• DOLAR 34.546
  • EURO 36.186
  • ALTIN 2982.684
  • ...
SON DAKİKA
Prof. Dr. Kocatürk: KOAH önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Sosyal medya hesabında 16 Kasım Dünya KOAH Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, KOAH'ın iki türü olduğuna dikkat çeken Kocatürk, sigara ve tütün ürünlerinin bırakılması, verilen ilaçların düzenli kullanılması ve fiziksel egzersiz yapılmasının tedavide önemli adımlar olduğuna vurgu yaptı.

"KOAH en yaygın üçüncü ölüm nedenidir"

Kocatürk KOAH'ın ölüm nedenleri arasında kanserden sonra geldiğini belirterek, "KOAH Kalıcı solunum şikâyetlerine neden olan önlenebilir ve tedavi edilebilir bir akciğer hastalığıdır. En yaygın üçüncü ölüm nedenidir (Birincisi kalp ve damar hatalıkları, ikincisi kanser, üçüncüsü KOAH). Sıklığı giderek artmaktadır. Ülkemizde görülme sıklığı yaklaşık yüzde 20 kadardır. En sık sebepler; sigara dumanı, toz ve kimyasallar, hava kirliliği, solunum yolu enfeksiyonlarıdır. En sık görülen öksürük, balgam, nefes darlığı görülür.  Başlıca iki tipi vardır (Amfizem tipi ve Kronik Bronşit tip). Tanı için göğüs hastalıkları uzmanı tarafından yapılan muayene ve solunum testine ihtiyaç vardır. En önemli tedavi maruziyetin önlenmesi, sigara ve tütün ürünlerinin bırakılması, verilen ilaçların düzenli kullanılması ve fiziksel egzersiz yapılmasıdır. Enfeksiyonların önlenmesi için korunma ve aşılanmaya özen göstermek gereklidir. farkındalığının artması için hepimize görev düşmektedir." ifadelerini kullandı.

"Hava akciğerlerde tıkalı olarak kalıyor"

Hastalığın nasıl oluştuğu hakkında bilgi veren Kocatürk, "KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) giderek daralan, içeriye giren havanın daha az çıktığı dolayısıyla akciğer hacminin giderek daha fazla olması gereken ama işe yarayan akciğer havasının ne yazık ki daha az olduğu bir hastalıktır. Yani giderek daha fazla hava akciğerlerde tıkalı olarak kalıyor. Almış olduğumuz havasının eşit olarak çıkması gerekirken her seferinde daha azı çıkıyor. Çünkü hava yolları giderek daralıyor. Daralınca akciğerlerde kan, gaz değişimi yapan odalarda daha fazla hava hapsoluyor. O hava hapsi bir müddet sonra işe yaramıyor ve yanındaki odaları da sıkıştırıyor ve aralardaki duvarlar yıkılıyor. Yani milyonlarca odadan oluşan akciğerdeki kan, gaz değişimindeki odaların aralarındaki duvarlar yıkılıyor ve çok daha büyük ve ne yazık ki işlevsiz odacıklar oluşmaya başlıyor. Buna anfizematöz tipi deniliyor." dedi.

"KOAH ikiye ayrılıyor"

KOAH'ın çeşitleri hakkında değerlendirmede bulunan Kocatürk, "Bir de bronşittik tip var. Yani akciğerin uç bölgeleri değil de ana havayolları etkileniyor. Daha çok balgamın olduğu, daha çok tıkayıcı sekresyonların olduğu halidir. KOAH ikiye ayrılıyor, bir tanesi amfizem tipi,  bir tanesi kronik bronşit gibi. Kronik bronşit gibi yüzde 30'u oluşturuyor yaklaşık olarak. Bunlar bitmeyen balgamdan şikâyetçiler. Bunlarda hava yollarındaki daralma asal problemdir. Amfizemde ise 'Nefesim çıkmıyor.' der hastalar. Gerçekten de çıkmıyor. Çünkü içerde hava hapsi oluştu. Göğüs kafesleri genişler fıçı göğüs dediğimiz hali alır." şeklinde konuştu. (İLKHA)



Bu haberler de ilginizi çekebilir