisyonu çalışmalarına başlamadan bizim buradan çağrımız şudur; Lütfen asgari ücretin tanımını değiştirmeyi de gündeminize alın. Ama en azından şu anda bir kişinin yaşama maliyetinin altında kalmayacak bir rakam belirleyin.” dedi.

EMEKLİLERİN MAAŞLARINA DA DÜZENLEME YAPILMALI

Emekli maaşı ile geçimini sağlamaya çalışanların da sıkıntılarının dile getiren Yapıcıoğlu, “Asgari ücret ile ilgili işçi sendikaları oturup bir pazarlık yapabiliyor. Ama herhangi bir pazarlık gücü olmayan, belki sadece seçim yakın olduğun için, sadece oylarıyla ikna kabiliyetlerini devreye koyabilecek emekliler var. Emekli maaşlarının neredeyse tamamı, bu bahsettiğimiz açlık ve yoksulluk miktarlarının altında. Mutlaka emekli kesimin içinde bulunduğu bu zor şartlar göz önünde bulundurarak en azından karınlarını doyurmaya yetecek bir miktarda maaş belirlenmesi yapılmalıdır.” İfadelerini kullandı.

KAMU KURUMLARINDA SAVURGANLIK VE İSRAFIN ÖNÜNE GEÇİLMELİ

Bütçe ile ilgili sürekli açıklar verildiğinin altını çizen Yapıcıoğlu, “En son 2022’nin bütçesi geçtiğimiz aralık ayında 2022 bütçesi yapılırken bütçe açığı 278 milyar olarak öngörülmüş. Fakat daha sonra bir ek bütçe yapıldı ve orta vadeli bir plan açıklandı. Bu bütçe açığı 278 milyardan 461 milyar liraya çıktı. Bu rakamlarda durabilecek miyiz? O da meçhul. Çünkü sadece ekim ayının bütçe açığı 83 milyar. Eylül ayında bütçe 78.6 milyar açık vermişti. O dönemlerde basında bu açık ile ilgili bugüne kadar kaydedilmiş en yüksek bütçe açığı olarak ifade edildi. Sonraki ayda 5 milyarı aşkın bir açık daha eklendi ve açıklar artmaya devam ediyor. Ve bu açıklar daha fazla borçlanma, daha fazla faiz yükü ve özellikle dar gelirli kesimlere ayrılan bütçenin biraz daha azalması demek. Bize göre bütçe açıklarının başında kamudaki savurganlık ve israf geliyor. Kurumların işleyişini bilenler şunu yakından bilirler. Sene sonuna yaklaşırken o kurumlar için sene başında ayrılmış bütçelerin bir an önce tüketilmesi için adeta bir harcama yarışına girilir. Çünkü o kurum kendisine ayrılan bütçeyi harcayamamışsa, bitirememişse onun bütçesinin azalacağı endişesiyle ihtiyaçları olmasa dahi o parayı harcama yoluna giriyorlar. Merkezi hükümetin bu konuya dikkatini çekiyoruz ve mutlaka bunun önüne geçilmeli, hangi kurum hizmetleri aksatmadan tasarruf yapabiliyorsa cezalandırmak yerine o kurumun idarecileri, ödüllendirilmelidir.” diyerek yetkililere çağrıda bulundu. 

HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu'ndan taziye mesajları

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Gazze'de 21 kişinin hayatını kaybettiği yangın ile Süleymaniye'deki gaz kaçağı patlamasında ölen 15 kişi için taziye mesajı yayımladı.

HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, Gazze'de 21 kişinin hayatını kaybettiği yangınla ilgili taziye mesajı paylaştı. Gazze Şeridi'nde bir apartman dairesinde çıkan yangında 21 kişi hayatını kaybetti. Yapıcıoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şu ifadeleri kullandı: "Gazze'de Cebaliye mülteci kampındaki bir binada çıkan yangın nedeniyle aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 21 kişinin vefat ettiği haberini aldık. Vefat edenlere Allah'tan rahmet, ailelerine ve kardeş Filistin halkına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyorum."

HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, Süleymaniye'deki gaz kaçağı patlamasında ölen 15 kişi için de taziye mesajı yayımladı. Yapıcıoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: Süleymaniye'deki bir binada gaz tankının patlaması sonucu 15 kişinin vefat ettiğini çok sayıda yaralı olduğunu derin bir teessürle öğrendik. Vefat eden kardeşlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine ve Kürdistan halkına başsağlığı, yaralılara acil şifa diliyorum." (İLKHA)